GAZİANTEP (A.A) - Zerin Özdilek - Zirve Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Rıza Ülker, Türkiyede otizmin zihinsel bir engel olarak görüldüğünü,
ancak bunun böyle olmadığını belirtti.
Ülker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapılan kan testiyle down
sendromunun doğumdan önce tespit edildiğini ancak otizmin tespit edilemediğini,
bu rahatsızlığı sonradan olan bir yaşantının tetiklediğini bildirdi.
Amerikalı annelerin otizmin sebebini aşılara ve organik olmayan katkılı
gıdalara bağladığını dile getiren Ülker, Türkiyede ise otizm zihinsel bir
engel olarak görülüyor ama otizm zihinsel bir engel değildir. Otizmli çocuklar
sadece farklı düşünüyorlar ama eksik değiller dedi.
Otizmin beyindeki sinir bağlantılarıyla ilgili nörolojik bir rahatsızlık
olduğunu ifade eden Ülker, otizmlilerin zihinsel engel olmadığını şu örnekle
anlattı:
İngilterede Stephen Wiltshire isimli ve canlı kamera lakaplı otizmli
birisi var. İlk defa helikopterden 45 dakika gördüğü Romanın şehir krokisini
zihinden üç günde panaromik, 7-8 metre uzunluğunda bir kağıda tüm detaylarıyla
çiziyor. O anki trafiğin durumu, tarihi binalardaki pencere ve direk sayısı
dahil. Bu örnek otizmliler zihinsel engellidir genellemesinin yanlış olduğunu
gösteriyor.
-Erken teşhiste anne ve öğretmen önemli
Ülker, otizmin erken teşhisinde anne ve ilkokul öğretmenin çok önemli
olduğunu vurguladı. Otizmde erken teşhisin 2 yaşından önce konulmasının önemine
değinen Ülker, Bu tanı çocuğun göz kontağının olup olmadığı, annesinin
bakışlarını takip edip etmediği izlenerek konulabilir. Erken teşhisle beraber bir
ilgi ve sevgi yumağı varsa, gereken uzman yardımı da alınırsa bu çocuklar kendi
öz bakımlarını yapabilecek hale gelebilir diye konuştu.
Ülker, otizmli çocukların kısmen de olsa sosyalleşerek kendi yeteneklerini
bulup rahat bir yaşam sürebileceğini ancak otizmin kesin bir tedavisinin
olmadığını belirtti.
Otizm belirtileri gösteren çocukların annelerinin de duruma bakış açısının
farklılık gösterebildiğini, bazılarının farklılıkları hissettiğini ancak
Büyüyünce geçer, bunun babası da böyleydi diyerek durumu önemsemediğini,
kimilerinin ise her şeyi kendine mal ederek, çocuğu kendi başarısızlığı olarak
gördüğünü anlatan Ülker, şöyle konuştu:
Bu iki anne tipi de problemli. Çünkü utanma belasına, çocuklarını gizleme
davranışına giriyorlar. Amerikada otizmli çocuklar çok rahat hareket edebiliyor,
hayatın içindeler, çünkü toplum olarak otizmi daha iyi anlamış durumdalar. Ama
Türkiyede böyle değil, otizmli çocuklar maalesef rahat hareket edemiyorlar.
Otizmliler sosyalleşerek, kendi yeteneklerini bulup daha rahat bir hayat
yaşayabilir.
Otizmli bir çocuğa sahip annelerin yaşadıkları sıkıntılara değinen Ülker,
ailelere destek verilmesi, çocuklarındaki gizli, özel yeteneği ortaya çıkarmak
için hayat boyu mücadele eden annelerin korunması gerektiğini vurguladı.
Ülker, ailelerin otizmli çocuklarını sevgi ve ilgiyle değişik tecrübeler
yaşayabilecekleri ortamlarda bulundurarak gizli yeteneklerinin keşfini
hızlandırabileceğini kaydetti.
Yayıncı: İsmail Fidan