DÜZCE (A.A) - Onur Orhan - Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma
Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, Türk
Gıda Kodeksinde prolin (aminoasit türü) analizlerinin zorunlu hale
getirilmesinin sahte bal kaygısını yok ettiğini söyledi.
Kekeçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığınca taklit ve tağşiş üretim yapan firmaların teşhir edilmesinin çok
doğru bir adım olduğunu anlattı.
Halkın artık sahte bal yemek istemediğine dikkati çeken Kekeçoğlu,
Dolayısıyla ilgili bakanlığın yasal yaptırımlarda sıkı davranması herkesi
memnun etti. Çok daha önceden yapılmalıydı, geç bile kalındı dedi.
Kekeçoğlu, satıcıların fazla kar amacı gütmesinden dolayı taklit ürünlere
yöneldiğini öne sürerek, tüketicileri düşünen satıcıların nadir bulunduğunu
savundu.
Satıcılarımızın çok fazla hassas davrandıklarını düşünmüyorum diyen
Kekeçoğlu, Yok mu- Var tabii ki ama bunun oranı olmayanlara nazaran çok az.
Dolayısıyla üretici kazanacağı parayı düşünüyor. Daha fazla şeker ve mısır
şurubu vererek, daha az masrafla ne kadar fazla bal elde edip satış yapabilirim-
düşüncesini taşıyor. Bu, hiçbir şekilde doğru değil. İnsanların artık gerçek bal
yemesi gönlümüzden geçiyor şeklinde konuştu.
-Sahte ve gerçek balı birbirinden ayırmak mümkün değil-
Balın tedavi edici yönünün kalmadığını iddia eden Kekeçoğlu, mısır şurubu
kullanımının yaygınlaştığını, bu uygulamanın insan sağlığına çeşitli zararları
bulunduğunu iddia etti.
Kekeçoğlu, mısır şurubundaki fruktozun karaciğerde sigaraya benzer yekilde
tahribat yaptığını ileri sürerek, Çünkü fruktoz direk karaciğerde sindiriliyor.
Dolayısıyla karaciğere zarar veriyor. Mısır şurupları, diğer çay şekerlerine göre
çok çok ucuz. Bu nedenle üretici daha az masraf yapmak istiyor diye konuştu.
Balın rengine ya da tadına bakarak sahte olduğunu anlayamazsınız diyen
Kekeçoğlu, mutlaka laboratuvarda analiz yapılması gerektiğini söyledi.
Marketlerde satılan balların bütün kriterlere uyduğunu söylemenin yanlış
olduğunu ifade eden Kekeçoğlu, şöyle konuştu:
İlgili bakanlık gıda kodeksine balla ilgili yeni kriterler ekledi. Bu
kriterlerden biri prolin. Prolin analizlerinin Türk Gıda Kodeksinde zorunlu
koşulması, artık sahte bal, gerçek bal kaygısını insanlarda yok edecek bir kriter
oldu. Prolin analizlerinin Türk Gıda Kodeksinin değerlerine uygun olması halinde
balın sahte olmadığına yüzde 100 emin olabiliriz. Prolin, sadece balda bulunan
esansiyel bir amino asittir, bunu dışardan sağlamak mümkün değildir.
-Vatandaşlara tavsiyeler-
Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, sahte bala karşı şunları tavsiye etti:
Tüketicimiz balı marketten alıyorsa etiketine dikkat edebilir. Etikette
Türk Gıda Kodeksinin değerlerine uyumlu mu, değil mi mutlaka belirtiliyordur.
Arı yetiştiricileri birliğince üretilmiş ve piyasaya sunulmuşsa o çok daha güzel.
Çünkü etiketin üzerine hangi arıcıya ait olduğunu bile koyuyor.
Halkımızda şurupla besleme yanlış anlaşılıyor. Tabii ki onu besleyeceksiniz
ama öyle bir dönemde besliyorsunuz ki... Örneğin kış dönemi, çevrede nektar ve
polen yok. O arının yaşaması gerekiyor. O beslemeyi o arının yaşaması için
yapıyorsun, bal yapması için değil. Şeker şurubuyla besleme yanlış bir şey değil,
sadece doğru zamanda yapıldığı zaman iyi oluyor.
Çevrenizde tanıdığınız arıcılar varsa onlardan bal almanız tercihen daha
iyidir.
Yayıncı: Kemal Kaymak