Ruhun gıdası müzikle şifa buluyorlar

Ruhun gıdası müzikle şifa buluyorlar -Kocaelide ruhsal bozukluğu olan hastalar, mesleklerine, burçlarına, yaş gruplarına ve ten renklerine göre belirlenen tedavi yöntemiyle klasik Türk musikisi ve su sesi eşliğinde rehabilite e


KOCAELİ (A.A) - Murat Paksoy - Yunus Emre Günaydın - Kocaelide ruhsal bozukluğu olan hastalar, mesleklerine, burçlarına, yaş gruplarına ve ten renklerine göre belirlenen tedavi yöntemiyle klasik Türk musikisi ve su sesi eşliğinde rehabilite ediliyor.
     Sağlık Bakanlığının Sağlıklı Dönüşüm projesi kapsamında Derince ilçesindeki Kusachi Kültür Merkezinde faaliyet gösteren Toplum Temelli Ruh Sağlığı Merkezinde Kaliteli Yaşam İçin Müzikterapi ile Toplum Ruh Sağlığının Desteklenmesi çalışması kapsamında akustik için ahşapla kaplı özel terapi salonu oluşturuldu.
     Ağır ruhsal sorunları olan hastalar bu merkezde sahip oldukları özelliklere göre belirlenen tedavi yöntemiyle rehabilite ediliyor.
     Proje danışmanı Marmara Üniversitesi (MÜ) İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müziğin her türlü ibadette ve hastalıkların tedavisinde kullanılmasının tarihi gerçekler arasında olduğunu ifade ederek, müzikle tedavinin Türk hekimlerince icat edilmese de onların elinde geliştiğini ve yeniden şekil bulduğunu söyledi.
     Hangi makamın hangi rahatsızlığa iyi geldiğini tespit etmek için tarih boyunca müzikterapi uygulandığına işaret eden Turabi, Rast makamı beyin hastalıklarına iyi gelmektedir. Bu makamın frekansı ve titreşimi, beyinde bulunan balgam sıvısını daha aktif hale getiriyor dedi.
     Prof. Dr. Turabi, rast makamının kafa travmaları, beyin hastalıkları ve felce iyi geldiğinin tespit edildiğini vurgulayarak, Aynı şekilde hicaz makamı, uyku zorluğu olanlarda ve idrar zorluğu çeken prostat hastalarına iyi gelmektedir. Hicaz makamını sürekli dinleyen bir hastamızın daha sıklıkla idrara çıkabildiği, uyku zorluğu yaşayanların da pek rahat uyuyabildiği tespit edilmiştir şeklinde konuştu.
     Müzikle tedavinin su, ney, kaval sesi ya da herhangi bir makamdan ibaret olmadığını anlatan Turabi, tedavinin hekim, psikiyatr ya da psikolog veya bir müzisyen ve işin tarihini bilen, mahiyetini kavramış birinin danışmanlığında yürütülecek profesyonel ve zor bir iş olduğunu kaydetti.
    
     -Kişiye özel tedavi yöntemi-
    
     Turabi, etkili tedavi için hastaların burçları ve mensup oldukları milletin belirlenmesi gerektiğine dikkati çekerek, Türk milletine uşak, Araplara Hüseyni, Avrupalılara Buselik, İranlılara ise Isfahan ve benzeri makamların daha fazla tesir ettiğini anlattı.
     Ten renklerinin de önemli olduğunu aktaran Turabi, Buğday tenliler, sarışınlar, esmerler, beyaz tenliler, bunlara da farklı farklı makamlar tesir ediyor. Ayrıca meslekler var. Fiziksel gücü, beyinsel gücüyle çalışanlar, dervişler, bürokratlar var. Bunlara göre de farklı makamlar tespit etmek zorundasınız diye konuştu.
     Prof. Dr. Turabi, günün herhangi bir saatinde insanların üzerinde farklı makamların tesirli olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
     Bunların bütün kombinasyonunu yaptığınız zaman, bazen bir hastayla birkaç gün uğraşmak zorundasınız. Yani bu hastanın, hangi saatte hangi makamı, hangi enstrümandan dinleyeceği de belirlenmelidir. Dolayısıyla müzikle terapi süreci zor bir olaydır. Müzik terapiyi hepimiz yapıyoruz. Herhangi bir dolmuşa bindiğiniz zaman, o dolmuşu kullanan kişi de bir müzik çalıyor. Çünkü, o orada terapi yapıyor zaten. Bugün ders çalışan bir öğrenci, beğendiği müziği dinleyerek motive oluyor.
     Motive olmak da bir nevi terapidir. İddiamız, bu merkezde insanları müzikle tedavi etmektir. Müzik terapi ruhsaldır ancak müzikle tedavi hem ruhsala hem fiziksel hastalıklara hitap etmektedir. Dolayısıyla burada, Gevrekzade Hafız Hasan Efendinin bıraktığı yerde, yani iki asır önce miras bıraktığı tedaviyi tekrar canlandırmaya, hatta modern tekniklerle inkişaf ettirmeye çalışıyoruz.
     Su sesinin insanoğlunu öteden beri etkilediğini, insanoğlunun hayatiyeti için de vazgeçilmez bir unsur olduğunu anımsatan Turabi, suyun insanoğlunun fiziksel ve ruhsal hastalıklarında bir numaralı tedavi unsuru olduğunu sözlerine ekledi.
    
     -İl Sağlık Müdürü-
    
     İl Sağlık Müdürü Hasan Aydınlık ise yaklaşık 300 yıldır uygulama şansı bulunmayan müzikle terapiyi canlandırmak ve topluma katkı sağlamak için istişare yaptıklarını belirterek, bazı akademisyenlerin kendilerine cesaret verdiğini, tefrişin dışında özellikle sazendelerin istihdamı için finansmana ihtiyaç duyduklarını, projeyi Doğu Marmara Kalkınma Ajansının (MARKA) desteğiyle başlattıklarını söyledi.
     Ağır psikolojik rahatsızlığı bulunanların evlerinden servislerle ücretsiz alınıp merkeze getirildiğini dile getiren Aydınlık, Hastalık grupları, tanıları, meslekleri ve yaş gruplarına göre günün belli saatlerinde belli makamları uyguluyoruz. Eski klasik Türk musikisi sazları ve nağmeleri eşliğinde, güftesiz, tamamen saz semaileriyle akademisyenlerin önerdiği çerçevede, müzik icra ediyoruz. Beraberinde kuş ve su sesiyle güzel kokuyla destekliyoruz diye konuştu.
     Aydınlık, müzikle terapiyi bilimsel altyapısı olan bir çalışmaya dönüştürdüklerini vurgulayarak, projenin daha da güçlenerek sürdürüleceğine inandığını bildirdi.
     Dezavantajlı aile çocukları, toplum dışına itilmiş, çeşitli problemleri olan ve sokakta yaşayan ancak beraberinde onarılmaz gibi gözüken yaraları olan, ruhsal travma yaşamış bazı insanların yanı sıra otizmle ilgili sorunlar yaşayan çocukları da projeye ekleyebileceklerine dikkati çeken Aydınlık, tedavinin ilk ayında aldıkları sonuçların sevindirici olduğunu kaydetti.
     Projeye 50 hastayla başladıklarını, hedeflerinin 500 hastaya ulaşmak olduğunu ifade eden Aydınlık, hastaları topluma kazandırmaya ve ilaç tedavilerinin düzenli bir şekilde yapılmasını sağladıklarını belirterek, merkeze gelen hastaların psikiyatrist tarafından kontrol edilmesini sağladıklarını anlattı.
    
     Yayıncı: Kemal Kaymak
<< Önceki Haber Ruhun gıdası müzikle şifa buluyorlar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER