Şemsin ölümü bilim adamları için de

Şemsin ölümü bilim adamları için de sır -Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şimşekler: Bilim, Şems-i Tebrizi, öldürüldü mü- sorusu karşısında malzemesiz kalıyor. Bu konuda öldürüldü ya da öldürülmedi demek eli


KONYA (A.A) - Murat Aslan - Mevlananın yakın dostu Şems-i Tebrizinin günümüzden yaklaşık 750 yıl önceki akıbeti; halen bilim adamları tarafından araştırılıyor.
     Yükseköğretim Kurulunun (YÖK), 2012 Eylül ayında, Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde Mevlana ve Mevlevilik Araştırmaları Anabilim Dalının kurulması kararının ardından, Mevlana ve Mevlevilik bir bilim dalı oldu.
     Bu kararla Mevlana ve Mevlevilik ile ilgili Türkiyede tek bilimsel otorite haline gelen Mevlana Araştırmaları Enstitüsünün Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pek çok popüler romana da konu olan Mevlananın hayatı, Şems-i Tebrizi ile karşılaşması, eserleri, etkileri ve onunla ilgili yazılan eserler gibi pek çok alanda bilimsel çalışmaları hızlandırdıklarını söyledi.
     Şimşekler, 2013 yılının Şubat ayından itibaren alacakları yüksek lisans öğrencileri ve yaptıracakları tezlerle, Mevlana hakkındaki bazı yanlış bilinen konuların önüne geçmeyi de amaçladıklarını dile getirdi.
    
     -Mevlana ve Şems bugün buluştu-
    
     Mevlana ve Şemsin 29 Kasım 1244 tarihinde ilk kez Konyada buluştuğunu belirten Şimşekler, Mevlananın, bu buluşmanın ardından 1,5 yıla yakın Şems-i Tebrizi ile hemhal olduğunu aktardı.
     Bu hemhal durumunun; sohbet, birbirini irşat şeklinde, genellikle Mevlananın evinde, bazen Selahattin Zerkubun evinde, bazen de Mesnevinin katibi Çelebi Hüsamettinin Meramdaki bağında gerçekleştiğini ifade eden Şimşekler, Mevlananın eşinin görgü tanıklığındaki kaynaklara göre, bazen diz dize oturuyorlar sohbet ediyorlar, bazen yan yana oturuyorlar hiç bir şey konuşmuyorlar. Bazen abdest alıp namaz kılıyorlarmış dedi.
     Bu geceli gündüzlü birliktelik üzerine halktan bazı kimseler ile Mevlananın öğrencileri ve müritlerinin, Mevlana elimizden gitti, oysa bize dersler veriyordu, bizi aydınlatıyordu diye tepki gösterdiklerini ve buna neden olduğu gerekçesiyle suçladıkları Şems-i Tebriziye kin beslediklerini anlatan Şimşekler, şöyle devam etti:
     Sonunda Şems, bu fitne, fesat, dedikodudan rahatsız oluyor ve Belki Hz. Mevlananın rahatlamasına sebep olabilir diye Konyadan ayrılıyor. Bu ayrılık 9 ay kadar sürüyor. Mevlana, Şemsin Şamda olduğu haberini alınca oğlu Sultan Veledi beraberindeki 20 kişiyle birlikte Şama yolluyor ve Şemsi getirtiyor. 7-8 ay bu birliktelik devam ediyor. Konya halkı, öğrencileri ve müritleri, her ne kadar Mevlanaya onun hakkında kötü konuşmayacağız diye söz verseler de tekrar hakkında fitne fesat yaymaya başlıyorlar. Ve bu süreç içerisinde Şems-i Tebrizi bir gün aniden ortadan kayboluyor.
    
     -Rivayetlerde ve popüler romanlarda öldürüldü deniyor-
    
     Şimşekler, rivayetlerde ve son dönemdeki bazı popüler romanlarda Şems-i Tebrizinin bir cinayet sonucu öldürüldüğünün belirtildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
     Bu öldürülme olayıyla ilgili tek bilgiyi, bu tarihten yaklaşık 100 yıl kadar sonra yazılan Eflaki Dedenin Ariflerin Menkıbeleri adlı eseri veriyor. Burada Şemsin öldürüldüğünden bahsediliyor ancak aynı kaynakta yer alan bu bilgilere inanırsak, Şemsin mezarı bugünkü bilinen yerde değil, Mevlana Müzesi içinde Mevlananın babasının yanı başında olmalıdır. Bu, çelişki oluşturuyor. Bugünkü Şems-i Tebrizi Türbesi ise Mevlananın yaşadığı dönemden 150 yıl kadar sonra, o tarihte Konyada yaşayan hem Hristiyanlar hem de Müslümanlarca şifalı olduğuna inanılan bir su kaynağının yanına yapılmış. Şemsin burada öldürülüp kuyuya atıldığının bilinip bilinmemesi bir tarafa, mezarının da nerede olduğu kesin olarak bilinmiyor. Bu konuda o kadar çok rivayet var ki; Konyada 3 nokta, Türkiye genelinde 4 nokta, hatta İran ve Pakistanda bile Şemsin mezarı ya da makamı gibi algılanan yerler var.
    
     -Sultan Veledin İbtidaname adlı eseri-
    
     Bize göre en doğru ve ilk kaynak Mevlananın oğlu Sultan Veledin İbtidaname adlı eseridir diyen Şimşekler, Mevlana ve Şemsle ilgili en eski kaynak olan bu eserde dostlukları hakkında detaylı bilgiler verilmesine rağmen, Şemsin ölümünden veya öldürülmesinden hiç bahsedilmediğini vurguladı. Şimşekler, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Sadece gizlendi, kayboldu şeklinde ifadeler vardır. Şimdilik bize göre en doğrusu budur. Biz, Hz. Mevlananın şiirlerinden hafiye gibi bir şeyler çıkarmaya çalışıyoruz. Ancak Mevlana bazı beyitlerinde; Şemsimiz kuyuya düştü, bazı beyitlerinde ise Onun öldüğünü kim söyledi- gibi ifadeler kullanıyor. Bilim, Şems-i Tebrizi öldürüldü mü- sorusu karşısında malzemesiz kalıyor. Bu konuda öldürüldü ya da öldürülmedi demek elimizdeki verilerle şimdilik mümkün değil.
    
     -Öldüğüne inansaydı 2 kez Şama gitmezdi-
    
     Şimşekler, bütün bunların yanında, Mevlananın, Şemsin son kayboluşundan sonra, Acaba yeniden Şama gitmiş olabilir mi- diye düşünerek bizzat 2 kez Şama gittiğinin oğlu tarafından vurgulandığına işaret ederek Eğer Mevlana, Şems-i Tebrizinin öldürülmüş ya da ölmüş olduğunu bilmiş olsaydı, 2 kez Şama bizzat gidip onu aramazdı diye konuştu.
    
     Yayıncı: Ahmet Kayır
<< Önceki Haber Şemsin ölümü bilim adamları için de Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER