Suriyede Yaşanan Olayların Gaziantep ve Güneydoğuya

Suriyede Yaşanan Olayların Gaziantep ve Güneydoğuya Ekonomik ve Sosyal Etkileri (1) -CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: -Bütün komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Suriye, Irak, İran, hiçbir komşumuzla kavga etmek iste


GAZİANTEP (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bütün komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Suriye, Irak, İran, hiçbir komşumuzla kavga etmek istemiyoruz. Birbirimize saygı ölçüleri içinde insan olarak bir arada barış içinde yaşamak istiyoruz dedi.
     Kılıçdaroğlu, Şehitkamil Kültür Merkezinde düzenlenen Suriyede Yaşanan Olayların Gaziantep ve Güneydoğuya Ekonomik ve Sosyal Etkileri konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Türk dış politikasında ciddi bir kriz yaşandığını iddia etti.
     Türkiyenin komşularıyla sorunlar yaşadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, Yaşanan bir kriz var, adına Suriye krizi diyoruz. Aslında adına Suriye krizi denmekle beraber dış politikamızda ciddi bir kriz yaşanıyor. Çünkü sorun sadece Suriye ile ilişkili değil, Irakla sorunlarımız var, İranla sorunlarımız var. Baktığınız zaman bölgede ciddi bir sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız diye konuştu.
     Sorunlardan en çok etkilenen illerin başında Gaziantep, Kilis ve Hatayın geldiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
     Burada sorunlarınızı dinleyeceğiz ve bunu gerekirse uluslararası platformlarda dile getireceğiz. Nedir olayın özü, artısı eksisi nedir, kente ne verdi, ne götürdü, bunların tartışılması lazım. Düşüncemizi sorarsanız bütün komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Suriye, Irak, İran, hiçbir komşumuzla kavga etmek istemiyoruz. Birbirimize saygı ölçüleri içinde insan olarak bir arada barış içinde yaşamak istiyoruz.
     Geldiğimiz noktada, Suriyede iç çatışma var. Bu iç çatışma bizim kabul ettiğimiz bir çatışma değil. CHP olarak biz Suriyenin bir iç çatışma yaşamasından üzüntü duyuyoruz. Kardeşin kardeşi vurması doğru bir uygulama değil. Bunu kabul etmek mümkün değil. İki komşu arasında olacak tartışmayı yatıştırmaya çalışırız. İnsanları barıştırmaya çalışırız. Barıştan yana tavır koyarız. Ahlaki olarak da bu böyledir, kültürel olarak da bu böyledir. Ama tartışan iki kişiden birisinin eline silah verip git onu öldür demek doğru değil. Türkiyenin pozisyonu şimdilik bu. Silah veriyoruz birisine git onu öldür diyoruz. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey ilk kez oluyor. Cumhuriyet tarihimizde bu bağlamda ilk kez böyle bir kırılma var.
     Kılıçdaroğlu, Türkiyenin bölgedeki ağırlığını kaybettiğini savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Bütün komşularımızla iyi geçinecektik, sıfır sorunlu olacaktı. Ama şimdi sıfır sorun değil, artık sıfır komşu var. Öyle bir dış politika izledik ki birbiriyle düşman olan iki ülkenin ortak düşmanı Türkiye oldu. Bunu da düşünmemiz lazım. İsraille de ilişkilerimiz iyiydi. Suriye ile de ilişkilerimiz iyiydi. İkisi kavga ederdi ama Türkiye hakem rolü oynardı. Türkiyenin bir ağırlığı vardı bölgede. Bu ağırlığı çerçevesinde önemli aktördü Türkiye. Ama bugün geldiğimiz noktada o önemli aktör olma rolünü büyük ölçüde kaybetmiş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Rolünü kaybetmiştir. Bu bizi rahatsız ediyor.
    
     -Hiçbir zaman Esedin politikalarını savunmadık-
    
     Kılıçdaroğlu, referandum sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Gaziantepe geldiğini ve buradaki mitingde konuşma yaptığını anımsattı.
     İzin verirseniz Sayın Başbakan, o mitingde neler söylemiş hafızalarımızı yenilemek için kendisini bir dinleyelim diyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğanın Suriye ile ilgili yaptığı konuşmanın bir bölümünü sinevizyon aracılığıyla katılımcılara izletti.
     Videonun paylaşılmasının ardından tekrar konuşan Kılıçdaroğlu, Düşman üretme politikasından yarar değil zarar çıkar. Bu da Sayın Başbakanın sözü. Bu mitingde doğru şeyler söylüyor. Vizeler kalktı iki ülke arasındaki akrabalar gidip geliyorlardı. Esnaf rahattı. Sanayiciler rahattı. Bu sadece Gaziantepte değil, Kiliste de Hatayda da böyleydi diye konuştu.
     O zaman sormamız gereken soru şu; o tarihten bu tarihe ne oldu ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
     Esed gene aynı Esed. Baskı ise o zaman da baskı yapıyordu. Ne oldu bir gecede bütün politikaları değiştirdik. Esedi bir gecede baş düşman yaptık. Neymiş, Suriyeye demokrasi götüreceğiz. Altını özenle çiziyorum; hiçbir zaman Esedin politikalarını savunmadık. Baskı uyguladı, yeri geldi eleştirdik. Ama vizelerin kalkması, geçişlerin kolaylaşması, akrabaların birbirlerine gidip ziyaret etmesi gibi konulara hiç karşı çıkmadık. Demokrasi, zaman içinde gelir. Demokrasi zor kazanılır ama kolay kaybedilir. Demokrasiyi kazanmak için insanlık tarihine baktığınız zaman ağır bedeller ödenmiştir. Türkiye de ödedi bu ağır bedelleri, Suriye de ödeyebilir. Türkiyenin temel işlevi, Suriyede bir iç savaş çıkartmaya çanak tutmak değil. Tam tersi, varsa bir çatışma onu engellemek zorundayız. Varsa bir çatışma o çatışmayı sonlandırmak için elimizden geleni çabayı göstermek zorundayız. Bizim politikamız bu. Düşüncemiz de bu.
    
     -CHPnin Baasla ilgisi yok-
    
     Bu fikirlerini her zaman, her yerde dile getirdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğanın ise kendilerini Baasçı olmakla suçladığını ifade etti.
     CHPnin Baasla hiçbir ilgisinin olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
     (Efendim Suriyede demokrasi yok). Suudi Arabistanda mı demokrasi var. Katarda mı demokrasi var. İranda mı demokrasi var. Hadi buyurun oraya da gidin, çatışmaya girin o zaman. Demokrasinin olmasını isteriz. Demokrasi gelişsin diye katkı veririz. Nasıl olur, turistler, bürokrasi, yargıçlar, savcılar, medya gider-gelir, karşılıklı spor takımları gider-gelir. Bizim dizi filmler orada oynar. Türkiyenin ne olduğu, Türkiyedeki demokrasinin kalitesinin ne olduğu anlatılır. Bütün bu, etkileşimle olur. Ama siz elinize silah alıp, birisinin sırtını sıvazlayarak, git orada kardeşini öldür, demokrasi adına dendiği zaman, bir tuzağa düşmüş olursunuz.
     Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir zaman Batının egemen güçlerinin Ortadoğudaki taşeronu olmadığını ifade eden Kılıçdaroğu, Türkiyede hiçbir padişah, hiçbir Başbakan, Batının ağzıyla Arap dünyasına seslenmemiştir. Bizim kendi özgür düşüncelerimiz var. Arap kardeşlerimizle elbette beraber olacağız. Kültürel birlikteliğimiz var, tarihsel birlikteliğimiz var. Ama düşmanlık beslemek, bizim kitabımızda yoktur. Geldiğimiz nokta bu açıdan ciddi bir kırılma noktasıdır. Bunu her zaman ifade ettik.
     Toplantı daha sonra katılımcıların sorularıyla devam etti.
     (Sürecek)
    
     Muhabir: Orhan Çiçek - Adem Yılmaz / İsmail Fidan
     Yayıncı: Tarkan Demir
<< Önceki Haber Suriyede Yaşanan Olayların Gaziantep ve Güneydoğuya Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER