GAZİANTEP (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bütün
komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Suriye, Irak, İran, hiçbir
komşumuzla kavga etmek istemiyoruz. Birbirimize saygı ölçüleri içinde insan
olarak bir arada barış içinde yaşamak istiyoruz dedi.
Kılıçdaroğlu, Şehitkamil Kültür Merkezinde düzenlenen Suriyede Yaşanan
Olayların Gaziantep ve Güneydoğuya Ekonomik ve Sosyal Etkileri konulu
toplantıda yaptığı konuşmada, Türk dış politikasında ciddi bir kriz yaşandığını
iddia etti.
Türkiyenin komşularıyla sorunlar yaşadığını ileri süren Kılıçdaroğlu,
Yaşanan bir kriz var, adına Suriye krizi diyoruz. Aslında adına Suriye krizi
denmekle beraber dış politikamızda ciddi bir kriz yaşanıyor. Çünkü sorun sadece
Suriye ile ilişkili değil, Irakla sorunlarımız var, İranla sorunlarımız var.
Baktığınız zaman bölgede ciddi bir sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız diye
konuştu.
Sorunlardan en çok etkilenen illerin başında Gaziantep, Kilis ve Hatayın
geldiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Burada sorunlarınızı dinleyeceğiz ve bunu gerekirse uluslararası
platformlarda dile getireceğiz. Nedir olayın özü, artısı eksisi nedir, kente ne
verdi, ne götürdü, bunların tartışılması lazım. Düşüncemizi sorarsanız bütün
komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Suriye, Irak, İran, hiçbir
komşumuzla kavga etmek istemiyoruz. Birbirimize saygı ölçüleri içinde insan
olarak bir arada barış içinde yaşamak istiyoruz.
Geldiğimiz noktada, Suriyede iç çatışma var. Bu iç çatışma bizim kabul
ettiğimiz bir çatışma değil. CHP olarak biz Suriyenin bir iç çatışma
yaşamasından üzüntü duyuyoruz. Kardeşin kardeşi vurması doğru bir uygulama değil.
Bunu kabul etmek mümkün değil. İki komşu arasında olacak tartışmayı yatıştırmaya
çalışırız. İnsanları barıştırmaya çalışırız. Barıştan yana tavır koyarız. Ahlaki
olarak da bu böyledir, kültürel olarak da bu böyledir. Ama tartışan iki kişiden
birisinin eline silah verip git onu öldür demek doğru değil. Türkiyenin
pozisyonu şimdilik bu. Silah veriyoruz birisine git onu öldür diyoruz.
Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey ilk kez oluyor. Cumhuriyet tarihimizde bu
bağlamda ilk kez böyle bir kırılma var.
Kılıçdaroğlu, Türkiyenin bölgedeki ağırlığını kaybettiğini savunarak,
sözlerini şöyle sürdürdü:
Bütün komşularımızla iyi geçinecektik, sıfır sorunlu olacaktı. Ama şimdi
sıfır sorun değil, artık sıfır komşu var. Öyle bir dış politika izledik ki
birbiriyle düşman olan iki ülkenin ortak düşmanı Türkiye oldu. Bunu da düşünmemiz
lazım. İsraille de ilişkilerimiz iyiydi. Suriye ile de ilişkilerimiz iyiydi.
İkisi kavga ederdi ama Türkiye hakem rolü oynardı. Türkiyenin bir ağırlığı vardı
bölgede. Bu ağırlığı çerçevesinde önemli aktördü Türkiye. Ama bugün geldiğimiz
noktada o önemli aktör olma rolünü büyük ölçüde kaybetmiş bir Türkiye ile karşı
karşıyayız. Rolünü kaybetmiştir. Bu bizi rahatsız ediyor.
-Hiçbir zaman Esedin politikalarını savunmadık-
Kılıçdaroğlu, referandum sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın
Gaziantepe geldiğini ve buradaki mitingde konuşma yaptığını anımsattı.
İzin verirseniz Sayın Başbakan, o mitingde neler söylemiş hafızalarımızı
yenilemek için kendisini bir dinleyelim diyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğanın
Suriye ile ilgili yaptığı konuşmanın bir bölümünü sinevizyon aracılığıyla
katılımcılara izletti.
Videonun paylaşılmasının ardından tekrar konuşan Kılıçdaroğlu, Düşman
üretme politikasından yarar değil zarar çıkar. Bu da Sayın Başbakanın sözü. Bu
mitingde doğru şeyler söylüyor. Vizeler kalktı iki ülke arasındaki akrabalar
gidip geliyorlardı. Esnaf rahattı. Sanayiciler rahattı. Bu sadece Gaziantepte
değil, Kiliste de Hatayda da böyleydi diye konuştu.
O zaman sormamız gereken soru şu; o tarihten bu tarihe ne oldu ifadesini
kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
Esed gene aynı Esed. Baskı ise o zaman da baskı yapıyordu. Ne oldu bir
gecede bütün politikaları değiştirdik. Esedi bir gecede baş düşman yaptık.
Neymiş, Suriyeye demokrasi götüreceğiz. Altını özenle çiziyorum; hiçbir zaman
Esedin politikalarını savunmadık. Baskı uyguladı, yeri geldi eleştirdik. Ama
vizelerin kalkması, geçişlerin kolaylaşması, akrabaların birbirlerine gidip
ziyaret etmesi gibi konulara hiç karşı çıkmadık. Demokrasi, zaman içinde gelir.
Demokrasi zor kazanılır ama kolay kaybedilir. Demokrasiyi kazanmak için insanlık
tarihine baktığınız zaman ağır bedeller ödenmiştir. Türkiye de ödedi bu ağır
bedelleri, Suriye de ödeyebilir. Türkiyenin temel işlevi, Suriyede bir iç savaş
çıkartmaya çanak tutmak değil. Tam tersi, varsa bir çatışma onu engellemek
zorundayız. Varsa bir çatışma o çatışmayı sonlandırmak için elimizden geleni
çabayı göstermek zorundayız. Bizim politikamız bu. Düşüncemiz de bu.
-CHPnin Baasla ilgisi yok-
Bu fikirlerini her zaman, her yerde dile getirdiklerini aktaran
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğanın ise kendilerini Baasçı olmakla suçladığını
ifade etti.
CHPnin Baasla hiçbir ilgisinin olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle
konuştu:
(Efendim Suriyede demokrasi yok). Suudi Arabistanda mı demokrasi var.
Katarda mı demokrasi var. İranda mı demokrasi var. Hadi buyurun oraya da gidin,
çatışmaya girin o zaman. Demokrasinin olmasını isteriz. Demokrasi gelişsin diye
katkı veririz. Nasıl olur, turistler, bürokrasi, yargıçlar, savcılar, medya
gider-gelir, karşılıklı spor takımları gider-gelir. Bizim dizi filmler orada
oynar. Türkiyenin ne olduğu, Türkiyedeki demokrasinin kalitesinin ne olduğu
anlatılır. Bütün bu, etkileşimle olur. Ama siz elinize silah alıp, birisinin
sırtını sıvazlayarak, git orada kardeşini öldür, demokrasi adına dendiği zaman,
bir tuzağa düşmüş olursunuz.
Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir zaman Batının egemen güçlerinin
Ortadoğudaki taşeronu olmadığını ifade eden Kılıçdaroğu, Türkiyede hiçbir
padişah, hiçbir Başbakan, Batının ağzıyla Arap dünyasına seslenmemiştir. Bizim
kendi özgür düşüncelerimiz var. Arap kardeşlerimizle elbette beraber olacağız.
Kültürel birlikteliğimiz var, tarihsel birlikteliğimiz var. Ama düşmanlık
beslemek, bizim kitabımızda yoktur. Geldiğimiz nokta bu açıdan ciddi bir kırılma
noktasıdır. Bunu her zaman ifade ettik.
Toplantı daha sonra katılımcıların sorularıyla devam etti.
(Sürecek)
Muhabir: Orhan Çiçek - Adem Yılmaz / İsmail Fidan
Yayıncı: Tarkan Demir