ADANA (A.A) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu,
Türkiyede askeri bu noktaya getirenler sivil generaller. Omzu kalabalık olan
askeri görüyoruz, biliyoruz. Omzun altında rütbesi olanlar var. Onlar bir
felaket dedi.
Kuzu, AK Parti Adana İl Gençlik Kolları tarafından Büyükşehir Belediye
Tiyatro Salonunda düzenlenen Türkiyede Gelişen Demokrasi ve Yeni Anayasa
konulu konferansta, anayasa çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Anayasa hazırlıkları sürecinde yaşadığı en güzel muhabbetin yumurta
olduğunu belirten Kuzu, Saçım çıktı diyorum, şöyle bakıyor, hocam ben sürdüm
bende çıkmadı diyor. Zemin meselesi, senin zemin sağlam mı- Protesto herkesin
hakkıdır. Buna saygı duyarım. Ancak kaba kuvvet bölümü daha orta zekalı bir iş.
Benim konuşma hakkım var oraya dinlemeye gelenlerin hakkı var, bir de protesto
hakkı var. 3 ayrı hak orada buluşuyor. O yüzden bunun ortasını bulmak lazım
diye konuştu.
Kuzu, Türkiyenin bir anayasa çalışması sürecine girdiğini, değişiklikler
yerine yeniden bir anayasa yapmayı daha uygun bulduklarını vurguladı.
Anayasanın uzlaşma içinde hazırlanması için 25 bin dernek ve vakıf ile 167
üniversiteye yazı gönderip görüş istediklerini, hepsinin cevap göndermediğini
ancak çoğunluğun görüşlerini aldıklarını belirten Kuzu, bu süreçte vatandaşlardan
da görüşler aldıklarını, vatandaşlardan gelen bölümün 19 bin sayfayı bulduğunu
anlattı.
Kuzu, anayasa hazırlanırken bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğini
vurgulayarak, Birinci husus, anayasa yazılan ortamın sakin olması gerekiyor.
Anayasa hazırlanırken diğer dikkat edilmesi gereken konu anlaşma, konsensüs
sağlanmasıdır diye konuştu.
Kuzu, anayasanın kısa olmasının genellikle tercih edildiğini, 300 milyon
nüfuslu ABDnin 7 maddelik anayasa ile dünya devi olduğunu, kısa anayasa yazmanın
kolay olmadığını, ancak kısa anayasanın daha çabuk anlaşılacağını ve çağın
gerekliliklerine daha iyi ayak uydurabileceğini söyledi.
-Anayasada resmi ideoloji olmamalı-
Kuzu, anayasada resmi ideolojinin olmaması gerektiğini belirterek, şöyle
konuştu:
Resmi ideolojiden kastettiğim, laiklik, sosyal devlet, hukuk devleti falan
değil. Benim dediğim tek tip siyaset anlayışına müsait anayasa olmamalı. Adam
komünist bir parti mi kurmak istiyor bırak kursun, milleti ikna edebiliyorsa
etsin. Adam dini bir parti mi kuracak bırak kursun. Dolayısıyla biz bunları
partilerin programlarına bırakalım. AK Parti ne diyor- Muhafazakar demokrat çizgi
diyor. Bunu beğenen buraya gelir beğenmeyen başka bir çizgiye gider.
Türkiyedeki sorun aslında ilkelerden kaynaklanmıyor. Laiklik Türkiyede ilk
olduğu için Türkiyede sorun çıkmıyor. Bunun yorumundan sorun çıkıyor. Bizim
laiklikle, başka ilkelerle problemimiz yok derken şartlı yok. Yorumuna bağlı. Bu
ilkeleri farklı yanlış yorumlarsan, çarpıtırsan biz bunun karşısına dikiliriz.
Her zaman dikildiğimiz gibi.
-Anayasalarımız milli iradeden yoksun-
Türkiyede anayasaların milli iradeden yoksun olduğunu, 1921 Anayasasının
en milli metin olduğunu vurgulayan Kuzu, 1961, 1982 bu millete rağmen yapılmış,
iki bakan, bir başbakan asılmış, cinayet işlenmiş. Alçakça bir hareket
neticesinde bu memleketin siyasetine ciddi bir balyoz indirilmiş dedi.
Biz askerimizi o yapmacık sevenlerden bin kat daha iyi severiz diyen
Kuzu, Ama asker yerinde durursa kendisine bakarsa. Siyasetçi kendisini
bilecek, asker de kendisini bilecek. Yok öyle iki de bir burun sokmak bu işlerin
içine. Biz buna dur dedik diye konuştu.
Kuzu, anayasadaki 35. maddeye dikkati çekerek, bir hukuk metninin darbe
yapsın diye birine yetki vermeyeceğini vurguladı.
Askere verilen cumhuriyeti koruma kollama yetkisinin sivilin emrinde
kullanılabileceğini anlatan Kuzu, şunları kaydetti:
Yok kendi kafasına göre kullanır dersen bizim işimiz iş. Diyelim ki yapman
gerekirdi ararsın başbakanı ey başbakan ben geliyorum, 35. maddedeki şartlar
gerçekleşti makamı boşalt. Niye gece 3te geliyorsun milleti uyuttuktan sonra.
Yakalanırsan vatan hainliğinden yargılanıyorsun, yakalanmazsan kahramansın. Böyle
bir şey olur mu-
Askerin geçmişten ders çıkarmalı. Bugüne kadar Menderesi devirdiler onun
mirasçısıyım diyen Demirele yoğun bir hücum oldu. Adam sandıklar patlattı.
Devirdiler Demireli, onun çizgisinde diye, Demirel arkasında vardır diye bir
sandıkta Özal için patlattı bu millet. 28 Şubatı getirdiler arkasından AK Parti
şimdi patladı gümbür gümbür. Siz engellemeye çalıştığınız hareketi
körüklüyorsunuz. Aksine daha çok gümbür gümbür geliyor. Demek ki faydası yok. Bu
işe girmeyin Allah aşkına. Türkiyede askeri bu noktaya getirenler sivil
generaller. Omzu kalabalık olan askeri görüyoruz, biliyoruz. Omzun altında
rütbesi olanlar var. Onlar bir felaket. Bugünü kastetmiyorum genel olarak
söylüyorum; bugüne kadar muhalefet aman asker gelsin, şu mevcut hükümete tekme
vursun da biz gelelim diye medet umuyor.
-Başkanlık sistemi-
Salondaki orta yaşın üstündekilerin Türkiyede yaşanan koalisyon
sıkıntılarını bildiğini, gençlerin Türkiyeyi hep bugünkü gibi sanabildiğini
anlatan Kuzu, Türkiye hep böyle olmadı. 1950-60 döneminde Menderes çalıştı
sonra gelenler hep yedi. Özal geldi çok güzel şeyler yaptı ara dönemler geldi,
yedi. Biz şimdi geldik çok güzel şeyler yapıyoruz ondan sonraki soru işareti.
Bunları konuşmak zorundayız diye konuştu.
Bunların çözümünü Başkanlık Sistemi adlı kitabında anlattığını belirten
Kuzu, şöyle devam etti:
Şimdiki model İngiliz kökenli bir modeldir. Ama maalesef bu modelde kısa
dönemli güzel şeyler oluyor. Ama çok uzun yıllar gitmiyor. Bir ANAPın memlekete
yaptığı atakları düşünün, sonra gelen koalisyon bu işi perişan etti.
Koalisyonlarda program uygulanamıyor. Koalisyonlarda medya patronlarının,
işadamlarının etkisi fazla oluyor. Çünkü ortaklardan birini ayarlıyor. Başbakanla
pazarlık yapıyor. İhaleyi vermezsen yıkarım ulan diyor. Niye şimdi Sayın
Başbakan hadi lan buradan diyor. Çünkü çok güçlü bir hükümet de ondan diyor.
Başkanlık sisteminde federal yapıdan endişe edildiğini anlatan Kuzu, Eğer
bu memlekette bölünmekten falan korkuluyorsa bunun panzehiri başkanlık
sistemidir. Bu modelde şöyle bir sıkıntıdan söz ediliyor. ABD federal yapıda bir
ülke. Burada da bir federal yapı mı oluşturulur diye düşünülüyor. Ben bilsem ki
bu model sonunda ülkede eyalet yapılanması, özerk bölge, federal yapılanmaya
gidecek kesinlikle savunmam değerlendirmesinde bulundu.
Kuzu, parlamenter sistemde kuvvetler ayrımı denilen denetim modelinin
olmadığını, şu anda kendisinin de içinde bulunduğu yasama organının hükümet
karşısında hiçbir dahli ve yetkisi bulunmadığını söyledi.
Kendilerinin hesap sorma gibi bir durumunun bulunmadığını anlatan Kuzu,
Çünkü, bu memlekette liderler var. Bizleri milletvekili yapan da bakan yapan da
o. Bakanlık beklentisi seni ister istemez sakin durmaya sevk ediyor. Başkanlık
sistemi ise kardeşim sen milletvekili olacaksın, bakan olamayacaksın diyor. Bakan
olmak istiyorsan dışarda kalacaksın diyor. Bir defa seni liderden koparıyor.
Parlamenter modeldeki başbakan, ABDdeki Başkan Obamadan 3 kat daha yetkili.
Başkanlık krallık diyenler bu işi bilmiyor demektir. Krallık diye başlamışsa
boğasım geliyor onu. Ya hakikaten bilmiyor ya da canı dayak istiyor. Bilse
söylememesi lazım ifadesini kullandı.
Daha sonra soruları cevaplayan Kuzu, bir katılımcının sorusu üzerine, dünya
tarihinde 19 günde yapılan Japon anayasasının yanı sıra 19-20 yılda bitirilemeyen
anayasaların da bulunduğunu ifade ederek, Ama ortalama 1-1,5 yıl sürüyor. Biz,
2012 yılı sonuna doğru ya da 2013ün başlarında bu işin bitmesini arzu ediyoruz.
2014te, 2015te seçim var. Ufukta sandıkta görünürse anayasa bir kenarda kalır
dedi.
Kuzu, yarı başkanlık sistemi hakkındaki görüşünün sorulması üzerine de kendi
önerisinin, ABDdeki başkanlık modelinin Türkiyedeki üniter yapıya uyarlanması
olduğunu, yarı başkanlık sisteminin ise tamamen farklı ve Türkiyeye yarar
sağlamayacak bir sistem olduğunu kaydetti.
Öte yandan, Kuzu konferansın yapıldığı Büyükşehir Belediyesi Tiyatro
Salonuna gelmeden önce kendilerine Gençlik Muhalefeti diyen bir grup, salona
girmek istedi. Polisin dağılmaları yönünde yaptığı uyarıyı dinlemeyen gruba
müdahale edilerek, 10 kişi gözlem altına alındı. Polis merkezine götürülen grup,
konferansın ardından serbest bırakıldı.
(KUT-AYC-ANI-İU)