YOZGAT (A.A) - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Geçmişte ve halen bir
kısım meslek örgütleri kendi işleriyle uğraşmamış, hükümet kurmak, hükümet yıkmak
işleriyle uğraştılar dedi.
Çiçek ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yozgat Ticaret ve Sanayi
Odasının Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde düzenlediği Yozgat
Ekonomisine Değer Katanlar ödül törenine katıldı.
Çiçek, burada yaptığı konuşmada, Türkiyenin kalkınması için herkesin uzun
uzun sihirli formüller yazdığını belirterek, bunların hepsinin doğruluk payı
bulunduğunu ancak kalkınmanın vazgeçilmez şartının kaliteli eğitim olduğunu
söyledi.
Üniversitelerin sadece rakamlar üzerinden değerlendirme yapmaması
gerektiğini, öğrencilerin kaçının özel sektör tarafından beğenilip alındığının
daha büyük önem taşıdığını anlatan Çiçek, O rakamların sihirli dili bizi
yanıltmasın. 100 kişi girmiş, 90ı geçmiş, yüzde 90 başarı. Bu tümüyle
yanıltıcıdır. Özellikle Yozgatın kalkınması, gelişmesi için uzun uzun edebiyata
gerek yok. Eğitim önceliklidir. Onun için ikide bir eğitim, üniversite diyoruz.
Hakikaten üniversite bir toplumun kalkınması için en büyük lokomotiftir dedi.
-Hükümet kurmak, hükümet yıkmak işleriyle uğraştılar-
Güçlü kalkınma için herkesin kendi işini en iyi şekilde yapmaya özel
göstermesini isteyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu ülkede maalesef pek çok kişi kendi işinden ziyade başkasının işiyle
uğraşıyor, başkasının işini konuşuyor. Herkes kendi işini yapacak. Kendi işiyle
uğraşacak, onu en iyi şekilde yapacak. Başkasının yaptıklarıyla övünmenin bir
anlamı yok. Kendi işimizi iyi yapmak mecburiyetindeyiz. Geçmişte ve halen bir
kısım meslek örgütleri kendi işleriyle uğraşmamış, hükümet kurmak, hükümet yıkmak
işleriyle uğraştılar. Mebus pazarları kuruldu. Bunlar odaların işi değildi.
Halkın seçtiği iktidarlara karşı 5li çete diye kitaplar yazıldı. Çeteleşmeler
oldu. Bunlar Türkiyeye, demokrasiye, istikrara, kalkınmaya olumlu katkı vermedi.
Olumsuz çağrışımlar bunlar. Demek ki, meslek odalarımız eğer kendi asli işleri
ile uğraşırlarsa TOBBda olduğu gibi Türkiye çok şey kazanır. Türkiye kısa
zamanda çok büyük mesafe kaydeder.
-Tasarruf olmadan kalkınma, yatırım, istihdam olmaz-
Kalkınma için tasarrufa da önem verilmesi gerektiğine işaret eden Çiçek,
Tasarruf olmadan kalkınma yatırım istihdam olmaz. Biz ürettiğimizden,
kazandığımızdan kat kat fazla harcayan bir toplumuz. Bir Çinli kazandığı her 100
liranın 54 lirasını tasarruf ediyor. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin Çin
gerçeği ile karşı karşıya kalıyorsak, bir Çinli iş adamı, Çin yatırımıyla karşı
karşıya kalıyorsak bunun en önemli nedeni devletin ve toplumun çok ciddi bir
tasarruf gayretinde olmasındandır diye konuştu.
Geçmişte devletin de borçlandığını anımsatan Çiçek, şunları söyledi:
Dışarıdan borç para aldık. Sonra Türkiye içinden çıkılmaz hale geldi. Bu
kadar devlet, özel sektör nereden borçlandı- Onun için tasarruf son derece
önemli. Çinli 100 liranın 54 lirasını tasarruf ediyor, bizim toplumumuz halen
kazandığı 100 liradan 14 lira tasarruf ediyor. Onun için de rekabette zorlanıyor,
sıkıntıya giriyoruz. Hiçbir ülkenin kalkınması için sihirli formüller yok.
Eskiden ekmek aslanın ağzındaydı şimdi midesinde. Kolunuzu kaptırmadan onu
kapabilmek bilgi, beceri, maharet ister.
Türkiyenin halen bilgiyi üreten değil, kullanan konumda bulunduğunu ifade
eden Çiçek, Ne zaman ki, kullandığımız bilginin üretimini de biz yaparız, ondan
ilerisini yaparız, o zaman Türkiyenin önü bugünkünden çok daha fazla açıktır
şeklinde konuştu.
-Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ-
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da Türkiye ekonomisinin son 10 yılda büyük
oranda büyüdüğünü vurguladı.
Siyasi istikrar ve iyi yönetimin güven ortamı tesis ettiğini, bunun da
ekonomi alanında başarı getirdiğini belirten Bozdağ, şunları söyledi:
Eğer siyasi istikrar, iyi yönetim ve bunun doğurduğu güven ortamı
olmasaydı, Türkiyenin 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatının 2012de
152,5 milyar dolara çıkması mümkün olmazdı. 2002de 230 milyar dolar olan gayri
safi yurt içi hasılası 2012 yılında 799 milyar dolara çıkarak rekor kırmazdı.
Bütün bunların hepsi esasında at sahibine göre kişner anlayışının tezahürüdür.
Millet, ata sahibini bindirmiştir ve bu sahip, bu kaptan Türkiyeyi ekonomide ve
pek çok alanda iyi bir noktaya taşımıştır, taşımaya da devam ediyor. 2002 yılında
26 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervi 122 milyar dolara geldiyse bütün
bunların hepsi bu anlamda yapılan önemli adımların neticesidir. Biz, Türkiyenin
her tarafı birlikte kalkınsın istiyoruz. Bölgesel ve iller arası ayrımcılığa
hayır diyen bir anlayışı hayata geçirdik.
Konuşmaların ardından Çiçek ve Bozdağ, Yozgat ekonomisine katkıda bulunan iş
adamı ve bürokratlara şilt verdi.
Muhabir: Musa Özyürek - Ömer Sarı / Mustafa Yıldız
Yayıncı: Şükran Yücel