ÇORUM (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik,
Hem sayın Evrenin hem sayın Şahinkayanın vermiş olduğu bu ifadeler, bugün
olsa yine yaparız demeleri, bana kalırsa birer sahte kahramanlık gösterileridir
ve Türk milleti ile alay etmektir dedi.
Hitit Üniversitesince düzenlenen Türkiyenin Batılılaşma Serüveni
konulu konferansa katılmak üzere Çoruma gelen Çelik, program öncesi basın
mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun, 12 Eylül askeri müdahalesi sanıkları Tahsin
Şahinkaya ve Kenan Evrenin ifadelerinin alındığını ve sanıkların ifadelerinin
kamuoyunda çeşitli tartışmalara yol açtığını, bu konuda kendisinin ne
düşündüğünü sorması üzerine Çelik, Evren ve Şahinkayanın tavrını olumsuz
karşıladıklarını belirtti.
Vatandaşların da düşüncelerinin kendileriyle aynı olduğuna inandıklarını
ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
Doğrusunu isterseniz hem sayın Evrenin hem de sayın Şahinkayanın tavrını
büyük bir pişkinlikle tüm kamuoyu maalesef takip etti. Orada söyledikleri şeyler,
bütün vatandaşların eminim ki tüylerini diken diken etmiştir. Biz darbeye
teşebbüs etmedik, biz darbe yaptık diyorlar. Ona darbe de demiyorlar ihtilal
diyorlar. Açıkçası ihtilal halk hareketidir, tabandan gelir. Büyük bir değişim
oluşturan hareketlere biz ihtilal diyoruz. 12 Eylülde yapılan tam adıyla bir
darbedir. Askeri darbedir. Sayın Evren ve sayın Şahinkaya biz teşebbüs etmedik,
biz gerçekleştirdik diyorlar. Bu şuna benzer, bir insana siz cinayete teşebbüs
ettiğiniz mi diye soruyorsunuz, o da size hayır ben cinayete teşebbüs etmedim,
ben taammüden cinayet işledim diyor. Yani bilerek, isteyerek, tasarlayarak adam
öldürdüm diyor. İşte bu sözün bundan hiçbir farkı yok. Ben bunu bir pişkinlik
olarak değerlendiriyorum.
-12 Eylül sembolik bir davadır-
Kamuoyunun da ifadeleri büyük bir ibretle takip ettiğini vurgulayan Çelik,
Hem kel hem fodul denir buna. Sayın Evrenin, sayın Şahinkayanın yaşı
itibarıyla elbette büyük cezalar alması ve cezaevlerinde sürünmeleri kimse
tarafından beklenmiyor. Bu 12 Eylül davası sembolik bir davadır. Mühim olan bu 12
Eylülü gerçekleştiren Milli Güvenlik Konseyi üyesi olan iki kişinin ceza
almasından ziyade, bizatihi 12 Eylül darbesinin aslında yargılanmasıdır, bunun
mahcup edilmesidir diye konuştu.
-Başlamadan bir sürecin bitmesi söz konusu değil-
Bugüne kadar gerçekleştirilen darbelerin, Türkiyenin kamu vicdanında
muhakeme edildiğini ve kamu vicdanında mahkumiyet verildiğini dile getiren Çelik,
şöyle devam etti:
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda yüzde 58 oranında vatandaş
Anayasadaki 26 maddelik değişimi kabul edince, 12 Eylülcülerin yargılanamaz
zırhı ortadan kaldırılmıştır. Başkaları başka türlü yorumlar yaptılar. Efendim
bu zaman aşımına uğradı, vesair dediler. Biz o kanaatte değildik. Başlamadan bir
sürecin bitmesi söz konusu değil. Bağımsız Türk mahkemeleri bu süreci
başlattılar. Ancak tekrar altını çiziyorum, hem sayın Evrenin hem sayın
Şahinkayanın vermiş olduğu bu ifadeler, bugün olsa yine yaparız demeleri, bana
kalırsa birer sahte kahramanlık gösterileridir ve Türk milleti ile alay etmektir.
Elbette bağımsız mahkemeler bu konularda kararlarını verecekler ama ben bu tavrı
çok yadırgadığımızı, bu duruşu çok yadırgadığımızı ifade etmek istiyorum.
Efendim biz teşebbüs etmedik, ihtilali gerçekleştirdik diyorlar. İhtilali
yasaklayan bir şey söylemiyorlar. Tekrar söylüyorum, bu, suçüstü yakalanan bir
insanın pişkinliğinden başka bir şey değildir ve bütün kamuoyunun da ben böyle
düşündüğüne eminim.
-Bu iki ihtiyardan ne istiyorsunuz ifadeleri-
Bazı basın yayın kuruluşları yazarlarının bu iki ihtiyardan ne
istiyorsunuz şeklinde ifadeler kullandığını ve bunun vatandaşın adeta merhamet
duygularını galeyana getirmeye çalışmalarından başka bir şey olmadığının altını
çizen Çelik, Bunu üzülerek görüyoruz. Mesele bu iki ihtiyardan öç alma meselesi
değildir. Mesele, bir zihniyetin yargılanmasıdır. Bundan sonra Türkiyede bu ve
benzeri teşebbüslerin önüne geçmektir. Bunun ibreti alem bir dava olmasıdır, esas
olan budur dedi.
Hüseyin Çelik, duruşmanın ertelendiğini ve farklı delillerin
toplanabileceğini belirterek, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
Kararı bağımsız yargı verecektir. Ama tekrar söylüyorum, 12 Eylülü
halkımız vicdanında yargılamıştır ve bu zihniyeti mahkum etmiştir. Yok efendim
biz kurucu iktidardık, bizi tarih yargılayacak, işte tarih geldi. 32 sene sonra
yargılanıyorsunuz. Her eline silahı alan güç bendedir, ben kurucu iktidarım
derse, bunu bir yere götüremezsiniz. Sayın Evrenin, sayın Şahinkayanın
söylediği Biz başardık, dolayısıyla kahraman biziz... Biliyorsunuz darbe
teşebbüslerinde ya Talat Aydemir gibi başarısız olur asılırsınız ya da başarılı
olur halka kendinizi zorla Cumhurbaşkanı seçtirirsiniz. Ben ikincisini yaptım.
Ama bunu yapmış olması bunun meşruiyetini göstermez. Kuvvetli haklıdır diye bir
kavram yoktur, haklı kuvvetlidir. Dolayısıyla eline silah alan ben kurucu
iktidarım, burayı silahla ele geçirdim diyemez. Özellikle Türk hukuk tarihi ve
dünya hukuk tarihi açısından önemli bir yargılama olduğunu düşünüyorum.
Halkımızın da böyle değerlendirdiğini düşünüyorum. Tabi ki nihai kararı da
yargıya bırakacağız.
Muhabir: Gazi Nogay / İsmail Çimen
Yayıncı: Orhan Topal