ANTALYA (A.A) - Türkiye Özel Okulları Birliği Derneği Yönetim
Kurulu Başkanı Cem Günal, Tüm kademelerde müfredatın hafifletilmesini,
hedeflerin azaltılmasını, haftalık ders saatlerinin üst düzey eğitim performansı
sergileyen ülkeler seviyesine çekilmesini, temel kazanımlara daha fazla zaman ve
imkan ayrılmasını savunuyoruz dedi.
Türkiye Özel Okulları Birliği Derneğince düzenlenen 12. Eğitim Sempozyumu,
Rixos Lares Otelde başladı. Bu yıl Yeni eğitim sistemi ve dijital eğitimde
öğretmenin yeri ve önemi başlığıyla düzenlenen sempozyumun açılışına dernek
başkanı Cem Günal, Antalya Vali Yardımcısı Turan Eren ve çok sayıda özel okul
yetkilisi katıldı.
Sempozyumun açılısında konuşan Günal, eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer
döneminde Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Kanunu, Ulusal Öğretmen Stratejisi,
Mesleki Eğitim Stratejisi, Dijital Eğitim ve Fatih Projesi, Okullarda Kılık
Kıyafet Yönetmeliği gibi pek çok önemli konuda çalışmalar yapıldığını söyledi.
Yapılan çalışmaları toplumun tümünün onaylamasının mümkün olmadığını dile
getiren Günal, sivil toplum kuruluşlarının görevlerinin doğru olana destek
vermek, daha iyiye gitmesi için çalışmak, yapıcı ve uyarıcı nitelikteki destek
çalışmalarını yürütmek olduğunu belirtti.
-4+4+4 eğitim sistemi-
Günal, Dinçer döneminde kamuoyunda 4+4+4 diye bilinen kanun ile eğitim
sisteminde ciddi değişiklikler yapıldığını hatırlattı. Sistemin değişim odaklı
bir eğitim reformu haline gelmesi için çok çalışmak ve gerekli değişiklikleri
yapmak gerektiğini kaydeden Günal, sempozyumun bu anlamda ciddi bir fırsat
olduğunu vurguladı.
Günal, şöyle konuştu:
En az 69 ayını tamamlayan öğrencilerin ilkokul 1. sınıfa başlatılmasını,
okul öncesi eğitimin en az 1 yıl zorunlu olmasını, bunun yanı sıra 36 ayını
dolduran tüm çocukların kademeli olarak okul öncesi eğitim imkanına
kavuşturulmasını savunduk. 60 ve 66 aylık çocukların birinci sınıfa başlamasını
erken buluyoruz. Tüm kademelerde müfredatın hafifletilmesini, hedeflerin
azaltılmasını, haftalık ders saatlerinin üst düzey eğitim performansı sergileyen
ülkeler seviyesine çekilmesini, temel kazanımlara daha fazla zaman ve imkan
ayrılmasını savunuyoruz. Okul çeşitliliği azaltma çalışmaları sürecinde fen
liseleri, sosyal bilimler liseleri ve özelliği olan Anadolu liselerinin muhafaza
edilmesinden yanayız. Ancak bu okulların sayıları çok sınırlı kalmalıdır. Çeşitli
nedenler altında, politik nedenler dahil, sayı arttırımına gidilmemelidir. Bu
okullara ve özel okullara giriş sınavla gerçekleşmelidir. Bu sınavlar sağlıklı
ölçme değerlendirme araçları ile yapılmalıdır.
Öğrencilerin kademeler arası geçişlerinde okul notlarının kullanılması
gerektiğini bildiren Günal, Notların kalite olarak belirli standartlara
bağlanma zorluğu göz önünde bulundurulduğunda 5 yıllık süreçte okullarda
uygulanan notlama sisteminin ulusal ölçekte denklik kapasitesi güçlendirilmeli,
mümkün olduğu kadar daha adil ve dürüst olması için çalışmalar yapılmalıdır. Tüm
dersler için ulaşılması gereken asgari hedefler ve asgari haftalık ders saatleri
belirlenip, bunun dışında okul yönetimlerine özgürlük tanınmalıdır. 4+4+4
sisteminin eğitimin bireyselleşmesi ayağının bu şekilde daha da
güçlendirilebileceğini düşünüyoruz dedi.
E-okul sisteminin tüm özel okulların kabusu haline geldiğine ileri süren
Günal, bu sistemde ciddi esnekliklerin sağlanması ya da özel okullara bu sistem
dışına çıkma hakkının verilmesi gerektiğini kaydetti. İletişim kanallarını
kapamanın Türkiyeye hiçbir faydası bulunmayacağını dile getiren Günal,
Türkiyenin yararına hizmet edecek süreçleri ve geleceği ilgilendiren eğitim
konusundaki her türlü fikir alışverişini gözetmek ve önemsemenin herkesin görevi
olduğunu vurguladı. Günal, eğitim konusunda özel okulları temsil eden sivil
toplum kuruluşlarının her zaman görüşlerinin alınması gerektiğini belirtti.
Günal, dernek olarak özel okullarla ilgili kritik kararların alınma aşamasında
iletişimin daha kuvvetli gerçekleşmesini dilediklerini, aksi durumlarda tahammül
sınırlarını zorlandığını ve üzüldüklerini söyledi.
-Dijital eğitimin önemi-
Dijital eğitimin önemine işaret eden Günal, öğretmenlerin dijital çağın
gereklerini iyi takip etmesi gerektiğine işaret etti. Günal, Öğretmenin de
öğrenen bir birey olduğunu unutmayalım. Yenilikçi, güçlü çalışma motivasyonuna
sahip, iletişim becerileri gelişmiş, liderlik vasıflarıyla donatılmış
öğretmenlerimiz olsun istiyorsak ihtiyaçlarına kulak verelim. Sahadaki
öğretmenlerin seslerini dinlemeye gayret gösterelim. Küresel gelişmeleri
özellikle de dijital çağın gereklerini takip etmelerinin önünü açalım ve bu yolda
tüm engelleri hep birlikte kaldırmak için uğraşalım. Dünyanın en iyi etkileşimli
tahtaları ve tabletlerini alabiliriz. En iyi altyapıyı ve bağlantıları
kullanabilir, en iyi içeriği satın alabiliriz. Eğer öğretmen bunları kullanmıyor,
kullanamıyor, öğrenciler bunlardan yararlanmıyorsa veya yararlanamıyorsa amaç
yerini bulmayacak, milli kaynaklarımız yanlış yönde kullanılmış olacaktır diye
konuştu.
Kıyafet yönetmeliğine ilişkin görüşlerinin alınmadığını ifade eden Günal,
şöyle devam etti:
Okulların ezici çoğunluğunun ve velilerin çoğunlukla istediğinin serbest
kıyafet dışında, biraz daha formaya yakın olduğunu gördüm. Bu bir ön araştırma.
Bu işin yönetmeliği çok açık. Okul velilerin yüzde 60ından yazılı muvafakat
alırlarsa ancak forma uygulayabilirler. İtirazımız Bu niye yüzde 60 diye. Kim,
neye dayanarak bu rakamı bulmuş. Bilimsel mi, dünyada uygulanan bir oran mı-
Birisi yüzde 60 bulmuş. Önce öğrenciye de sorulmalı. Öğrencinin fikri
yönetmeliğin hiçbir yerinde geçmiyor. Kıyafeti giyen onlar. Zaten kendi tercih
etmedikleri bir şeyi giydirdiğiniz için bugüne kadar protesto ettiler.
Öğrencinin, velinin ve okul yönetiminin ortak kararı ile okul kıyafetleri
belirlenebilir şeklinde yönetmelik çıkabilir. Bu yönetmeliğin ikinci maddesi ise
kıyafetler ekonomik, sağlıklı ve kanunlara uygun olacak denilebilir.
Muhabir: Süleyman Elçin
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu