BURSA (A.A) - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Hani güzel bir
şarkı vardır; Fazla naz aşık usandırır diye. Umut ediyorum ki inşallah sektör
artık daha fazla naz yapmayı bırakacak ve Türkiye, kendi otomobil tasarımını
yapan, kendi otomobilini üreten bir ülke olacak" dedi.
Çağlayan, Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ekonomi
Bakanlığının desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) koordinatörlüğünde
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde bu yıl ikincisi düzenlenen "Ar-Ge
Proje Pazarı ve Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması" kapsamındaki "Ar-Ge Proje
Pazarı Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, 2023 yılı vizyonu çerçevesinde çok
farklı bir Türkiye düşleyip planladıklarını ve cesaretlerini, geçmiş 10 yılda
yaptıklarından aldıklarını söyledi.
Türkiyenin toplam ihracatının 10 yıl önce 36 milyar dolar olduğunu, bugün
ise yalnızca otomotiv sektörünün ihracatının 20 milyar dolara yaklaştığını
anlatan Çağlayan, 10 yıl önce bir yılda gerçekleştirilen ihracatın artık 2,5 ayda
yapılabilir hale gelindiğini belirtti.
Çağlayan, 10 yılda ekonominin 3e, ihracatın 4e katlandığını, yabancı
yatırımların da 8,5 kat arttığını kaydetti.
Dünyanın çok önemli bir kriz ortamından geçtiği dönemde Türkiyenin, adeta
krize meydan okuyan önemli bir ülke haline geldiğini vurgulayan Çağlayan,
geçmişte Güney Kore, Japonya ve Almanyanın başarı hikayelerinin anlatıldığını,
bugün ise tüm dünyanın özellikle 2008den sonra küresel krizden süratle ayrışan
Türkiye ekonomisinin başarısını dillendirdiğini bildirdi.
Avrupada 4 yılda kriz nedeniyle 4 milyon insanın işini kaybettiği, ihracat
pazarlarının yüzde 75inde daralma olan Türkiyenin ise bu süreçte 5 milyon
kişiyi istihdam ettiği bilgisini veren Çağlayan, "İşte aramızdaki fark bu. Bugün
Türkiye, Avrupa Birliğinin (AB) 27 ülkesinin 23ünden çok daha önemli ekonomik
kondisyonlara sahiptir" değerlendirmesinde bulundu.
Çağlayan, Türkiyenin geçen yıl iç ve dış borç toplamının, milli gelirinin
3te birine düşecek kadar önemli bir yapıya sahip olduğuna işaret ederek, bütün
olumsuzluklara rağmen 2012de gayri safi milli hasılasının yüzde 2si kadar bütçe
açığı verdiğini ve 21 Avrupa ülkesini geçtiğini anlattı.
-"Şimdi devir, Türkiyenin devridir"-
Türkiyenin potansiyelinin daha büyük olduğuna dikkati çeken Çağlayan,
"Evet. Şimdi devir, Türkiyenin devridir. Ben zaman zaman çıkıp Merkez
Bankasının faiz politikalarını eleştiriyorum, eleştirmeye de devam edeceğim.
Çünkü ben, Türkiyenin gerçek yüzünü, performansını biliyorum" ifadesini
kullandı.
Çağlayan, Türkiyenin, geçmiş yıllarda kendisinden fersah fersah ileri giden
gelişmiş ülkeleri yakalayabilecek fırsatı, zamanı bugün bulduğunu söyledi.
Dinleyiciler arasında yer alan ünlü Formula 1 pilotu David Coulthardı
işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:
"Türkiye, adeta Formula yarışlarındaki 820 beygir gücündeki ve 320 kilometre
hızla gidecek bir yarış otomobilidir ve şimdi gaza basması gereken bir dönemden
geçmektedir. Bunu söyleyince bir şarkıcının şarkısı akla geliyor; Bas gaza
Türkiye bas gaza, kim tutar seni bas gaza diye. Çok güzel bir şarkı. Şimdi bugün
gaza basmayacaksınız, ne zaman basacaksınız- Bundan dolayı Türkiye ekonomisinin,
mutlak surette ortalama her yıl yüzde 5-6 büyümesi gerekiyor ki kayıp yıllarda
bizi geçmiş olan ülkelerle aramızdaki mesafeyi daraltıp dünyanın ilk 10u içine
girebilelim. Aksi halde, dünyanın ilk 10u içine girebilmeyi sadece bir temenni
olarak söyler kalırız. Hükümet olarak kesinlikle 2023 sonunda dünyanın ilk 10
ekonomisi içine girecek bir anlayışımız olduğunu ifade ediyorum. Bunu söylerken
ülkemize, sanayicimize, ihracatçımıza, gençlerimize güveniyoruz."
-"Evelallah bal gibi yaparız"-
Çağlayan, Türkiyenin, adeta bir yarış otomobili gibi bir taraftan otomotiv,
diğer taraftan tekstil, çelik sektörleriyle 2023te 500 milyar dolar ihracat
yapabilecek bir yapıya kavuşacağını dile getirdi.
"Yapabilir miyiz-" diyenler olabileceğini söyleyen Çağlayan, "Evelallah bal
gibi yaparız. Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. Geçmiş 10 yılda
Türkiye bunu yaptıysa evelallah gelecek 10 yılda da bunları fevkalade bir şekilde
yaparız ama yapmak için anlayışımızı, üretim sistemimizi değiştirmemiz gerekiyor"
ifadesini kullandı.
Çağlayan, ihracatın lokomotifi otomotive kendisinin de "sevdalı" olduğunu
belirtti.
Yerli otomobil üretimiyle ilgili çalışmalara değinen Çağlayan, şöyle
konuştu:
"Hani güzel bir şarkı vardır; Fazla naz aşık usandırır diye. Umut ediyorum
ki inşallah sektör artık daha fazla naz yapmayı bırakacak ve Türkiye, kendi
otomobil tasarımını yapan, kendi otomobilini üreten bir ülke olacak. Bugün bu
şekle gelmiş olan, 30 yaş ortalaması, 76 milyon nüfusa sahip olan bir
Türkiyenin, Güney Koreden, Japonyadan, Almanyadan ne farkı var- Evelallah
fazlamız var. Bunu samimiyetimle söylüyorum. Birçok alanda fazlamız var ama yeter
ki bu konuda bir an önce kardeşlerimiz, arkadaşlarımız cesur bir şekilde bu
konuda yol, mesafe alsınlar."
-"Şöyle bir hayal edin"-
Türkiyede özellikle hafif ticari araç sektörüne, katma değeri yüksek
olduğundan güvendiğini ve bu konuda önemli markalar çıkarılacağına inandığını
vurgulayan Çağlayan, bundan 10 yıl önce bir başbakan, "Türkiyede yerli otomobil
istiyorum" dese buna kimsenin ihtimal vermeyeceğini ifade etti.
Bugün Türkiyenin, yerli otomobil yapabilecek güç ve kapasiteye sahip
olduğunu belirten Çağlayan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şöyle bir hayal edin. Cumhuriyetin 100üncü yılını kutluyoruz. Görür
müyüz, görmez miyiz bilmem. Onu Allah bilir ama 100üncü yılda devlet başkanı,
başbakan ve bakanlar, bürokratlar, yerli otomobillerle tören alanına geliyor ve
tören alanında siz göğe baktığınız zaman, Türk malı helikopterleri ve uçakları
izliyorsunuz. Bunlar hayal değil. Evelallah Türkiye bunları yapabilecek bir
anlayışa sahip ve bundan dolayıdır ki tasarım, Ar-Ge ve inovasyon, çok fazla önem
vermemiz gereken bir yapıya dönüşmüştür."
-"Gelin bu göbek bağından kurtulalım"-
Çağlayan, Türkiyenin, ürünlerinin ihracat birim fiyatlarını artırması
gerektiğini ifade ederek, geçen yıl 152,6 milyar dolar ihracat yapılmasına rağmen
kilogramının 1,57 dolar, rakip ülkelerde ise bunun 4 dolar civarında olduğunu
söyledi.
Otomotivde kilogram fiyatı 10 dolar olan Türkiyenin, Almanyanın bir hayli
gerisinde bulunduğunu anlatan Çağlayan, buna rağmen ABD, Güney Kore, Meksika ve
Çinin önünde yer aldığını vurguladı.
Çağlayan, Türkiyenin çok önemli bir yan sanayiye sahip olduğuna da
değinerek, şunları kaydetti:
"Bugün Türkiye, bir otomotivin yüzde 85ini yerli yapabilecek güce, akla,
zekaya ve altyapıya sahiptir. Maalesef bugün sektörde her 100 dolarlık bir
otomotiv üretimi için 56 dolar yerli girdi, 44 dolar da ithal girdi kullanmak
mecburiyeti vardır. Bu yapıyı kesinlikle değiştirmemiz lazım. İşte Sayın
Başbakanımızın bilhassa yerli otomobil yapılması konusundaki talebi ve isteği
burada yatıyor. Yoksa otomobilin adının Ahmet, Mehmet, Ali, Veli olması değil. O
otomobili Türkiyede yaparak, mümkün olduğunca otomotiv sektörü ve yan sanayinin
bugün karşı karşıya olduğu pozisyonu tam tersine çevirmeliyiz. Yan sanayide son
derece gelişmiş altyapımıza rağmen maalesef dış ticaret açığı veriyoruz. 8,2
milyar dolar ihracat yaparken 11,5 milyar dolar ithalat yapıyoruz. Türkiye,
sadece motorda ve aktarma organlarında 5 milyar dolar ithalat yapıyor. Biz motor
yapabilecek zekaya, aktarma organı yapabilecek altyapıya, teknolojiye sahip değil
miyiz- İnanın ki fazlası var. Bugün Türk otomotiv endüstrisi maalesef yurt
dışından birçok firmanın lisansı altında üretim yapmaktadır ve Türkiyeye lisans
verenler maalesef zaman zaman sektörü hamallıkla görevlendirmektedir. Sektörü
küçümsemek adına söylemiyorum, başımızın tacı ama bugün Türkiye neden 5 milyar
dolar her yıl motor ve aktarma organları ithal etsin. Gelin bu göbek bağından
kurtulalım."
Türkiyede motor üretildiği anda yerlilik oranının yüzde 56dan yüzde
70lere çıktığına dikkati çeken Çağlayan, aktarma organları da yurt içinde
yapıldığında bu oranın yüzde 80lere ulaştığını anlattı.
Çağlayan, bir otomobilin yüzde 80i aşkın üretimini, Türkiyenin tek başına
yapabilecek güce sahip olduğunu ifade ederek, bütün gayret ve çalışmalarını bunun
üzerine yoğunlaştırdıklarını sözlerine ekledi.
(Bitti)
Muhabir: Haluk Yüksel
Yayıncı: Sedat Gök