Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı
Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürü
Ziya Karabulut,
rekabete dayalı yeni yüzyılda Türkiye'nin araştırma ve geliştirmede
altın çağını yaşadığını söyledi.
Karabulut,
Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi (KSÜ) ev sahipliğinde yapılan ''2. Doğu
Akdeniz Üniversiteleri Bölgesel
Ar-Ge Pazarı 2011 '' adlı programda yaptığı konuşmada, Türkiye'de 2003 yılından sonra Ar-Ge konusunda çok önemli gelişmelerin olduğunu belirterek, bu gelişmelerin Türkiye'ye güç ve kuvvet verdiğini söyledi.
Dünyada rekabete dayalı yeni bir yüzyıl yaşandığını vurgulayan Karabulut, bu rekabete dayalı yeni yüzyılı ortaya çıkaran en önemli etkenin dünyadaki bilim ve teknoloji alanında ortaya çıkan gelişmeler olduğuna dikkati çekti.
Karabulut, üretilen bilginin portatif kalmadığını çıkan teknolojinin etkili bir biçimde daha fazla paraya ve toplumsal refaha dönüştürüldüğünü kaydetti.
Ülkelerin daha fazla para kazanması ve zenginleşmesini o
ülkenin kendine özgü teknolojisini geliştirmesine bağlı olduğunu dile getiren Karabulut, şöyle konuştu:
''Hem teknolojiyi hem bilgiyi üreteceksiniz hem de bilgiyi teknolojiye dönüştüreceksiniz. Rekabete dayalı yeni yüzyılda Türkiye'de araştırma ve geliştirme konusunda altın çağı yaşadığımızı söyleyebiliriz. 21. yüzyılda ülkelerin özgürlüklerini de zenginliklerini de güvenliklerini de sağlayan aslında o ülkenin kendine özgü teknolojisini gerçekleştirmesine bağlıdır. Böylece o ülke hem savunmasını hem daha fazla para kazanmasını yani zenginleşmesini ve özgürleşmesini sağlayan en önemli etken olacaktır.''
-''DÜNYA TEK MERKEZE KAYIYOR''-
Dünyada yeni iş yapma anlayışıyla bilgi toplumunun ortaya çıktığını belirten Karabulut, dünyanın bu anlayışla çift kutuplu olmaktan çıkıp tek kutuba geçtiğini bildirdi.
Karabulut, geçmişte
doğu bloku ülkelerinin teknoloji geliştirdiğini ancak zaman içerisinde yeni teknolojileri daha fazla para ve refaha dönüştüremediği için batıyla rekabet gücünün sona erdiğini ifade etti.
Türkiye'de 2003 yılından itibaren çok önemli gelişmelerin ortaya çıktığını ifade eden Karabulut, bu önemli gelişmelerin sistematik bir biçimde uygulanarak devam ettiğini söyledi.
İnsanların günü birlik iş yapma alışkanlıklarından vazgeçmesini isteyen Karabulut, sözlerini şöyle tamamladı:
'' Türkiye'nin orta vadede ve uzun vadede stratejik iş yapma alışkanlığını benimsemiş olmamız gerekiyor. Onun için günü birlik iş yapma alışkanlıklarımızı terk etmemiz gerekiyor. 21 yüzyılda artık varlığımızı güçlü bir şekilde sürdürebilmek için teknolojilerimizi geliştirerek hem bunları ticarileştireceğiz, kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacağız hem de ihracatını yaparak dünyanın en gelişmiş ülkeleri ligine çıkmamız gerekiyor. Bu bizim tarihi görevimiz, tarihin bize verdiği sorumluluk aynı zamanda bu milletimizin de hakkıdır.''
-KSÜ REKTÖRÜ PROF. DR. KARAASLAN-
KSÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Karaaslan ise eskiden insanların proje hazırlamanın ne demek olmadığını bilmediğini belirterek, yapılan bu çalışmaların ülke adına gurur verici olduğunu söyledi.
İnsanların artık fikirlerine sahip çıkılıp o fikirlerin bilime aktarıldığını vurgulayan Karaaslan, şunları kaydetti:
''Biz bir zamanlar her hangi bir alanda proje hazırlamanın ne demek olduğunu bilmezken, bir orijinal fikre nasıl sahip çıkılması gerektiğini bilmezken, bir fikrin nasıl ürüne dönüştürüleceğini bilmezken şimdi bazı aksaklık ve eksiklikler olsa da ilkokullarımıza kadar bir ''proje'' anlayışı girdi. İnsanlar kendi fikirlerine sahip çıkıp o fikri sahiplenerek onu daha sonra ürüne dönüştürerek bilime aktarma yolunda bilgi sahibi olmaya başladı. Tüm bu gelişmelerin uzun süre yokluğunu yaşayanlar olarak, ülkemiz, memleketimiz ve aynı zaman insanımız için çok önemli olduğunu düşünüyorum.''
Açılış konuşmalarının ardından 8 üniversiteden 60 Ar-Ge projesi sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Programın son bölümünde ise jüri değerlendirme toplantısı yapılarak ödüle layık projeler belirlendi.
(İHD-CNR-MRT-ÇAL)27.05.2011 16:36:27