ANTALYA (A.A) - Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Ertuğrul Bayraktarkatal, Arabesk dinlediğinin bilinmesini istemeyen veya
çekinen insanlar var. Belki ötekileştirmeden çekindikleri için bu şekilde
davranıyorlar dedi.
2. Antalya Uluslararası Gitar Festivali kapsamında Başkent Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Ertuğrul Bayraktarkatal, Antalya Kültür Merkezinde
düzenlenen Arabesk üzerine çeşitlemeler konulu konferansta arabesk müziğin
tarihini anlattı.
1960lı yıllarda Türk toplumunun batı filmlerindeki müziklerden
etkilendiklerini ifade eden Bayraktarkatal, elektro gitar çalan, dönemin ünlü
sanatçılarına karşı büyük ilginin o dönemde oluştuğunu belirtti. Bayraktarkatal,
Elvis Presley, Beatlesın ilgi gören isimler olduğunu, 1960ta Samsunda 30a
yakın rock grubu kurulduğunu anlattı. Batıdan Türkçeye uyarlanan bu müziğin
notaları dahi bulunmadığına işaret eden Bayraktarkatal, şöyle konuştu:
Bu dönemde müzisyenler 45liklerden dinledikleri müzikleri Dinle çal
şeklinde müziğe çevirmişlerdi. Kendi ezgilerimizi batı popüler tarzında (rock)
icra etmeye yöneldik. Birçok rock grupları kuruldu. Hiç duymadığımız halk
ezgilerini rock grupları sayesinde duyduk ve öğrendik. Gaziantep yöresine ait
Helvacı türküsü böyle ortaya çıkmıştır.
1960lı yıllarda batı tarzı müziğin modernleşmenin göstergesi olarak
algılandığını ifade eden Bayraktarkatal, bunun sonucu olarak köy düğünlerinin
yerini salon düğünlerinin aldığını, La Cumparsitanın düğünlerde çalınan bir
müzik haline geldiğini hatırlattı. Bayraktarkatal, Oysa bu müzik türünün ne
olduğu ve nerede bestelendiğiyle ilgili kimsenin bilgisi de yoktu. Düğünlerde
çalınan bu parçayı büyüklerimizden çalarak öğrendik. Bu tür müziklerin
kültürümüzde yer edinmesiyle hiç bir zorlama olmadan batı tarzı sosyal hayatımıza
girmiş oldu dedi.
Batı müziğinin kabul gördüğü dönemde geleneksel müziğe ilgi duyanların
modern dışı görüldüklerine işaret eden Bayraktarkatal,Evde annesinin
bağlamasıyla büyüyen bir kişi, bir süre sonra bunu beğenmemeye, ötekileştirmeye
başladı. Onlara göre geleneksel müzik dinleyenler modern değildi. Geleneksel
müzik dinleyenler ise batı tarzı müziğe karşı taklitçi gözüyle baktı diye
konuştu.
-Arabeskin ortaya çıkışı-
Böyle bir ortamda, 1968-1969 yıllarda Bir teselli ver ile Orhan
Gencebayın ortaya çıktığını anlatan Bayraktarkatal, Samsunlu olan Gencebayın
bestelerinin ise daha kendisi meşhur olmadan o dönemdeki ünlü 45 sanatçı
tarafından seslendirildiğini kaydetti. Türk sesiyle Ortadoğu esintilerinin
karışımıyla arabeskin ortaya çıktığını belirten Bayraktarkatal, Orhan Gencebay
bu dönemde müzik piyasasına bomba gibi düştü. Halkın kendinden bir parça bulduğu
bu müzik türü, Türkiye dışında Ortadoğuda ve Yunanistanda ciddi bir dinleyici
kitlesine sahipti dedi.
Arabesk müziğin hızlı yükselişi karşısında bazı kesimlerin, ötekileştirme
çabasına girdiğini kaydeden Bayraktarkatal, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu müzik insanı bu dünyadan koparan, başkaldırıyı dillendiren bir müzik
olarak algılandı. Ancak buna rağmen Gencebayın bu müziği insanlarda duygusal bir
bağ kurulmasına neden oldu. Bu müzik o kadar çok dinlenmeye başlandı ki
minibüslerde sesli bir şekilde dinlenmeye başlandı. Bu nedenle dolmuş müziği
olarak adlandırıldı. Gencebayın bu tarzı her türlü yasaklamaya ve karşı
kampanyalara karşı bugüne kadar yaşayan bir müzik haline geldi. Arabesk o zamanın
farklı türde müzik yapan sanatçıların müziklerinde bile kendisi gösterdi. Attila
Özdemiroğlunun yazdığı ve Sezen Aksunun seslendirdiği Firuze bunun en güzel
örneğidir. Zeki Müren dahi Orhan Gencebayın müziğinden etkilenerek Pırlanta 1 ve
2 isimli plaklarında bu tarz eserler seslendirmiştir.
-Elvis Presley kamyon şoförüydü-
Amerikan rap müziğinin arabesk ile benzer bir müzik türü olduğunu da
belirten Bayraktarkatal, Gencebayın tarzını daha sonra Ferdi Tayfur, İbrahim
Tatlıses ve Müslüm Gürses başta olmak üzere birçok sanatçının sürdürdüğünü
vurguladı. Bayraktarkatal, arabesk sanatçılarının eğitimsiz olduğu yönündeki
eleştirilerin ise gereksiz olduğunu belirtti.
Sesleri ve tarzlarıyla milyonları kendisine bağlayan arabesk sanatçılarının
müzik eğitimi almalarının çok da gerekli olmadığını vurgulayan Bayraktarkatal,
İyi bir piyanist veya kemancı olunması için çok erken yaşlarda bunun eğitiminin
alınması gerekir ancak iyi bir arabesk sanatçısında bu aranmaz diye konuştu.
Arabesk sanatçılarının çeşitli mesleklerde çalışan insanlardan oluştuğuna
dikkati çeken Bayraktarkatal, Elvis Presleyin kamyon şoförü olduğunu unutmamak
gerekir dedi.
Arabesk müziği sevmediğini ifade eden insanların radyo veya televizyonda
çalan bu tür bir müziği değiştirmediğine de dikkati çeken Bayraktarkatal,
Arabesk dinlediğinin bilinmesini istemeyen veya çekinen insanlar var. Belki
ötekileştirmeden çekindikleri için bu şekilde davranıyorlar diye konuştu.
-Fazıl Sayın arabeskle ilgili sözleri-
Bayraktarkatal, ünlü piyanist Fazıl Sayın bir paylaşım sitesinde arabeskle
ilgili, Arabeski sevmek vatan hainliğidir sözlerini de, Şansız bir
değerlendirme diye nitelendirdi.
Arabeski sevip de şehit olanlar vatan haini midir- diyen Bayraktarkatal,
sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu tür değerlendirmelerden uzak durmak gerekiyor. İnsanları bir müzik
türünü dinleye kimse zorlayamaz. Sübjektif bir değerlendirme. Fazıl Say, Türk
müziği için önemli bir isim. Ancak herkes de yerini ve konumunu bilmeli.
Ötekileştirmeyle bir yerlere varılmadı. Neden toplumumuzun ortak değerleriyle
hareket etmiyoruz- Farlılıkları değil, ortak yönlerimizi ilk önce konuşarak
başlamalıyız. Ortak türkülerimiz, ortak giysilerimiz, ortak yemeklerimiz var.
Neden farklılıkları öne çıkarıyoruz- Neden ayrık yönlerimiz üzerinden birbirimize
saldırıyoruz-
Konferans sonunda Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Abdullah Uz, Bayraktarkatala günün anısına plaket verdi.
Festival 16 şubatta sona erecek.
Muhabir: Hüseyin Kanber / Güç Gönel
Yayıncı: Tuncer Çetinkaya