''2011 Yılı Camiler Ve Din Görevlileri Haftası''

''2011 Yılı Camiler Ve Din Görevlileri Haftası''

Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Eğitim Uzmanı Dr. Zekiye Demir, ''İlime, sevaba erkeğin nasıl ihtiyacı varsa, kadınlarımızın da ihtiyacı vardır'' dedi. Erzurum Müftülüğü tarafından, ''2011 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası'' etkinlikleri kapsamında, Halk Eğitimi ve Merkezi Salonunda düzenlenen programda, cami, çocuk ve kadın üzerine eğitim verildi. Eğitim uzmanı Dr. Demir, burada yaptığı ''Saadet Asrından Bugüne Camide Kadın'' konulu konuşmasında, cami denilince akla ilk erkeklerin geldiğini belirterek, cami cemaatinde kadınlardan pek fazla söz edilmediğini dile getirdi. Bunun için de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu yıl, ''Camiler ve Din Görevlileri Haftası''nın konusunun, ''Kadın ve Çocuk'' olarak belirlendiğini anımsatan Demir, ''Cami, Arapça bir kelimedir. Caminin kapsamı aslında çok geniştir. Ancak kısa adı toplanılan, ibadet edilen yer anlamına gelmektedir. Camiye gitmek, fazileti fazla olan bir davranıştır'' diye konuştu. Caminin, ibadet edilen, eğitim verilen, kültür alışverişinde bulunulan yerler olduğuna dikkati çeken Demir, camiye erkekler kadar kadınların da gitmesi gerektiğini vurguladı. Eğitim ve ibadetin, caminin en önemli işlevleri arasında yer aldığının altını çizen Demir, şöyle konuştu: ''İlime, sevaba erkeğin nasıl ihtiyacı varsa, kadınlarımızın da ihtiyacı vardır. Ben üniversitede okurken, başörtülü olan çok az öğrencilerden biriydim. Hocam bana, 'Zekiye gel, senin başını açalım, niye başını kapatıyorsun ki' dedi. Ben de farz olduğunu ifade ettim. Bana, 'Kadınlar bekarken günah işlerse babalarına, eğer evliyken günah işlerse kocalarına gider bu günah, sevapları ise kendilerine kalır' dedi. Ben de dini konularda ne kadar eksik olduğunu fark ettim. Bu tür sözler sizi yanıltmasın, kadının günahı da sevabı da kendinedir.'' Camilerde kadınlar için özel bir kapının olması gerektiğine de değinen Demir, Hz. Muhammet döneminde camilerde kadınlar için özel bir kapının olduğunu, ancak günümüzde kadınlar için çok az camide kapı bulunduğunu belirtti. ''Camilerin Canlı Süsü: Çocuk'' üzerine konuşma yapan Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Uzmanı Sevde Düzgüner de çocukları anlamak için dünyaya onların penceresinden bakılması gerektiğini söyledi. İnsanın çocukluk anılarını çok iyi hatırlamasına rağmen bir hafta öncesini hatırlayamadığını anımsatan Düzgüner, ''Çocuk deyip geçmeyin' sözü gerçekten çok önemlidir. İnsanın çocukluk, ergenlik ve yaşlılık gibi dönemleri vardır. Ancak Allah'a en yakın olduğu dönem 3-5 yaş aralığıdır. Özellikle de beş yaşında, somut kavramları da çok iyi bilmediğinden Allah'a somut olarak yakındır. Aralarında çok özel bir ilişki, bağlılık vardır'' diye konuştu. Anne babaların, çocuklarına gerekli din eğitimini vermesini öneren Düzgüner, şunları kaydetti: ''(İmam hatip lisesine gönderdim, daha ne yapayım) sözünden uzak durun. Çünkü aile destekleyicidir, okul dini eğitimi için yeterli değildir. Okulun yanında ailenin de destekleyici eğitimler vermesi gerekiyor. Bir de çocuğunuzun potansiyeline göre eğitim verin. Bazı aileler çocuklarına, çocuğunun potansiyelinin çok altında eğitim verebiliyor. Kapasite çok önemli. Çocuğunuz toplumda iyi bir birey olarak yetişmesi için onlara kapasitesine göre eğitim verin.'' Konuşmaların ardından, düzenlenen çeşitli yarışmalarda dereceye giren din görevlilerine sertifika ve çeşitli hediyeler verildi. (AYZ-MİS-MUR)04.10.2011 16:21:58
<< Önceki Haber ''2011 Yılı Camiler Ve Din Görevlileri Haftası'' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER