Zafer Barış -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhuriyet'in 100. yılının kutlanacağı
2023 yılı için koyduğu 'Yerli
Savaş Uçağı'
hedefi,
savunma sanayi çevrelerince heyecanla karşılanırken, SAVSAN Savunma A.Ş. Savunma Bölüm Başkanı Özkan Dolu, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhuriyetin 100'üncü yılı için koyduğu kendi savaş uçağımızın yapılması hedefi, bizi çok heyecanlandıran bir çalışma, ama çok geç kalınmış bir çalışma'' dedi.
Kayseri'de faaliyet gösteren SAVSAN A.Ş Savunma Bölüm Başkanı Özkan Dolu, A.A muhabirine yaptığı değerlendirmede,
Türkiye'nin
savunma sanayindeki yapılanmasının çok fazla bir geçmişi olmadığını hatırlatarak, ''
Kıbrıs Barış
Harekatı, Türkiye için çok güzel bir örnek oldu. O dönemde konulan ambargolar, Türkiye'nin
silah sanayi konusundaki yetersiz olduğu noktaları bir tokat gibi, şamar gibi açığa çıkardı. Böyle bir durumda, Türkiye artık kendi savunma sanayinin ve silah
sistemlerinin idamesinde kullanacağı malzemeleri kendi bünyesinde milli olarak karşılama zorunluluğunu hissetti. Devlet bazı şirketleri destekleyerek, teknolojik anlamda gelişmelere öncülük etti'' dedi.
Türkiye'nin, 1974'teki
Kıbrıs Barış Harekatı zamanındaki ambargolar nedeniyle, savunma sanayinde ihtiyaç duyduğu malzemeleri kendisi üretmeye başlayınca, Türkiye'nin bu anlamda bir sıçrama gerçekleştirdiğini gören batılı
ülkelerin ambargoları kaldırdığını ve ''siz yapmayın, biz size verelim'' demeye başladığını anımsatan Dolu, ''Ancak bu tür yaklaşımlar, bir ülkenin gelişmesinin önünü tıkayabilecek en büyük perdelerdir. Çünkü size hazır silahlar ve onların parçalarını vererek hem sizin sanayinizin gelişmesini engelliyorlar hem de kendi sanayisinin ürettiklerini çok fahiş fiyatlarla size satıyorlar. Bunu yöneticilerin ve halkın görmesi gerekiyordu'' diye konuştu.
Yerli savunma sanayinin öneminin, ülkeyi yönetenlerce çok geç anlaşıldığını vurgulayan Dolu, ''Sayın Başbakan'ın 2023 için koyduğu
yerli savaş uçağı hedefi, bir semboldür. Burada esas sözü edilen sadece bir
uçak yapmak değil, Türkiye'nin kendi yerli savunma sanayini kurmasıdır. Biz bu hedefi böyle anlıyoruz. Ancak bu hedef çok daha önce konulmalıydı'' dedi.
-''SAVUNMA SANAYİNİN YERLİ OLMASI ÇOK ÖNEMLİ''-
''Türkiye, coğrafi konumu ve stratejik özellikleri nedeniyle mutlaka kendi milli savunma sistemlerine sahip olması gereken bir ülke'' diyen Dolu, Türkiye için savunma sanayinin yerli olmasının büyük önem arz ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Her alanda olduğu gibi, savunma sanayinde de
elektronik sistemler çok geliştiği için, yazılımlar büyük önem taşıyor. Eğer siz elektronik yazılımlı bir silah aldıysanız, bu silahın yazılımını yapan kişi, o silahın onun istemediği bir hedefe yönelmesi durumunda çalışamaz hale gelmesini de sağlıyor. İşte bu potansiyel riskten dolayı bir ülkenin savunmasının milli olması lazım, o ülkeye ait olması lazım. Bunun en güzel örneğini
Irak savaşında gördük.
Rusya, Irak'a verdiği savunma sistemlerinin kodlarını da verdi ve
Amerika, Irak'ın savunmasını anında çökertti. Bu işler böyle. Eğer sizin silah satın aldığınız bir ülkenin, harekat durumunda sizin milli silah bilgilerinizi nasıl çözebileceğini karşı tarafa aktarma riski varsa, o zaman sizin kendi potansiyelinizi toplayıp, milli silahlarınızı üretmeniz, kendi savunmanızı sağlayacak öz kaynaklarla ürettiğiniz kendi tasarımınız ve milli yazılımı olan milli bir silah sistemine yönelmeniz lazım.''
Dolu, coğrafi konum ve sahip olduğu potansiyel nedeniyle Kayseri'nin stratejik önemi bulunduğunu belirterek, pervaneli uçaklar, helikopterler,
insansız hava araçları ve jet uçaklarının dışında kalan Hava Kuvvetleri'ndeki bütün sistemlerin hepsinin
işletmesinin ve
fabrika seviyesi
teknik desteğinin sağlandığı 2. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı ile Kara Kuvvetleri'ne
hizmet sağlayan ve M-60 tanklarının modernizasyonunun yapıldığı 3. Ana Bakım Merkezi Komutanlığının kurulu olduğunu kaydetti.
Özel sektörün de Kayseri'de
Organize Sanayi Bölgesi sayesinde sürekli geliştiğini ifade eden Dolu, şunları söyledi:
''
Organize Sanayi Bölgesi'nin, Kayseri'de kurulu savunma tesisleriyle bütünleşip, milli silah sistemlerinin geliştirilmesi ve artık silah sistemlerinin
yurt dışına bağımlılığını ortadan kaldırabilecek parça üretimlerini milli olarak yapacak kabiliyeti kazanması gerekiyor. Şimdi Türkiye'de bu atılımlar başladı, biz de buna Kayseri'de liderlik yapmak istiyoruz.
Maliye Bakanlığı'nın, bu yılın bütçesi Meclis'te görüşülürken yaptığı tespit, savunma sanayindeki envantere giren silah sistemlerinin idamesi için gerekli malzemelerin alımına çok büyük paralar ödendiği şeklindeydi. Eğer biz silah sistemleri için gerekli malzemeleri ve parçaları almak için yurt dışına bu büyük paraları ödüyorsak, bu malzemelerin ve parçaların yerli olarak üretilmesi halinde, çok büyük karlar elde edeceğiz. Bu doğru bir yaklaşım. (Türkiye'de stratejik öneme haiz, coğrafi konumu yeterli merkezlerde bu tür sistemleri üretebilecek üsler kuralım) yaklaşımının olduğunu duyduk. Yıllardan beri altyapısını oluşturan ve belli bir potansiyeli olan SAVSAN olarak biz, Kayseri'de bu düşüncenin bayraktarlığını yapmak istedik.''
-''TÜRKİYE'Yİ YAKALAYABİLECEK ÜLKE YOK''-
Türkiye'nin şu an
bıçak sırtında olduğunu belirten Dolu, ''Doğru hamleler yapıldığı zaman, Türkiye'yi dünyada yakalayabilecek ülke yok. Çünkü Türk insanı çok pratik düşünüyor. Günlük çözümler üretiyoruz. Bizim tek kaybettiğimiz nokta, sistematik çalışmamamız'' dedi.
Dolu, Türk insanının ürettiği pratik çözümlerin, birçok batılı ülkelerin bir anda göremediği çözümler olduğunu vurgulayarak, ''Türk insanında böyle bir yetenek var. Bunu kullanmak lazım. Türk insanının bu özelliğini silah sistemlerine adapte ettiğiniz zaman, çok büyük avantajlar sağlanır. Bizim tecrübelerimiz,
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterindeki silah sistemlerinin idamesi için ihtiyaç duyulan malzemeleri yapma konusunda Türk mühendislerinin ve işçilerinin yeterli bilgi seviyesine sahip olduğunu gösteriyor'' diye konuştu.
Türk insanının, yurt dışından alınan birçok parçayı, kendi kurum ve kuruluşlarında ürettiklerini, sertifikasyonunu yaptıklarını ve silahlarda kullandıklarını, halen de kullanılmaya devam edildiğini bildiren Dolu, ''İstenildiği takdirde biz silah sistemlerimizi geliştirebilecek, üretebilecek potansiyele sahibiz. Yeter ki, doğru
orkestra şefleri sahneye çıksın, bu güçleri bir araya getirip senkronize olabilsin. O zaman hedefe ulaşabiliriz'' dedi.
-''SEMBOL HEDEF, YERLİ UÇAK''-
SAVSAN Savunma Bölüm Başkanı Özkan Dolu, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhuriyetin 100.yılının kutlanacağı 2023 yılı için koyduğu yerli savaş uçağının yapılması hedefi, bizi çok heyecanlandıran bir çalışma, ama çok geç kalınmış bir çalışma'' dedi.
Türkiye'nin ülke olarak bulunduğu coğrafi konum ve stratejik özellikleri nedeniyle mutlaka kendi milli savunma sistemlerine sahip olması gerektiğini belirten Dolu, ''Özellikle çevremizde olup biten siyasi gelişmeler ve ülkelerdeki kargaşalar, bu fikrimizin ne kadar doğru olduğunu destekliyor. Böyle bir durumda kendi uçağımızı yapmamız, çok doğru bir şey'' diye konuştu.
Dolu, bir F-16 uçağının sadece motorunda yaklaşık 2-3 bin
firmanın çalıştığını, uçağın gövdesi ve diğer sistemleri için de 2 bin firmanın görev aldığını bildirerek, şunları kaydetti:
''4-5 bin firma, bir uçağın yapımında görev alıyor.
İstihdam anlamında düşündüğünüzde, ne kadar çok büyük bir yatırım olduğu da görülüyor. Diğer taraftan, savunma sanayileri, teknolojik gelişmelerin de lokomotifidir. Siz bir silah sistemini üretmek için bilim adamlarını bir araya getirebilirsiniz, bir metodoloji, bir silah türü geliştirirsiniz. Bu geliştirdiğiniz metodoloji, daha sonra iç piyasaya, özel sektöre ya da günlük yaşama yönelik kullanılabilir. Örneğin uzay çalışmaları kapsamında mikro dalga sistemi geliştirildi, daha sonra bu sistem fırınlarda kullanıldı.
Türkiye, kendi savaş uçağını 2023'e kadar çok rahat üretir. Çünkü altyapısı var. Devletin öncülük edip, bir orkestra şefi gibi, bütün sazları bir araya getirerek, o müziği, o besteyi ahenk içinde seslendirmesi gerekiyor.
Yeni bir bilgi
iletişim ağı kurulması lazım. Hangi firma ya da işletme neyi üretiyorsa, bilgi iletişim ağında görünmeli. Böylece bütün üretici bileşenleri, bir bilgi ağında yer alırsa, kimin ne ihtiyacı varsa, çok kolay ihtiyacını giderecek firmaya ya da işletmeye ulaşacaktır. Böyle bir entegrasyonla, elimizdeki potansiyeli ve kaynağı çok daha işlevsel ve akılcı kullanabiliriz.''
Türkiye'nin 10 yıl önce Koreli uzmanlara eğitim uçağı üretimi konusunda eğitim verdiğini, Koreli yöneticilerin doğru adım atarak, stratejilerini geliştirdiklerini ve şimdi eğitim uçağı yapıp satan bir ülke konumuna geldiğini de bildiren Dolu, ''Düşünebiliyor musunuz, siz bir ülkeye eğitim uçağı yapımı konusunda eğitim verecek bilgi ve tecrübeye sahip olacaksınız, ama kendi uçağınız olmayacak. Çok acı bir durum'' dedi.
(ZB-MUS-TLN)27.05.2011 10:44:16