Özgür-Der
İzmir Şubesi üyeleri, 28
Şubat postmodern
darbesini
protesto etmek için toplandıkları İzmir'in
Buca ilçesindeki
Orgeneral Çevik Bir Meydanı'nın isminin değiştirilmesini istedi.
Özgür-Der İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Fazlı İnderin, meydanda okuduğu basın açıklamasında, "28 Şubatçılar başta olmak üzere halka ve Hakk'a karşı savaş açıp mücadele eden bütün şahısların isimleri;
komutan, devlet başkanı, siyasetçi,
emekli,
muvazzaf olduğuna bakılmaksızın, halkın caddelerinden, meydanlarından, sokaklarından, mahallelerinden, bulvarlarından derhal silinmelidir. Şu an üzerinde bulunduğumuz meydandan da dönemin meşhur orgenerali
Çevik Bir'in adı sökülüp atılmalıdır." dedi.
Özgür-Der İzmir şubesi üyelerinin Çevik Bir Meydanı'ndaki protestosuna Özgür-Der
Akhisar Şubesi, İzmir İşadamları Derneği (İZİAD) ile Özgün-Der üyeleri
destek verdi. "28 Şubat
darbecileri yargılansın", "Zulme karşı direniş, herkes için
adalet", "Eğitimde, yargıda, siyasette, sokakta, militarist dayatmalar son bulsun", "Darbeci şefler yargılansın" şeklinde
pankart açan Özgür-Der üyeleri, 28 Şubat başta olmak üzere tüm darbe yanlısı olan şahısların isimlerinin sokaklardan, caddelerden kaldırılmasını talep etti.
İnderin, 28 Şubat 1997'de Türkiye'de rejimin derinden sarsıldığını vurgulayarak, siyasetten bürokrasiye tüm toplumun fişlenerek,
kaos ve çatışmanın toplumsal tabanın genel karakteri haline getirildiğini söyledi. Darbecilerin, başta üniversiteler, başörtülüler ve imam hatipliler olmak üzere her kesime yönelik baskıcı ve dayatmacı uygulamalarıyla on binlerce insanın geleceğini kararttığının altını çizen İnderin, "Binlerce insan işinden gücünden oldu. Yüzlercesi olmadık uydurma gerekçelerle cezaevlerine atıldı. Yasaması, yürütmesi, yargısı ve medyasıyla tüm birimler askerden brifing alır hale getirildi. Andıçlar havalarda uçuştu, durdu. Darbeciler o kadar azgınlaştılar ki bazılarınca 28 Şubat'ın bin yıl süreceği gibi hamasî sloganlar üretildi." diye konuştu.
28 Şubat'ın çetelerin, yer altına
silah depolayanların, ellerindeki medya gücüyle hokkabazlık ve tetikçilik yapanların ortaya çıktığı, onursuzlukla sorumsuzluğun at başı yarıştığı, sömürünün ayyuka çıktığı,
haram para transferlerinin normalleştiği, namlu işaretiyle kurdurulan partilerin revaçta olduğu bir gün olduğunu belirten İnderin, şöyle konuştu:
"
Yargı bağımsızlığının dipçik gölgesinde kaldığı,
yüksek yargı denen zevatın brifing almak için sıraya girdiği, rektörlerin "ordu göreve" hezeyanına kapıldıkları, bilim adamlığının intihalle özdeşleştiği gündür 28 Şubat. 'Laiklik elden gidiyor' naralarıyla halkın manipüle edilmek istendiği; hırsızlığın, talanın, vurgunun ve faizci tefeciliğin sistemin kutsalları üzerinden meşrulaştırıldığı gündür 28 Şubat. Darbecilerden
hesap sorulmadıkça hem darbe düzeni devam edecek, hem de yeni darbelere kapı aralanacaktır. Nitekim 27 Mayısçılardan hesap sorulmayışı 12 Mart'ı, o 12
Eylül'ü,
12 Eylül de 28 Şubat'ı o da 27 Nisan'ı doğurmuştur."
"Baskılar bizi yıldıramaz", "Zalimler hesap verecek", "Paşaların tankı susturamaz halkı", "
Müslüman zulme
boyun eğmez", "Balyozlar bizi yıldıramaz" şeklinde tempo tutan kalabalık, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.