TRABZON (A.A) - KarDoğa Federasyonu Kurucu Başkanı Kenan Kuri,
havzasındaki 17 ülkenin sanayi ve evsel atıklarının bir iç deniz olan Karadenize
taşınması sonucu günden güne kirlenen Karadeniz, artık canlı yaşamını
destekleyemez hale geldiğini öne sürdü.
Kuri, 31 Ekim Uluslararası Karadeniz Günü dolayısıyla yaptığı yazılı
açıklamada, Karadenizin, yarım asır öncesine kadar dünyanın ekolojik yönden en
zengin, biyolojik yönden en bereketli denizlerinden biri olduğunu ifade etti.
Dünyanın oluşum ve gelişim zamanlamasına göre mikroskobik bir zaman sayılan
50 yıl gibi kısa bir sürede Karadenizin, bugün ekolojik ölümün uluslararası
galerisi olduğunu iddia eden Kuri, şöyle devam etti:
Havzasındaki 17 ülkenin sanayi ve evsel atıklarının bir iç deniz olan
Karadenize taşınması sonucu günden güne kirlenen Karadeniz, artık canlı yaşamını
destekleyemez hale gelmiştir. İşlenmemiş atıkların kirlettiği sularda oluşan alg
yosunlarının sudaki oksijen miktarını azaltması, aşırı balıkçılık, çeyrek yüzyıl
önce ticari gemiler tarafından taşınan yabancı ve zararlı bir denizanası türü
olan taraklı medüzün Karadenizdeki besin zincirinde üst türünün olmaması
nedeniyle aşırı çoğalması, başta mersin balığı olmak üzere somon, kefal, çaça
balığı, istavrit ve kaya balığının tehlikeli boyutlarda azalmalarına neden
olmaktadır. Uskumru ve kılıçbalığı ise tamamen yok olmuş durumda.
Kuri, 21 Nisan 1992 tarihinde Karadenize kıyı ülkelerin, Karadenizdeki
kirliliği ilk kez ciddi bir biçimde ele alarak Karadenizin Kirliliğe Karşı
Korunması Sözleşmesini (Bükreş Sözleşmesi) imzaladığını belirterek, şunları
kaydetti:
Bunun akabinde sorunun çözümüne yönelik yapılan uluslararası çalışmalarda
yüzlerce bilim insanı, uzman ve teknik personel görev almış, yıllar süren
araştırmalar sonucunda Karadenizin iyileştirilebilmesi için kıyı ülkelere
uluslararası stratejik eylem planı önermişlerdir. Karadenize kıyısı bulunan 6
ülke hükümeti 31 Ekim 1996da Stratejik Eylem Planını kararını imzalayarak, her
ülke en geç 31 Ekim 1997 tarihine kadar ulusal eylem planlarını oluşturmayı
taahhüt etmişlerdir. Bu gelişmenin ardından sivil toplum kuruluşlarının talebi
üzerine 31 Ekim, Uluslararası Karadeniz Günü ilan edilmişti.
Karadeniz Çevre Programı (BSEP) ve Karadeniz Ekosistemini Geri Kazanım
Programına (BDERP) başından beri destek veren sivil toplum kuruluşlarının da
katılımıyla 1996-1997 yılında Türkiyenin Stratejik Eylem Planının taslak olarak
hazırlandığını ifade eden Kuri, açıklamasını şöyle tamamladı:
Benzer çalışmalar diğer kıyı ülkelerinde de yapılmışsa da ne yazık ki
hiçbir ülke tamamlayamadı. Karadenize en uzun kıyısı olması nedeniyle bu konuda
öncülük yapması beklenen Türkiye ve Karadenize kıyı ülkeler arasında ekonomik
açıdan en güçlü ülke olan Rusya, sivil toplum kuruluşlarının tüm girişimlerine
rağmen taslak eylem planlarını rafa kaldırdı. O zamandan bu yana Karadenize,
Tuna Nehri üzerinden yük olan kirliliğin minimizasyonu çalışmaları haricinde
hiçbir olumlu adım atılmamıştır. O nedenledir ki 2000li yılların başlangıcından
bu yana 31 Ekim Uluslararası Karadeniz Günü bir takvim etkinliği olarak
kutlanmaktadır. Aradan geçen onca zamana rağmen alınan kararların tedbire
dönüştürülmemesi nedeniyle gönüllü doğa ve çevre koruma kuruluşları olarak bizler
Karadeniz Gününde kutlayacak bir şey göremiyoruz. Karadeniz Doğa Koruma
Federasyonu olarak, Karadenize en uzun kıyısı olan ülkemizin imzasının arkasında
durmasını ve raflarda tozlanan Ulusal Stratejik Eylem Planımızın yine sivil
toplum kuruluşlarının katılımıyla güncellenerek bir an önce hayata geçirilmesini
talep ediyoruz. Hayata geçirelim ki Rusya Federasyonundan da aynı talepte
bulunabilelim.
Muhabir: Asena Akçay
Yayıncı: Murat Kaban