OSMANİYE (A.A) - Tuğba Temir - Osmaniyede Çukurova tarihine
ışık tutan 6 bin yıllık Kastabala (Hierapolis) Antik Kentinde yapılan kazı
çalışmaları sırasında, 845 gümüş sikkeden oluşan defineye ulaşıldığı bildirildi.
Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Ana Bilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Turgut Hacı Zeyrek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kent
merkezine 12 kilometre olan Kastabala (Hierapolis) Antik Kentinde bu yıl
üçüncüsünü gerçekleştirdikleri kazı çalışmalarına 37 kişilik bir ekiple devam
ettiklerini söyledi.
Zeyrek, kazı çalışmalarını Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü, Akdeniz
Araştırmaları Merkezi Enstitüsü, Gaziantep bölgesinden iş adamları ve Aslantaş
Barajı yetkililerinin katkılarıyla sürdürdüklerini belirterek, kazılarda antik
kenti gün ışığına çıkarmaya çalıştıklarını ifade etti.
-28 yıldır bu işi yapıyorum, ilk defa böyle büyük bir defineyle
karşılaştım-
2009 yılından bu yana yaklaşık bin metre karelik bir alanda çalışmalarını
sürdürdüklerini anlatan Zeyrek, bu yıl yaklaşık bir buçuk metre yüksekliğinde bir
dolgu tabakasında kazı çalışmalarını sürdürdüklerini, taban seviyesine
ulaştıklarında da alan temizliği gerçekleştirdiklerini söyledi.
Zeyrek, şöyle devam etti:
Temizlik sırasında tarımsal faaliyet nedeniyle tahrip olmuş duvar örgüsü
içerisinde bir define tespit ettik. 13-14. yüzyıl, Ortaçağa ait 845 adet gümüş
sikke. Sayısal boyutta böyle büyük bir defineye bilimsel kazılarda çok ender
rastlanıyor. 28 yıldır bu işi yapıyorum, ilk defa böyle büyük bir defineyle
karşılaştım. Kaçak kazılarda da takip imkanı olmadığı için bilemiyoruz ama böyle
bir toplu sikkenin bulunması, antik kent kazımız için büyük önem taşıyor. Bu
bulgu, buradaki tarımsal tahribat faaliyetlerine hassasiyet gösterilmesinin ve
bilimsel çalışmaların ilgi görmesinin gerekliliğini ifade ediyor. Her ne kadar
Yüzeyde bir buluntu ele geçemez tarım nedeniyle burası tahrip oldu denilse de
görüldüğü gibi çok önemli kalıntılar çıkabiliyor. Sikkelerden oluşan toplu
defineyi saymazsak envanterlik olarak 400 adet esere ulaştık.
İki adet sütunlu caddesi, taşradaki en büyük tiyatrosu ve hamamlarıyla
görkemli bir şehir olan Kastabala (Hierapolis) Antik Kentinin yaklaşık 100 bin
metre kare sur içi alana sahip olduğunu fakat Nurdağından başlayıp Tarsusa
kadar uzanan geniş bir siyasi etki alanında yer aldığını ifade eden Zeyrek, Geç
neolitik erken kalkolitik yani milattan önce 3 bin 500-4 binli yıllarında burada
ilk yerleşim başlamış. Çalışmalarımızda geç Hitit buluntuları da ele geçirdik.
Hitit başkenti Çorumda. Burası Hitit sınır karakollarının etki alanında kalan
kısım. Geç Hitit döneminde buranın önemli bir dinsel merkez olduğu yönünde
bulgular elde ettik. Anadolunun ana tanrıçasının tapınım gördüğü bir kült
merkezi olduğunu saptadık diye konuştu.
MÖ 1. ve MS 1. yüzyıllarda geç Helenistik erken Roma dönemine gelen tarihsel
süreçte Kastabalada yerel bir kültürün hakimiyet sürdüğünü ve Çukurova
bölgesinde tüccar hareketlerinin olduğunu ifade eden Zeyrek, Satın alma
yöntemiyle dışarıdan gelen malzemelere rastladık. Benzer malzemelerin Tatarlı
Höyükte olduğunu da görüyoruz. Bu da bize gösteriyor ki burada tacirler grubu
hareket halindeymiş ve bu malzemeleri satmışlar ifadelerini kullandı.
Kastabaladaki tiyatro yapısından anlaşıldığı kadarıyla Roma hakimiyetine de
girdiğini belirten Zeyrek, Roma döneminden sonra kentin ağır yıkımlar geçirdiğini
ve kentte tahribat meydana geldiğini anlattı.
-Çarpık kentleşme o dönemde de varmış-
Günümüzde yaşanan çarpık kentleşmenin izlerini o çağlara kadar takip
edebildiklerini belirten Zeyrek, Kastabaladaki sütunlu caddeyi işgal eden evlere
rastladıklarını söyledi.
Şehircilik anlamında vadinin iki yamacına yerleşmiş olması nedeniyle
Kastabalanın çok güzel bir konumu olduğunu ifade eden Zeyrek, kentin önünde
geniş bir ovası ve yanı başında Ceyhan gibi bereketli bir nehirle kendini
tamamlayan mozaiğe sahip olduğunu anlattı.
Kastabalanın stratejik olarak önemli bir konuma sahip olduğunu aktaran
Zeyrek, (Anadolu doğu ile batı arasında bir köprü) deriz hep, klasik bir
tanımlamadır. Aynı tanımı daraltırsak bunun merkezine de Kastabalayı
koyabiliriz. Kastabala doğu ve batının arasında bir köprü. Neden diyeceksiniz.
Yumurtalık Kastabalanın limanı. Arada bir dağ var ama Kastabalanın
sınırlarında. Hem doğuya bu kadar yakın hem de denize yakın bir antik kent daha
yok diye konuştu.
Kastabalaya yılda 2 bin 500 turistin uğradığını belirten Zeyrek, Kazılar
neticesinde kenti tümüyle ayağa kaldırmak mümkün değil. Fakat Efeste,
Bergamada, Pergede olduğu gibi bir kesit olarak ayağa kaldırıp o nostaljiyi yad
edebiliriz ve turizme bir an önce kavuştururuz dedi.
Zeyrek, Tüm yöre halkının buraya sahip çıkması lazım. Ekonomik açıdan
burası bir kazanç kaynağı, en klasik tabiriyle bacasız fabrika. Sadece güzel bir
temizlik ve güler yüzlü karşılama gerekiyor diye konuştu.
Yayıncı: İsa Sansar