Yeni
Anayasa'nın tartışıldığı
Abant Platformu'nda katılımcılar, yıllardır
Türkiye'nin beklentisi olan yeni bir
sivil anayasa yapılmasında müzakerenin önemi üzerinde durdu. Katılımcılar ve müzakereciler, yeni bir anayasanın hazırlanmasında mutabakat ve müzakerenin şart olduğunu ancak temel hak ve özgürlüklerin müzakere edilemeyeceğini ifade etti.
Bolu Abant'ta iki gün sürecek olan Abant Platformu'nun 23. toplantısının ikinci oturumunda Anayasa yapımında mutabakat ve müzakere kavramları üzerinde duruldu.
Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Serap Yazıcı, Türkiye'de pek çok
tabela partisi olduğunu, bunlardan karar değil kararsızlık çıkacağını ileri sürdü.
Yazıcı, "Şimdiye kadar anayasa taslağı çok açık şekilde
vesayet kurumlarını güçlenmeye odaklanmıştır. Bugün yeni bir anayasa yapmaya yakın gibi hissediyoruz hiçte öyle olmadığını düşünüyorum. Vesayet kurumlarının tavsiyesi noktasında
AK Parti nasıl tavır alacağını tahmin edebiliriz. Aynı şeyi
CHP için söyleyebilir miyiz? İmralı'nın talimatlarıyla hareket eden BDP den özgür çıkışlar bekleyebilir miyiz?" diye sordu.
Gazeteci-yazar
Nazlı Ilıcak da müzakere kavramının önemli olduğunu ancak her şeyi buna bağlamanın doğru olmadığını öne sürdü.
Buna rağmen iyi bir anayasa yapma isteğinden vazgeçilmemesi gerektiğini kaydeden Ilıcak, şunları söyledi: "Nasıl olacak, nasıl çıkacak anayasa? 'Anayasada bütün görüşler temsil edilsin' deniyor, 'uzlaşma komisyonu kurulacak' denildi. O zaman fiilen müzakere başlayacak. O zaman orta yol aranacak. Bir adam
darbe yapıyor, benim fikrimde böyle bir anayasa vardı, bunu dayatıyor. Mesela
Kürtler başka şey istiyor. O da onu bir temel hak olarak görebilir. Öbürü de başka şey isteyebilir. Ortaya çıkacak anayasa mutlaka çok özgürlükçü düşünceleri ideal olmayabilecek. O olmuyor diye daha iyi anayasadan vazgeçmemek lazım, gerçekçi olmak lazım.
"Herkesin görüşü birbirine uymaz. Burada bile farklı fikirler var o zaman o adımlar atılır." diyen Ilıcak, "Zaman içerisinde
toplumun zihniyeti de kendi kendine devşirir. Bir adım atılır, o adamının toplumu değiştirme gücünden faydalanarak daha önemli adımlar atılabilir.
Kürt meselesi daha henüz toplumda halledilemedi. Bu noktalarda çıkabilir. Laiklik konusunda çıkabilir. Biz her şey özgür olsun hâkim de başörtüsü olsun diye düşünebilir. Biz şimdi başörtülü milletvekili olsun diye müzakere yapalım." ifadelerini kullandı.
Abant Platformu üyesi
Altan Tan ise bazı konuların pazarlık konusu yapılamayacağını söyledi. Toplumun artık bazı konularda beklemeye tahammülünün kalmadığını savunan Tan, "Kürt meselesini eyalet sistemiyle mi, özerlikle mi, konfederasyonla mı müzakere edeceğiz? Türkiye
başkanlık sistemine mi geçsin bunu müzakere edebilir. Bunun sayısını artırabiliriz. Bunlar
teknik konular. Konuşulur bir yola varılır. Pazarlık edilemeyecek konular var. Türkiye'de esas kavgalar bu konular üzerinde meydana gelecek. Cemevlerinin açılması ve kamusal alanda başörtüsü gibi konularda toplum artık pazarlık etmeyecek. Toplumun bu konularda beklemeye tahammülü kalmadı." şeklinde konuştu.
Anayasa Profesörü
Ergün Özbudun ise müzakere konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: "Öyle şeyler var ki müzakere konusu olamaz.
Temel hak müzakere olmaz. Demokrasinin vazgeçilmez ilkeleri müzakere olmaz. Bir anayasa yapımında müzakere yapılacak çok şey var. Yerel yönetimlerin yetkisinin genişletilmesi. Bunun muhalefet dereceleri var tek bir kalıbı yoktur. Birçok şey var ki müzakere hem gerekli hem meşrudur. Bir orta yol bulunması da bir
takım prensiplerde fedakârlık etme anlamına gelmez.
Müzakere neticesinde orta yol bulunur. Orta yol taraflardan en iyi çözüm değildir, fakat yaşanabilir çözümdür. Bir toplum tümüyle aynı değerlere sahip olamaz. Bulunacak çözümler orta yoldur."