Bilgi
Teknolojileri ve İletişimi Kurumu (BTK) Başkanı
Tayfun Acarer,
mobil iletişimi sağlayan '
baz istasyonları' konusunda çeşitli spekülasyonların ortaya atıldığını söyledi. Acarer, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması durumunda, mobil iletişim olamayacağını belirterek, "17 yıldır kullandığımız
sistemle ilgili bilimsel olumsuzluk çıkmadı." dedi.
Tayfun Acarer, düzenlediği basın toplantısında, iletişim konusundaki eleştirilere
cevap verdi. Baz istasyonları ile ilgili tartışmaların halen devam ettiğinin altını çizen Acarer, baz istasyonlarının yerleşim yerleri dışına çıkarılması halinde mobil iletişimin sağlanmasının mümkün olamayacağını duyurdu. Bas istasyonlarının, şu an kullanılan ikinci ve üçüncü nesil
haberleşme sistemlerinin 'olmazsa olmazı' konumunda bulunduğunu aktaran Acarer, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Mobil iletişim için baz istasyonu gerekiyor. Baz istasyonları, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de aynı mantıkla çalışıyor. Tüm dünyadaki markalar, sistemler,
firmalar ne ise, Türkiye'de de aynısı bulunuyor. Zaten bu sistemleri üreten 4-5 tane firma var. Bu teknoloji gereği, baz istasyonlarının,
radyo ve televizyon vericileri gibi yerleşim dışına yapılması mümkün değil. Bu teknoloji böyle çalışmıyor.
Uydu teknolojisinde, uyduya göndermeden uydu haberleşmesi yapıyorum, diyemezsiniz. Baz istasyonları, yani mobil sistem şu anda, sinyallerin baz istasyonundan dönmesiyle çalışır. Bu nedenle, siz baz istasyonlarını şehir dışına çıkarttığınızda, cep telefonları çalışmaz.''
"17 YILDIR HER YÖNÜYLE ARAŞTIRILDI, ORTAYA SOMUT BİR SONUÇ ÇIKMADI"
Baz istasyonlarının yerleşim yeri dışına alınması durumunda, bugün ispat edilemeyen insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisiyle ilgili iddianın daha da artacağına dikkat çeken Tayfun Acarer, şöyle devam etti: "Baz istasyonlarının şehir dışına alınmasıyla, baz istasyonlarının değil ama cebinizdeki telefonun riski artar. Normalde baz istasyonlarının gücü, 10-20 volt\metre arası değişir. AB ülkelerinde 41 volt\metre normal sinyal seviyesi olarak kabul edilirken, Türkiye'de 10 volt\metredir.
Baz istasyonu uzaklaştığı zaman cep telefonunun ürettiği sinyalin gücü artar. Bunun ispatı da baz istasyonundan uzaklaştığınızda yaptığınız görüşmede, cep telefonunuzun şarjı daha çabuk biter. Baz istasyonu uzaklaştığı zaman, cep telefonlarınız daha fazla enerji sarf eder." Türkiye'nin mobil iletişim konusunda, dünyada güvenlik açısından sınır değerleri en düşük tutan 5 ülkeden birisi olduğunu ifade eden Acarer, "Kimse yerleşim yerinin içine baz istasyonu koyma meraklısı değil. Demek ki teknoloji bu şekilde çalışıyor ki, insanlar, bir sürü bedel ödeyerek şehir içinde baz istasyonu kuruyorlar." diye konuştu. Acarer, Türkiye'de mobil haberleşme uygulamasının 1994 yılında başlamasıyla birlikte, baz istasyonlarının sağlık üzerindeki etkilerinin de tartışılmaya başladığını ifade ederek, "Bu konu 17 yıldır her yönüyle ve ilgili ilgisiz pek çok yer tarafından araştırıldı, ama henüz ortaya ciddi somut bir sonuç çıkmadı. Baz istasyonlarının sağlık üzerindeki etkileri hala bir iddiadan öteye geçemedi." dedi.
"İNTERNET ERİŞİM YASAĞI MAHKEME KARARI YA DA ŞİKAYET ÜZERİNE YAPILIYOR"
İletişim sektöründe 'internetin yasaklanması' konusunun yer aldığını, bu konuda duygusal yaklaşımlar olduğunu anlatan Tayfun Acarer, ''
İnternet erişiminin engellenmesi,
mahkeme kararıyla ya da bize gelen ihbarların değerlendirilmesiyle yapılıyor. Son günlerde basında yer alan engellemeler de
mahkeme kararıyla, bizimle alakası olmadan yapılan işlemlerdir" diye konuştu. Acarer, internet
servisi sağlayıcılarına gönderilen son yazının yeni olmadığını, bundan önce de çeşitli defalar gönderildiğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Bizim tabi olduğumuz yasal düzenlemelerde, intihara
teşvik, pornografi, internette
kumar gibi 9 ayrı katalog suçu bulunuyor. Bize çeşitli kanallardan internet servisi sağlayıcılarının bu suçları işleyip işlemediklerine dair bilgiler, ihbarlar geliyor. Biz de bu ihbarları değerlendirip işlem yapıyoruz. İlk önce uyarıyoruz. Bu tür suç sayılabilecek yayın yapan servis sağlayıcılarıyla ilgili sorunların yüzde 97,3'ü uyarılarla çözüldü, ancak yüzde 2,7'si ise ne yaptıksak çözülemedi. Bunun dışında, son günlerde basında yer alan
internet erişimi engellenmesiyle ilgili haberler, bizimle ilgili değil. Bunların yayınları, mahkeme kararlarıyla durduruldu."