Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''
Deniz Feneri e.V Bağlantılı Soruşturma'yı yürüten savcıları görevlerinin değiştirilmesine ilişkin,
soruşturmaya muhatap olan kişilerin avukatları
HSYK'ya bir dilekçe vererek, soruşturma savcılarını şikayet ettiğini belirterek, ''Bu şikayet içerisinde kayda değer bulunan husus,
Ankara 3. Sulh
Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu bir kararın, soruşturma savcıları tarafından değiştirildiği, tahrifat yapıldığı ve bu tahrifata işlem yapıldığı iddialarıdır. Bunun üzerine HSYK konunun incelenmesini ve gerek görülmesi halinde soruşturulmasını içeren bir karar almıştır'' dedi.
Ergin,
AK Parti Hatay İl Teşkilatında partililerle bayramlaşma öncesi gazetecilerin,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz Feneri e.V davasına ilişkin açıklamalarına yönelik sorularını yanıtladı.
Soruşturma yapan savcıların görevinin değiştirildiğini ifade eden Ergin, şöyle devam etti:
''Başka iki tane yeni savcı Ankara Başsavcılığı tarafından görevlendirilmiştir. Tabi burada sorulması gereken sorular şunlardır; Bu değişikliği nedeni, niçin yapılmıştır? Soruşturmaya muhatap olan kişilerin avukatları HSYK'ya bir dilekçe vermişler ve soruşturma savcılarını şikayet etmişlerdir. Bu şikayet içerisinde kayda değer bulunan husus, Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu bir kararın, soruşturma savcıları tarafından değiştirildiği, tahrifat yapıldığı ve bu tahrifata işlem yapıldığı iddialarıdır. Bunun üzerine HSYK konunun incelenmesini ve gerek görülmesi halinde soruşturulmasını içeren bir karar almıştır. Ben de Adalet Bakanı olarak, HSYK başkanı sıfatıyla bu soruşturma kararına onay vermişimdir. Yapılan incelemeden sonra müfettişler soruşturmaya geçme ihtiyacı duymuşlardır. Bu soruşturmaya geçme ve savcıların savunmalarını isteme olayından sonra Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı bu değişikliğe gitmiştir.
-''BU SORULARIN CEVABININ BULUNMASI GEREKİYOR''-
Bakan Ergin, cevabı verilmesi gereken sorular olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Gerçekten Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu bir karar üzerinde soruşturma savcıları oynama yapmışlar mıdır? Bir değişikliğe gitmişler midir? Bu karar üzerinde oynama yapılarak başka bir karar üretilmiş ve bu karardan işlem tesis edilmiş midir? Soruşturma savcılarının böyle bir değişiklik yapma yetkileri, hakları var mıdır? Böyle bir değişiklik yapılmış ise bu değişikliğe niçin ihtiyaç duymuşlardır? Bütün bu soruların
cevapları bulunması gerekiyor. Bu cevaplara göre konunun değerlendirilmesi gerekiyor. Tüm bunların hiçbirini
kale almadan, bunlara bakmaksızın sadece 'savcıların görevinin değiştirildiği' penceresinden konuya yaklaşım, buradan konuyu istismar eden bakış açılarının sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Burada
mahkeme kararında savcıların talep etmiş olduğu
tedbirlerin bir kısmı kabul edilmiş ve tedbirler uygulanmıştır. Ama mahkemenin reddetmiş olduğu tedbir talepleri de var.
Ama,
savcılık makamı ortaya çıkan son tabloya göre, reddedilen bu tedbir taleplerini ret edilmemiş gibi addederek bunlar üzerinden işlem yapmışlar ve tedbir uygulamışlardır. Şimdi konu soruşturuluyor. Soruşturma henüz devam ediyor. Şuandaki safahat budur. Bu safahat netleşmeden yapılacak değerlendirmeler sağlıklı olmaz diye düşünüyorum.''
-''ADALET BAKANI ANAYASA GERİĞİ KONUNUN İÇİNDEDİR''-
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Sayın Baş
bakan ve Adalet Bakanı bu soruşturmaya burunlarını niçin sokmuşlardır'' gibi bir sorusu olduğunu hatırlatan Ergin, şunları söyledi:
''Adalet Bakanı,
Anayasa gereği soruşturma kararına onay veren makamdır ve müdahalesi bununla sınırlıdır. Sayın
Başbakanımızın en ufak bir dahli söz konusu değildir olamaz zaten. Onun ötesinde Anayasa gereğince görevli olan bakana 'Bu soruşturmaya niçin müdahil oluyorsunuz' diye soran Kılıçdaroğlu, aynı açıklamasında şu cümleleri kullanmıştır. 'Ben bu
dosyayı inceledim. İçerisinde çok ciddi
deliller var. Onun için ciddi bir dosyadır.
Soruşturulan kişilerin kendilerinin bilmediği, delil ve iddialar soruşturmaya muhatap olan kişilerin avukatlarından saklanan belgeleri ve dosya içeriğini sayın Kılıçdaroğlu nasıl görmüştür? Nasıl bunları incelemiştir ve bunların ciddi delil olduğuna nasıl kanaat getirmiştir?''
-''DOSYA İÇERİĞİ KILIÇDAROĞLU'NU SERVİS Mİ YAPILDI?-
''Bu dosya içerisinden sayın Kılıçdaroğlu'na
servis mi yapılmaktadır, yoksa gerçekten Kılıçdaroğlu, bu dosyanın içeriğini bilmemekle beraber kamuoyu oluşturmak amacıyla gerçeğe aykırı beyanda mı bulunmuştur?'' diye soran Ergin, şöyle devam etti:
''Tüm bunların araştırılması gerektiğini ve yargının soruşturma, kovuşturma aşamasının müdahil olmayın diye
eleştiri yapan sayın Kılıçdaroğlu'na, şunu ifade etmem lazım. Son 5 yıldır
Türkiye'de devam eden soruşturma ve kovuşturmalara dönük olarak ana muhalefet partisinin genel başkanlarının ve partinin tavrına şöyle bir baksın. Bir öz eleştiri getirsin lütfen. Anayasa Mahkememizde
367 kararı tartışılırken, '367 kararı çıkmaz ise Türkiye kaosa süreklenir' diye hüküm veren kimdi. Gene
Ergenekon soruşturmasının avukatıyım diyen kimdi. Gene 'getirin bu Ergenekon örgütünü ben ona üye olacağım' diyen kimdi. Son gündemde Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili
gizlilik kararı olan ve taraf avukatlarının dahi görmediği, bilmediği 'delilleri inceledim biliyorum' deyip kamuoyuna açıklama yapan kimdi' Bütün bunlara bakarak bir öz eleştiri yapmaları gerekir diye düşünüyorum. ''
-''KILIÇDAROĞLU BİR BAŞKA KONUYU PERDELEMEK İSTEMİŞTİR''
Kılıçdaroğlu'nun
basın açıklaması yaptığı toplantıda soru almadan ayrılmasını manidar olarak değerlendiren Ergin, şöyle devam etti:
''Çünkü Deniz Feneri olayını istismar ederek gündemde olan bir başka konuyu perdelemek istemiştir kanaatimce sayın Kılıçdaroğlu. Gündemde olan konu ve cevabının verilmesi gereken soru, CHP Ankara il başkanı istifası beraberinde yaptığı açıklamalardır. Sayın Kılıçdaroğlu, öncelikle kendi il başkanının yapmış olduğu açıklamalarla ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirmek durumundadır. Diğer konuları bu soruşturmanın sonucuna göre bilahare tekrar değerlendirme imkanımız olacaktır.''
Ergin, Kılıçdaroğlu'nun 48 saatlik cevap süresiyle ilgili ortaya koyduğu görüşünün, kendilerine dönük yeni sorular sorulmaması olarak değerlendirdi.
Bütün bu ciddi iddiaların ve ortaya getirilen konuların araştırıldığını vurgulayan Ergin, ''İlk bulgular sonucunda soruşturmaya geçilmiştir. Bunun sonucuna göre işlemler devam edecektir. Ama sayın Kılıçdaroğlu önce kendi partisinin vermesi gereken cevapları vermelidir. Devam etmekte olan soruşturmanın seyrine göre de tutumunu belirlemelidir'' dedi.
Dosyanın içerisindeki konulara
vakıf olmadıklarını belirten Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Kılıçdaroğlu'nun bildiği bir şey varsa bu dosya içerisinde soruşturmaya muhatap kişilerin ve avukatların bilmediği konuları biliyorsa Kılıçdaroğlu, bunları ima yoluyla değil, açıkça söylemelidir. Varsa sorumlular bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunmalı. Ama sayın Kılıçdaroğlu, bu güne kadar sadece şunu yaptı. İtham etti çekildi, itham etti çekildi. Sordu çekildi. Ama bugüne kadar o soruların sonucunda bir tek ortaya somut bir şey çıkmış değil. Bunu da gözden kaçırmamak lazım.''
(İSÖ-AG-OSM)30.08.2011 14:13:04