Adana İl
Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin
verem mikrobu ile enfekte olduğunu belirterek, bu insanların yüzde 10'unun yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanma riski bulunduğunu söyledi. Kemik, "Verem korkulacak bir
hastalık değildir. Tedavi ile
şifa bulunur." dedi.
Verem hastası sayılarının nüfusa oranının, sanayileşmiş ülkelerde yüz binde 20 ve altında iken,
Asya ülkelerinde yüz binde 100'den, ülkemizde ise 2009 yılı verilerine göre yüz binde 29 olduğunu ifade eden sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, "Verem, dünyada bir tek etkene bağlı,
tedavisinin olmasına rağmen en çok ölüme yol açan hastalıktır. Türkiye'de yılda yaklaşık 17 bin yeni verem hastası ortaya çıkmaktadır. 2010 yılında Verem Savaşı Dispanserlerine (VSD) kayıtlı 19 bin verem hastası bulunmaktadır. Bu hastaların yüzde 62'si erkek, yüzde 38'i kadındır." şeklinde konuştu.
HAVA YOLU İLE BULAŞIR
Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, "Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş, aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır." diyerek şöyle konuştu: "Basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. Balgam tetkikinde ARB pozitif bulunan ve kavitesi olan hastalar daha fazla basil saçarlar. Basil kaynağı ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması bulaşmada önemlidir. En çok hastanın
aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda yok olur."
Dr. Aytekin Kemik, Türkiye'de verem savaşının Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği strateji ile yürütüldüğünü, bu stratejinin de doğrudan gözetimli tedavi olduğunu ifade etti. Adana'da yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi veren Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, "Adana'da 4 tane Verem Savaşı Dispanseri, 1 adet Bölge Tüberküloz laboratuarı, 1 tane de Göğüs
Hastalıkları Hastanesi
hizmet vermektedir. Adana'da 2009 kayıtlarımıza göre 538 tane Tbc. Hastası vardır. Bunların 14 tanesi dirençli tbc hastasıdır. 220 kişi de koruma tedavisi almıştır. 2009 yılında laboratuara 3421 2010 yılında isse 4710 örnek geldi." ifadesini kullandı.
HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi.
Akciğer yakınmaları:
Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.
Gırtlak veremi
ses kısıklığı yapabilir.
Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait semptomlar olabilir.
İki- üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.
VEREM TANISI
Tüberküloz tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir.
Hastanın semptomları ve
röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar yavaş gelişir.
Akciğer veremi akciğer röntgen filminde bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler doktorun veremden şüphelenmesine yol açar.
Verem tanısında kullanılan
deri testi (PPD) vücutta mikrobun olduğunu gösterir. Enfeksiyon veya hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi ilgili doktor yapar.
VEREMİN TEDAVİSİ
Veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir.
Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir.
Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir.
Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler.
Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir.
Tedavinin VSD ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de VSD'de yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.