Adıyaman Hukukçular Derneği Başkanı
Hamit Dursun,
Ergenekon davasının savcılarının bu zamanda yapılan atamalarının kendileri için ilginç geldiğini söyledi.
Adıyaman Hukukçular Derneği Başkanı Hamit Dursun, yaptığı açıklamada, atamaların, genelde yaz kararnamesi ile Temmuz ayında çıktığını belirtti. Dursun,
erken yapılan atamaya hukuki bir engelin olmadığını ama bu zamanda yapılan atamanın kendileri için ilginç olduğunu kaydetti. Başkan Dursun, şöyle konuştu:
"
Savcı Zekeriya Öz'ün
HSYK kararnamesi ile
Başsavcı Vekili olarak atanması ile Ergenekon süreci başka bir savcıya verilmiş olacaktır. Savcı Öz, çok geniş iddianamelerle ve geniş yetkilerle bu davaya bakmaktaydı. Herkes sürekli aynı görevde kalacak diye bir şey yok ama yapılan atamanın da zamanlaması bize göre çok ilginç olmuştur.
Hâkim ve savcıların atanmasıyla ilgili yaz kararnamesi ve güz kararnamesi vardır. Yaz kararnamesi genelde temmuzda çıkar. Erken yapılmasında yasal bir engel yok ama şu zamanda yapılması ilginç olmuştur. Neticede bu atama HSYK'nın bir tasarrufudur. HSYK'nın çalışmalarının objektif kriterlere dayalı olduğu inancındayız. Gerek savcılar gerek mahkemelerle ilgili hukuk, yargı kendi alanında, kavuştuğu yeni dizayn ve yasalarla bizce ciddi şekilde normalleşme sürecine girmiş durumdadır. Bu açıdan değerlendirdiğimiz zaman hukukun kişilere göre değil, kanunlara göre hareket ettiğinden hareketle gelen her savcının olaylara aynı hassasiyet ve dikkati göstererek süreci devam ettireceği inancını taşımaktayız."
Türkiye'de kişiye göre yargılama yapılmadığına vurgu yapan Başkan Dursun, konuşmasını şöyle tamamladı: "Söz konusu HSYK kararnamesindeki atama ile bir görev değişikliği yapılmıştır. Neticede Türkiye'de kişiye göre yargılama yapılmamaktadır. Zaten böyle bir durum olmuş olsa Türkiye bir
kaos içerisine girerdi.
Yargılama, hukuka göre kanunlara göre yapılır. Savcılar ve hâkimler de hukuka ve kanunlara göre hareket eder ve ona göre karar verirler. Gelen her kişi de hukuku uygulamak mecburiyetindedir. Savcı Öz ile ilgili görev değişikliğinin süreci etkileyebileceği yönündeki iddialar açısından olayı değerlendirirsek, sürecin objektif ve hukuk çerçevesinde yürütüldüğü inancındayız ve bu sürecin bundan sonra da pek tabii ki yine objektif ve hukuk çerçevesinde yürütüleceğinden şüphemiz yoktur."