Ergenekon davasının görüldüğü 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ne
Adli Tıp Kurumu'ndan gönderilen bilirkişi
raporunda,
tutuklu olmasına rağmen
tedavisi hastanede devam eden
sanık Levent Ersöz'ün tedavisinin cezaevinde sürdürülmesinde bir sakınca olmadığı belirtildi. Ergenekon davasının tutuklu sanıkları
Tuncay Özkan ile Mustafa
Balbay, yaklaşan genel seçimlerde aktif
siyasette yer alacaklarını açıkladı. Bir diğer tutuklu sanık
Albay Cengiz Köylü ise, Hasdal'da sembolik olarak 3 günlük
açlık grevi başlatan Albay Mustafa Önsel'i yalnız bırakmayacağını, kendisinin de 3 günlük
açlık grevi başlattığını dile getirdi.
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesinde görülen
ikinci Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında, sanıkların taleplerinin alınmasına devam ediliyor.
Cumhurbaşkanı ve
Başbakana seslendiğini belirterek sözlerine başlayan tutuklu sanık Albay
Cengiz Köylü, "Beni
tahliye etmeniz artık hiç önemli değil. Çünkü onurlu ve şerefli komutanlarım,
silah arkadaşlarım, gazilerim, kahramanlarım parmaklıklar arasındayken benim özgürlüğüm karanlık zindanım olur. Hasdal'da sembolik olarak 3 günlük açlık grevine başlayan silah arkadaşım Albay Mustafa Önsel'i yalnız bırakmamak ve onun gibi bu hukuksuzluğa, zalimliği kınamak için bende 3 günlük açlık grevine başlıyorum. Bu hukuksuzluğa sonuna kadar mücadele edeceğim." dedi.
Söz alan tutuklu sanık
Tuncay Özkan, masumların yargılandığını, her şeyin görmezden gelinerek bir davanın yürütülemeyeceğini belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisi aleyhine açtığı bin 200 davadan hiçbirini kaybetmediğini belirten Özkan, "Hakkımı aramayacak mıyım? Bu dava yüzünden gazetecilere binlerce dava açılmış. Açmayalım mı? İddianamede olmayan şeyleri varmış gibi yazıyorlar. Bunlar gazeteci değil. Bu mesleği bunlara bırakmayacağız." çıkışında bulundu.
Ergenekon sanıklarını cezaevinden çıkarmamak için bir
kampanya yürütüldüğünü ileri süren Özkan, "Bu kampanyanın önüne geçemiyoruz. Siyaset yapmak istediğim için buraya alındım. Siyaset hakkım engellendi. Olmayan bir
örgüt yaratılarak, buraya getirildik. Seçimde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
aday olduğu yerden
milletvekili adayı olacağım. Halkım seçmezse, yatarım içeride. Seçilirsem de, çıkartmayabilirsiniz beni buradan. Hiç önemli değil. Ben dokunulmazlığa karşıyım. Ama daha dokunmadık neyimi bıraktınız. Ben neden, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında siyaset yapamıyorum. Ben siyaset yapacağım. Uzun süredir bunu söylüyorum. Lütfen engel olmayın." şeklinde konuştu.
MUSTAFA BALBAY DA SİYASETE ATILACAĞINI AÇIKLADI
Tutuklu sanıklardan gazeteci
Mustafa Balbay da 2 yıldır yaptıkları hukuk mücadelesinde bir yol alamadıklarını iddia etti. Yusuf
Erikel dava dosyasının kendi dava dosyaları ile birleşerek 8 sanık yükünün daha üzerlerine bindirildiğini öne sürdü. Her şeyi akıllarına getirdiklerini belirten Balbay, "Lakin bir ülkenin gazetecisini, avukatını, albayını, siyasi parti liderini bir araya getirerek örgüt suçlamasında bulunulabileceğini hiç aklımıza getirmedik." dedi. Burada hukuku öğrenelim diye gidip
Hukuk Fakültesi birinci
sınıf kitaplarını aldım. Birisinin adı 'Hukuka giriş'di. Ancak burada hukuka giriş değil hukuka girişme var." ifadesini kullandı.
Soner Yalçın ve Oda TV yetkililerinin sabaha karşı 03.30'da tutuklandıklarını hatırlatan ve böyle bir uygulamanın yanlış olduğunu savunan Balbay, "Soner Yalçın'ın kitabına baktım ve bu
iddianame mantığı ile 13 suç tespit ettim. Devlete ait gizli
belgeleri açıklamak, Kişisel veri toplamak ve halkı silahlı isyana
teşvik etmek gibi. Bu mantıkla Soner Yalçın'ı isterseniz PKK'lı, isterseniz Hizbullahçı ya da iki örgüt arasındaki bağlantıyı sağlayan kişi olarak ilan edebilirsiniz." diye konuştu.
Tutuklu sanık Mustafa Balbay, konuşmasının bu bölümünde ilk kez, siyasete atılacağını açıklamak istediğini söyledi.
Gazeteci olarak Türkiye'ye her şeyiyle
hizmet ettiğini belirten Balbay, aldıklarıyla değil verdikleriyle mutlu olduğunu söyledi. İki yıldır hukuk mücadelesi yaptıklarını ancak zorla siyasetin içine itildiklerini belirten Balbay, "Madem bizi siyasetin içine atıyorlar, ben de bu kazanın içinde kaynamaya razıyım." dedi. Laiklik, hukuk devleti gibi beş alanda mücadelesini sürdüreceğini belirten Balbay, "Ancak kalemimi koruyarak mücadelemi siyasi zeminde de sürdüreceğim. Madem kader bizi buraya itti bu kaderimi de seveceğim." dedi.
2009 yılında bir bayan tarafından kendisine neden siyasete atılmadığının sorulduğunu belirten Balbay, o dönemlerde bu ülkenin dürüst siyasetçi kadar dürüst gazetecilere de ihtiyacı olduğunu düşünerek mesleğini sürdürme amacında olduğunu hatırlattı. Balbay, "1995 yılında ilk kez bana siyasete atılma
teklifini
Bülent Ecevit yapmıştı. Daha sonra da başka bir siyasi parti liderinden teklif aldım. Ancak şu an hayatta olduğu ve kendisinden izin almadığım için ismini açıklamam doğru olmaz. O dönemlerde de mücadelemi mesleğim ile yapmayı düşündüğüm için bu teklifleri reddettim." şeklinde konuştu.
LEVENT ERSÖZ'E CEZAEVİ KAPISINI AÇAN ADLİ TIP RAPORU
Öte yandan, tutuklu sanık
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün sağlık durumuyla ilgili
Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı rapor mahkemeye ulaştı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yatan Ersöz'ün bütün tetkiklerinin incelenmesi sonucu Adli Tıp 3'üncü İhtisas Kurulu Heyeti'nce hazırlanan raporda, "sağlık durumunun cezaevinde kalmasına engel teşkil etmediği" belirtildi.
Adli Tıp Kurumu Başkan Vekili
Uzman Doktor
Yüksel Aydın Yazıcı başkanlığındaki 8 kişilik heyetin kendilerine gönderilen dosyadaki sağlık raporları ve tetkikler üzerinden hazırladığı raporda, Ersöz hakkında şu iki ifadeye yer verildi; "
Cezaevinde tutuklular için ayrılan bölümde tedavi görmesinin hayati bir
tehlike oluşturacak tıbbi bulgu ve belge tespit edilememiştir. Ayrıca Tutukluk halinin, hastanede tedavi görmesine engel teşkil edecek tıbbi bulgu ve belge de tespit edilmemiştir."
Raporda ayrıca, Ersöz'ün halihazırda sağlık durumuna ilişkin görüş istenmesi halinde ise Levent Ersöz'ün tüm tıbbi belge ve tetkiklerle muayene edilmek üzere kurula gönderilmesi gerektiği belirtildi.