Hrant Dink cinayeti davasına da
bakan eski
İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin Başkanı
Erkan Canak'ı görevinden eden uyuşturucu operasyonuyla ilgili
soruşturma tamamlandı. Eski
mahkeme başkanı Canak'ın
dosyası ayrılarak Adalet Bakanlığı'na gönderilirken uyuşturucu sattırdıkları aileleri maaşa bağlayan çetenin liderine 39 yıl 9 aya kadar
hapis istendi. Suç
örgütünün lideriyle irtibatı bulunduğu gerekçesiyle Canak, Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK) tarafından başka yere
tayin edilmişti. Bu karar üzerine ise Canak emekliye ayrılmıştı.
Cumhuriyet savcısı
Fikret Seçen tarafından hazırlanan 36 sayfalık iddianamede 26'sı
tutuklu 39
sanık yer aldı. İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede sanıklar
Mahmut Çelik,
Hüseyin Çelik, Hayrettin Çelik kardeşler ile akrabaları Ubeydullah Çelik örgüt kurmak ve yönetmekle suçlanıyor.
İddianamede operasyonun 2
Nisan 2010 tarihinde bir muhbirin ihbarda bulunması üzerine başladığı belirtildi. X muhbirin verdiği bilgilere göre, Mahmut Çelik, kardeşleri ile birlikte
uyuşturucu ticareti yapıyordu.
Uyuşturucuyu Diyarbakır'dan getiren örgüt, yine buradan getirdiği
küçük çocukları farklı adreslere toplu şekilde yerleştirdi. Çocukların ailelerine de 2-3 bin
Euro para ödeyen çete, her çocuğa 100 gram uyuşturucu vererek sattırdı. Uyuşturucudan kazanılan para ise Yayla'da bulunan bir otomotiv firması aracılığıyla aklandı.
Bu bilgiler üzerine ismi geçen şahıslar takibe alındı. Soruşturma devam ettiği sırada uyuşturucudan tutuklu bulunan Mehmet Çelik adlı bir şahıs da savcılığa dilekçe göndererek Mahmut Çelik'in 25 kişiden oluşan bir örgüt kurduğunu ve 1995 yılından beri İstanbul'da
kokain sattığını anlattı. Mehmet Çelik dilekçesinde, örgütün
emniyet içinde de bağlantıları bulunduğunu, bu nedenle operasyonlardan önceden haberdar olduklarını belirtti. Dilekçede çeteye bağlı çok sayıda
taksici bulunduğu ve faaliyetlerini bu şekilde gerçekleştirdiği de kaydedildi.
Yapılan çalışmalar sonucu Mahmut Çelik'in uyuşturucu ticareti yapmak amacıyla
suç örgütü kurduğunun anlaşıldığı belirtilen iddianamede,
teknik takibe yakalanmamak için Çelik'in örgüt üyeleri ile birlikte yaşadığı kadın vasıtasıyla görüştüğü anlatıldı. Örgütün haklarında yapılan takibatı öğrenmek için eski narkotik görevlileri ile irtibata geçtiği ifade edilen iddianamede, Çelik ile eski polislerin 'kapalı hat' ile sadece birbirleri ile görüştükleri, ses kaydının düşmemesi için de mesajlaşarak
iletişim kurdukları belirtildi.
Polisin denetiminden kurtulmak için 20.00 ile 06.00 saatleri arasında faaliyetlerini gerçekleştirdikleri kaydedilen örgütün, müşterilere uyuşturucuyu örgüt üyesi taksiciler vasıtasıyla ulaştırdıkları ifade edildi.
YARGI MENSUPLARINA TELEFON VERDİ
İddianamenin şüphelilerin örgütsel konumları ve gerçekleştirdikleri eylemler başlığı altında, Mahmut Çelik'in daha önce
Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görev yapan iki polis ile bazı yargı mensuplarıyla irtibatlı olduğu anlatıldı. Çelik'in bu şahıslarla doğrudan görebilmek için onlara
telefon verdiği, bu şahısların da bu hatlar ile Çelik dışında kimseyle görüşmedikleri kaydedildi.
Çetenin irtibatlı olduğu iki polisin daha önce örgüt ile ilgili işlem yapan görevliler olduğu, çete içinde 'dayı' lakabıyla anıldıkları belirtildi. İddianamede yer alan bir tapeye göre örgütün son operasyonu da bu iki polisten öğrendikleri ve takipte olduklarını bildikleri belirlendi. Örgüt yöneticisi Mahmut Çelik ile eski polislerin buluşmalarının fiziki takip ile tespit edildiği kaydedildi.
İddianamede, Mahmut Çelik, Hüseyin Çelik, Hayrettin Çelik ve Ubeydullah Çelik'in 'örgüt kurmak ve yönetmek, uyuşturucu imal etmek ve ticaretini yapmak' suçlarından 39 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. 30 şüphelinin 'örgüte üye olmak, uyuşturucu imal etmek ve ticaretini yapmak' suçlarından 36 yıl 9 aya kadar hapsi istenen iddianamede, örgütle irtibatı tespit edilen iki eski polis Nadir Yolbulan ve Hasan Demirbağ ile
Ramazan Çakır'ın 'örgüte bilerek ve isteyerek
yardım etmek' suçundan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Mehmet
Onur Kubba'nın örgüt üyeliğinden 3 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanık Neşe Alacı hakkında etkin pişmanlık yasası uygulanarak cezasının dörtte bir oranında indirilmek suretiyle 27 yıl 7 aya kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
ÖRGÜT LİDERİ MAHKEME BAŞKANIYLA İRTİBATLI
Suç örgütünün lideri olduğu belirtilen Mahmut Çelik ismi, eski İstanbul 14.
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
Erkan Canak ile ilişkisi olduğu iddiasıyla gündeme gelmişti. Dink davasına da bakan mahkemenin eski başkanı Canak'ın Çelik ile bir yemekte tanıştığı belirtilmişti. 'Sizi ziyaret etmek istiyorum' dediği ifade edilen Çelik'in bu talebine Canak'ın olumlu karşılık verdiği kaydedilmişti. Canak'ı ziyaret için 4 defa Beşiktaş'taki İstanbul
Adliyesi'ne geldiği ve bir kere görüşebildiği belirtilen Çelik'in bu ziyareti takipte olduğu için polis tarafından tespit edildi. Çelik'in Canak'ı
adliyenin santralinden de aradığı belirlenmişti. Adliye santralini arayıp 'sizi ziyaret etmek istiyorum' diyen Çelik'e Canak'ın 'Gelebilirsin' dediği ifade edilmişti. Soruşturmada Canak ile ilgili dosya, savcı Fikret Seçen tarafından Adalet Bakanlığı'na gönderilmişti.
TAYİNİ ÇIKINCA EMEKLİYE AYRILDI
Esk iİstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, bu görevinden alınarak başka bir ile tayin edilmişti. Ancak bu karar üzerine Canak, emekliye ayrılmıştı. Konuya ilişkin HSYK'nın yaptığı açıklamada, İstanbul 10. ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi başkanları hakkında resmi sıfatlarının gerektirdiği saygınlık ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunma, irtikapta bulunma ve rüşvet alma iddialarını içeren soruşturma yürütüldüğü için görevden alındığı belirtilmişti.