Ak Parti ''Büyük İstanbul Mitingi''

Ak Parti ''Büyük İstanbul Mitingi''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Kanal İstanbul'' projesine yönelik eleştirilerine ilişkin, ''Montrö'nün avukatlığı sana mı kaldı? Montrö Anlaşması imzalandığı zaman böyle tankerler mi vardı? Ne tarihi takip ediyor, ne bugünü, ne geleceği'' dedi. Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca Zeytinburnu'ndaki Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlenen ''Büyük İstanbul Mitingi''nde yaptığı konuşmada, atılan adımları anımsatarak, ''Fakat ben kalkıp da ne Kılıçdaroğlu ile ne Bahçeli uğraşacak değilim. Vaktim yok ama bir şey var. Nedir o? Biz ne devraldık, ne yaptık? Herhalde bunu da söylemem lazım'' dedi. AK Parti'den önceki iktidarın milli geliri 280 milyar dolar olarak devraldığını, kendilerine 230 milyar dolar olarak devrettiğini ifade eden Erdoğan, ''Yani MHP iktidarı, 280'den aldığı milli geliri, bize 230 milyar dolar olarak devretti. Peki şu anda biz bunu nereye çıkardık? 740 milyar dolara çıkardık. Şimdi bunu söylemeyeyim mi? 'Ya diyorlar niye bunu söylüyorsun, ne gerek var? Biz bunu zaten biliyoruz'. Ama bilmeyenler var, bu mukayeseyi yapacağız ki bunu anlatacağız ki bilmeyen kardeşlerim de bilsin'' diye konuştu. Türkiye'nin kamu net borç stokunun milli gelire oranının yüzde 61 olduğunu, bu oranın AK Parti iktidarı döneminde yüzde 27'ye gerilediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Diyorlar ki 'Türkiye çok borçlandı'. Sen milli gelire bak. 230 milyar dolar değil artık, 740 milyar dolar. Atalarımız boşuna 'borç yiğidin kamçısıdır' dememişler. Borç, yiğidin kamçısı, yiğidin dikkat et. Devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Gerçi bunu yazılı ve görsel medya iyi biliyor da yazmıyor ama ben yine de hatırlatayım. Yüzde 63 faiz ile borçlanıyorduk MHP'nin iktidarında, şimdi yüzde 7. Aradaki fark, yüzde 56. Kimin cebinden çıkıyordu bu para? Benim vatandaşımın cebinden çıkıyordu. İstanbullu kardeşimin cebinden çıkıyordu ama şimdi o cebinde kalıyor. Yüzde 7. Bitmedi... Çok daha önemlisi enflasyon neydi? Yüzde 30. Şu anda enflasyon ne? Yüzde 7. Aradaki fark, yüzde 23. Kimin cebinde kaldı? Ayşe abla, senin cebinde kaldı, mutfakta kaldı. Olay bu, güçleniyoruz, daha güçlü olacağız.'' -''GÜÇLÜYÜZ, İNANIYORUZ KENDİMİZE...''- AK Parti'den önceki MHP iktidarının IMF'den 30 milyar dolar aldığını söyleyen Erdoğan, ''Çünkü battılar, bittiler, kendileri söylüyordu. Türkiye'yi 60 cente muhtaç ettiler ve 23,5 milyar dolar borçla bize devrettiler. Ödedik, ödedik, ödedik... Şu anda 4,9 milyar dolar borcumuz var. Bakın nereden nereye düşürdük'' dedi. 3,5 yıldır IMF ile anlaşma imzalamadıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Güçlüyüz, inanıyoruz kendimize... Yere sağlam basıyoruz, böyle bir konumdayız. Bunlar milliyetçi değil mi? Milliyetçilik, bu milleti sevmektir. Bu milletin imkanlarını artırmaktır. Biz kafatası milliyetçisi aramıyoruz. Biz ırkçı bir milliyetçilik aramıyoruz. Allah insanoğlunu, kabileler halinde yaratmıştır. Kimse doğduğunda, 'şu etnik unsurdan, bu etnik unsurdan' diye aşağılığa kapılmasın. Herkesin etnik yapısı saygındır, hepsine saygı duyarız ama kimse birbirine etnik yapısı sebebiyle üstünlük taslamasın. Bu ayrı bir konu. Onun için biz Türkiye'de, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Abaza'sıyla, Arap'ıyla, Roman'ıyla ne kadar olursa olsun, bütün vatandaşlarımızı, Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında topladık ve Yunus'un diliyle, yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Farkımız bu, AK Parti bu.'' Türkiye'nin milli bankası olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Ey MHP, sen bize bunu 27,5 milyar dolarla bıraktın. Hani sen bize güçlü ekonomi bırakmıştın. Şu anda Merkez Bankasının döviz rezervi ne oldu biliyor musunuz? 97 milyar dolar oldu. Sayın Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların olduğu hükümet bu mu? Sadece Merkez Bankasının döviz rezervini 70 milyar dolar artıran iktidar mı yolsuzlukların içinde? Yandaşın, yoldaşın Bahçeli ile beraber mi bu aranızdaki protokolü yaptınız? Öyle aldık, bak şu anda buradayız'' diye konuştu. Türkiye'nin bugün güçlü bir Merkez Bankasına sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: ''Bütün bunlarla beraber soruyorum; IMF'ye olan borcu 5 milyar dolara indirdiğimiz için mi yolsuzluk var? Türkiye'nin kamu net borç stokunu yüzde 61'den yüzde 27'ye düşürdüğümüz için mi yolsuzluk var? Cumhuriyet tarihinde yapılan dersliğin, yarısını 8 yılda yaptığımız için, 163 bin derslik yaptığımız için mi yolsuzluk var? Türkiye geneline bir milyon bilgisayar gönderdiğimiz için mi yolsuzluk var? Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı 79 senede, biz 8 senede 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptığımız için mi yolsuzluk var?'' Türkiye'nin kurulu enerji gücünün bir kat daha fazlasını 8 yılda yaptıklarını anlatan Erdoğan, ''O elektriklerinizin bol bol söndüğü günleri hatırlayın, artık böyle bir şey var mı? Nerelerden, nerelere geldik, daha da artıyor. Barajlarımızla, termik santrallerimizle bunlar daha da artıyor'' dedi. -EĞİTİM YATIRIMLARI- Başbakan Erdoğan, eğitim alanında 163 bin derslik yaptıklarını, İstanbul'un bundan en büyük payı aldığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Antalya'ya gittiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Antalya'da yanıma bir beyefendi geldi. Dedi ki; 'Şu toz şeker dağıtım kartıdır'. 1973 yılında İbrahim Karaca adlı vatandaşımız, 'bu dağıtım kartıyla toz şeker alırdık' diyor. Hale bak, CHP budur. Trabzon'da nüfus kağıdını tutturdu bir vatandaş elime. Sene 1942... 'İki metre tirit bezi verin' diyor nüfus kağıdında. Altına da damgayı vurmuşlar. Trabzon Akçaabat'tan bir vatandaşımız Mustafa Hikmet 15 Temmuz 1937 doğumlu bir amcamız. Öldüyse Allah rahmet eylesin. Bize Trabzonda bu nüfus kağıdını bu şekilde ulaştırdılar. Sayın Baykal 1970'li yıllarda Enerji Bakanıydı. İstanbul'umuzda biz mazot, benzin, gaz yağı bulabiliyor muyduk? O dönemi yaşayanlar bilir ama gençler bilmez. Şimdi gençler oy kullanacaklar, milyonlarca genç oy kullanacak. Ey genç kardeşlerim bunu bilin, bu CHP'nin genlerinde yokluk vardır, iflas vardır, bunu böyle biliniz. Bunların böyle kuru sıkı atmasına bakmayın. Bekara karı boşamak kolaydır. Bunların yaptığı bu.'' İstanbul'a 60 bini aşkın derslik yaptıklarını, İstanbul için bu sayı yeterli olmayacağını bildiklerini ve bunun için bu sayıyı artırdıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye'deki okullara bir milyona yakın, İstanbul'a ise 100 bin adet bilgisayar gönderdiklerini söyledi. İlköğretim ve orta öğretimde ücretsiz kitap dağıttıklarını, ilköğretimde sosyal güvencesi olmayan erkek öğrencilere 30 lira, kız öğrencilere 35 lira, orta öğretimde erkeklere 45 lira, kız öğrencilere 55 lira verdiklerini belirten Erdoğan, ''MHP döneminde üniversitede 45 lira burs verildi. Biz 240 lira veriyoruz. Eğer Kredi Yurtlar Kurumunda kalıyorsa 150 lira da beslenme yardımı veriyoruz. Mastır öğrencilerine 480 lira, doktora öğrencileri 720 lira veriyoruz. Farkımız bu, bizden önce bunlar yok, ama bizde var'' diye konuştu. Artık okullarda kara tahtayı kaldıracaklarını ve akıllı tahtaya geçileceğini belirten Erdoğan, akıllı tahtaların, bilgisayar donanımlı olacağını, her öğrenciye birer tane ücretsiz olarak elektronik kitap vereceklerini ifade etti. Elektronik kitapla ilgili bütün ön çalışmaların hazır olduğunu ve seçimden sonra ihalesini yapacaklarını, sahibi belli olduğunda o firmayla yola çıkacaklarını anlatan Erdoğan, 4 yıl içinde bütün okullara akıllı tahtaları monte edeceklerini ve elektronik kitapları dağıtacaklarını söyledi. -KANAL İSTANBUL PROJESİ- Başbakan Erdoğan, ''Kanal İstanbul'' projesini açıkladıktan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''burada insan yok'' diyerek projeyi değerlendirdiğini belirterek, ''Tabii animasyonda bir yanlış yaptık. Animasyondaki yanlışımız kanalda biz gemiyi yüzdürdük. Halbuki öyle yapmayacaktık, orada insanları yürütecektik. Kanalda denizin üzerinde insanlar yürüse inanın bu Kılıçdaroğlu çıkar da ne derdi biliyor musunuz? 'Yürüttünüz ama yüzmeyi bilmiyor' derdi. Yaklaşım tarzı bu'' diye konuştu. ''Kanal İstanbul'' projesi hayata geçirilirken on binlerce insanın çalışacağını, bu projenin çevresinde belli mesafelerde bir yapılanma meydana getireceklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Buralarda insanlar oturacak, çeşitli alışveriş merkezleri olacak, insanlar bir yaşam yakalayacaklar ve bununla birlikte buradan gemiler geçecek. Karadeniz'in canlıları, balıkları Marmara ile de buluşacaklar. Biz 'Kanal İstanbul' ile bir çevre devrimini gerçekleştiriyoruz. Nedir o? Boğazı büyük bir tehditten kurtarıyoruz. O tehdit ne tehdidiydi? Meşhur Romen tankeri Independent, Selimiye önlerinde yandı. O yandığında bir çok hamile kadın, o yangından rahatsız oldu ve düşük yaptılar. Üç ayı aşkın o gemi orada yandı. Bir tehditti o. Şimdi artık daha büyük gemiler var.'' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon kanalında, Kanal İstanbul projesinin Montrö'ye aykırı olduğunu söylediğini belirten Erdoğan, ''Montrö'nün avukatlığı sana mı kaldı?_Montrö Anlaşması imzalandığı zaman böyle tankerler mi vardı? Ne tarihi takip ediyor, ne bugünü, ne geleceği. Buradan 150 bin tonluk tankerler geçtiği zaman, bir dümen kilitlenmesi neticesinde, kıvrımlı boğazda bir yere saplanması halinde, orada meydana gelecek felaketin hesabını yapıyor musun? Dünyaya bunun hesabını soracağız biz. Diyeceğiz ki; 'Montrö'yü yaptığımız zaman ufak kuru yük gemileri buradan geçiyordu'. Buyursunlar yine geçsinler o ayrı mesele. Burada herhangi bir zora falan girmeye gerek yok ama biz hem çevreyi korumak zorundayız hem ülkemizi korumak zorundayız hem de bu ülkemizde yaşayan insanımızı korumak zorundayız. Onun için ben tüm İstanbullulara sesleniyorum; Kanal İstanbul'un böyle bir önemi ve değeri var ama Kılıçdaroğlu bunun farkında değil. Alışacak, öğrenecek. Dedim ya daha çıraklıktan geçmedi, bunu bir defa halletmemiz lazım.'' -İKİ ŞEHİR PROJESİ- Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda açıkladığı ''İki Şehir Projesi''ne de değinerek, ''Bir şehir bu yakada, bir şehir Anadolu yakasında kuracağız. Birer milyon nüfuslu, iki şehir. Bunu niye yapıyoruz? Zevk olsun diye değil, keyif olsun diye değil. Deprem tehdidi var İstanbul'da'' dedi. İstanbul'un hala depreme karşı bir tedbir alamadığının konuşulduğunu belirten Erdoğan, ''İşte şimdi biz bunun tedbirini alıyoruz. Bunun için depreme en dayanıklı bölgeleri ve bu bölgelerde sıfırdan zemin etütlerini en iyi şekilde yapmak suretiyle bu adımları atacağız. Hem Kanal İstanbul'un kenarlarında hem de dediğim bu yerlerde biz bu yapılanmaya gideceğiz. Depreme dayanıklı olmayan binaların sahipleriyle konuşacağız. Hazırladığımız alternatifleri sunacağız. 'Yok ben şu andaki yerimde oturmak istiyorum', o zaman çık kirada otur, biz kirayı ödeyelim. Buralarda yapacağımız konutlara gelir yerleşirsin. Ha yok bunu da kabul etmedin, o zaman kusura bakma kamulaştırma yapacağız ve buraları yıkacağız. Çünkü biz bir felaketin yarın sorumlusu olamayız. Üç tane alternatif, hangisini beğeniyorsan onu al. Maalesef zaman zaman alışkanlıklar atılacak bir çok olumlu adımı, engelliyor. Buna da müsaade edemeyiz. İşte iki yeni şehrin adımı bu.'' Şehir kurmada tecrübeli olduklarını vurgulayan Erdoğan, Başakşehir, Hilalkent, Ataşehir'i kendilerinin kurduğunu anlattı. Kurdukları şehirlerin kalıcı olduğunu belirten Erdoğan, ''Ey CHP, sen İstanbul'a ne yaptın? Ne yapacaksın? Çıkıyor televizyonlara ama kimse bunu sormuyor. Takılmışlar, yok aile sigortası, yok her aileye 600 lira verecekmiş, 400 vermiş, 200 daha verecekmiş... Senin vereceklerini biz şu anda veriyoruz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, her doğanın aile sigortasıyla dünyaya geldiğini anlatarak, yaptıkları sosyal yardımlar hakkında bilgi verdi. Erdoğan, ''Zaten bunları düşündüğün zaman senin rakamın, çok çok fevkinde. Fakat ben anladım, neden kaynaklanıyor bu biliyor musunuz? Baktı ki Merkez Bankasının kasasında 97 milyar dolar var. Kılıçdaroğlu buna sulanıyor. 'Şimdi geliriz biz burayı boşaltırız'. Hesap bu. Daha önce böyle bir şey yoktu. Şimdi bu var. Fakat benim milletim, asla buna prim vermeyecek'' dedi. (Sürecek) (ÇİĞ-NER-KUM)06.06.2011 08:42:40
<< Önceki Haber Ak Parti ''Büyük İstanbul Mitingi'' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER