-
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve
Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur, kendi düşüncelerini paylaşmayanları ''irticacı, gerici'' olarak yaftalayanların
demokrasi taleplerinin samimi olmadığını belirterek, ''Maskeli
siyaset yapan vesayetçiler eski düzeni özlüyorlar'' dedi.
Uğur, yazılı bir açıklama yaparak,
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu'nun, Balıkesir Barosunu ziyaretinde
tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmamasını eleştirerek, demokrasinin gerilediğini savunmasına tepki gösterdi.
Açıklamasında, ''Doğrudan siyaset halkla yapılır, barolarda, derneklerde değil'' görüşüne yer veren Uğur, şunları kaydetti:
''Ülkemizde soyadıyla, parasıyla, unvanıyla, rütbesiyle yer edinme, başkan olma, ayrıcalık sağlama dönemi bitti. Artık herkes hukuk önünde eşit, herkes bir numara; TC numarasıyla çağrılıyor, TC numarasıyla yargılanıyor, hak edilen TC numarasıyla bulunuyor. Kim olduğuna, hangi başkanın oğlu olduğuna, parasına puluna rütbesine değil, iş yapanın işine, cürüm işleyenin cürmüne bakılıyor. Bunun istisnası yalnızca
CHP ve onun zihniyetini paylaşan
azınlık gruplarda kaldı. Maskeli siyaset yapan vesayetçiler eski düzeni özlüyorlar. Yıllarca milletin vermediği
iktidarı darbelerle almaya çalışan, sözde mahkemelerle başbakanları, bakanları darağacına çektiren, kendi düşüncesini paylaşmayan herkesi 'irticacı, gerici' suçlamasıyla yaftalayanların demokrasi talepleri samimi değildir. Milletten korktukları için yıllarca milleti korkuttular. Millet birleşince darbelerden medet umdular, o da olmayınca demokrat oldular. Halkımız düğünde, cenazede, ramazanda, bayramda kendisine
yabancı bu zihniyeti görüyor ve çok iyi tanıyor. Tanıdığı için de 50 yıldır iktidar yüzü göstermiyor. İktidar olduklarında ise başına ne geleceğini biliyor. İktidarlarını dipçikle sürdürmüş olanların demokrasi fetvası vermeye hakları olamaz.''
Ankara Barosu Başkanı Feyzioğlu'nun, Balıkesir Barosunu ziyareti sırasında söylediklerini yadırgamadıklarını belirten Uğur, ''Vaktiyle yargının onursal unvanlarını taşıyanlar da Balıkesir'e benzer ziyaretlerde bulundular ve hep siyaset yaptılar. Yüksek unvanlı, yüksek makamlı bu '
hukukçu siyasetçiler', altı ok zihniyetinin CHP dışındaki unsurlarıdır. Bunlar siyaseti hukukçu, gazeteci, akademisyen ya da başka bir sıfatla yapmayı
tercih ederler. Onlar, 'maskeli siyaset'in temsilcileridir. Doğrudan siyasete girdiklerinde sıfır çekeceklerini bilirler. Acı olan, hezimetten
ders almayıp kendilerinin değil, milletin yanlış yaptığını düşünmeleridir'' dedi.
Uğur, doğrudan siyaset yapmanın zor olduğuna işaret ederek, ''doğrudan siyasetin barolarda, derneklerde değil, halkla, halkın ayağına giderek, derdini dinleyerek yapılacağını'' belirtti. Edip Uğur, açıklamasında, ''Altı ok zihniyetinin halkla siyaset yapması mümkün değildir. Doğrudan siyaset yapmak üzere Meclise gönderilen milletvekillerinin meclise girmemeleri,
yemin etmemeleri veya mecliste oldukları halde 'yok' dedirtmeleri bunun en taze örneğidir. Oysa halkımız, onları tutuklu şahıslara
dokunulmazlık kazandırmak için değil, doğrudan siyaset yapmak üzere vekil
tayin edip Meclise göndermiş bulunmaktadır'' görüşüne yer verdi.
(RD-HRN-SEB)03.07.2011 10:46:52