Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Gayrı meşru olanla, gayrı insani olanla, terörle, kanla, cinayetle, pusuyla aranızdaki mesafeyi açmazsanız, oy aldığınız vatandaşlarınıza
ihanet etmiş olur, meşru bir
siyaset yapmazsınız. Bir an evvel meşruiyet zemininden başka yol olmadığını anlayın. Geleceksen, siyaset yapacaksan, tek yer var;
Türkiye Büyük
Millet Meclisi. Başka çareleri yok. 1 Ekim'den sonra onlar da gelecekler'' dedi.
Erdoğan, partisinin
İstanbul İl Başkanlığınca WOW İstanbul Otel'de verilen geleneksel
iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
''Gayrı meşru olanla, gayrı insani olanla, terörle, kanla, cinayetle, pusuyla aranızdaki mesafeyi açmazsanız, oy aldığınız vatandaşlarınıza ihanet etmiş olur, meşru bir siyaset yapmazsınız. Bir an evvel meşruiyet zemininden başka yol olmadığını anlayın. Meşruiyet zemininin
Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu söylememe bilmem gerek var mı? Geleceksen, siyaset yapacaksan, tek yer var; Türkiye Büyük Millet Meclisi. Bakın birileri de aynı şeyi söyledi. 'Arkadaşlarımız gelene kadar gelmeyeceğiz' dediler. Ne oldu geldiler mi? Geldiler. Simav'da söyledim 'Gelecekler' diye. Bir hafta içinde geldiler. Bunlar da gelecek. Başka çareleri yok.
Parlamento kapalı olduğu için şimdi onu değerlendiriyorlar. Olay bu. 1 Ekim'den sonra onlar da gelecekler. Başka çıkış yolu yok bu işin. Meşruiyet zemininden kaçanlara diyeceğimiz şey ne biliyor musunuz 'Siz bilirsiniz'.''
Türkiye'nin ileri
demokrasi hedefinden, özgürlüklerden, adaletten,
refah ve huzur hedeflerinden dönmeyeceğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bugün insanlığın vicdanı olarak dünyanın yitirdiği erdem ve faziletlerin rehberliğini yapan bir
ülke olduğunu kaydetti.
Başbakan Erdoğan, ''Hakkari'den, bakın çok enteresan, terörün yoğunlaştığı merkezden,
Ramazan fitresini zarfa koyarak, Ankara'ya gönderen ve 'Başbakanım bu fitremi
Somali'ye götür ya da gönder' diyen kardeşim de benim öz be öz kardeşimdir, can kardeşimdir. Ağrı'dan, Van'dan, Kastamonu'dan, Uşak'tan, Manisa'dan, Sakarya'dan, İstanbul'dan şu
Ağustos sıcağında, oruç ağzıyla, evinden ocağından binlerce kilometre uzakta Somali'de, Mogadişu'da bu milletin gönderdiği
yardımları 'çocuklar ölmesin', 'insanlık ölmesin', 'anneler ağlamasın' diye dağıtan fedakar kardeşlerim de başımızın tacıdır, öz kardeşlerimdir'' diye konuştu.
Böyle bir millet olduklarını ve yollarına böyle devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, ''Bir taraftan terörle mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama öbür tarafta bir elimiz bir ayağımız Somali'de olacak, bir elimiz bir ayağımız Libya'da olacak, Yemen'de olacak. Dünyanın bir diğer ucunda geçmişte olduğu gibi Açe'da olacak. Çünkü büyük devlet olmanın gereği budur. Biz Osmanlı'nın bakiyesi üzerinde gelişen bir ülkeyiz. Bunu inkar edemeyiz. Bunun gereğini yapmak, yerine getirmek de bizim görevimiz. Böyle tarihi bir mesuliyetimiz, sorumluluğumuz var.
Allah dirlik ve düzenimizi daim etsin'' dedi.
-SOMALİ-
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Somali ziyaretine de değindiği konuşmasında şöyle devam etti.
''Daha dün, aklım, ruhum şehit ailelerimizin yanındayken ben, ailem ve arkadaşlarımla, bakan arkadaşlarım da eşleriyle Somali'de, Mogadişu'daydık. Gözümüzle gördük. Duyarak, anlatılanı, seyredileni değerlendirmek farklı bir şey. Ama yerinde yaşamak, görmek bambaşka bir şey. Vicdanımızda, ruhumuzda orada yaşadık, ki o büyük acıyı gördük. Şu noktaya özellikle dikkat çekiyorum. İş adamlarımız, iş kadınlarımız, sanatçılarımız, gazeteci, yazar arkadaşlarımız oradaydık. Yoksulluk, kuraklık ve kıtlık... Allah korusun büyük
felaketler, ama bu felaketlerden daha büyük olanı, daha önemlisi, daha acı vereni, insanı daha çaresiz bırakanı
hukuksuzluk, güvensizlik ve umutsuzluktur. Kabile ve kan davalarıyla büyük acılar yaşayan, yüzyıllar boyu bütün Batı ülkeleri tarafından sömürüldüğü için doğrulamayan kardeş Somali'de özellikle bunu hissetmek benim için büyük bir acıydı. Dün beraber olanlar, bugün birbirinden ayrı, birbirini adeta tehdit ediyor. Bizler nerede acı çeken bir insan varsa oraya yetişmeye, sevgi ve merhamet elimizi uzatmaya çalışıyoruz. 'Bu başkasının acısı', 'bu da benim acım' demiyoruz. Hamdolsun büyük vicdan sahibi, büyük merhamet sahibi bir milletimiz var.
Emin olun ki, bugün, bütün insanlık bize bakıyor, Türkiye'ye bakıyor. Her şeyimizle bütün dünyanın gündemindeyiz. Buraya demokrasiyle, hukuk mücadelesiyle geldik. Buraya akılla, vicdanla geldik. Buraya devlet ile millet arasındaki yaraları sararak geldik. Doğuda ayrı,
batıda ayrı bir siyaset dili kullanmayarak buralara geldik. Buradan geleceğe de evrensel insani değerleri yükselterek yürümeye devam edeceğiz. Özellikle
İslam ülkelerinin içinde bulunduğu trajedi ve çelişkiler daha çok canımızı yakıyor.
Suriye ve Libya'da yaşananlar büyük acı veriyor.''
-''SOMALİ'NİN ACİL İHTİYACI 500 MİLYON DOLAR HEDEFİNİ YAKALAMAYA ÇALIŞIYORUZ''-
Başbakan Erdoğan, bilindiği gibi Türkiye'nin kardeş Somali için milletçe seferber olduğunu belirterek, hükümet olarak, milletle aynı duygularla Somali'ye yardım seferberliği başlattıklarını anımsattı.
Geçen hafta
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İcra Komitesinin İstanbul'da toplandığını ifade eden Erdoğan, ''toplantıda, İslam dünyasından Somali'ye yardım amacıyla, Türkiye'nin yardımı dahil olmak üzere ne yazık ki, 350 milyon dolar tutarında nakdi ve ayni yardım taahhüdünde bulunulmasını sağladıklarını'' anlattı.
Erdoğan, bu rakamı çok
küçük ve basit bir rakam olarak değerlendirdiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Bu rakamın zaten yarıya yakınını Türkiye veriyor. Diğer 35 ülke ne durumda? Ama bir taraftan da 'Elhamdülillah' dedim. Niye? Çünkü, Türkiye artık alan el değil, veren el oldu. Somali'nin acil ihtiyacı olan 500 milyon dolar hedefini bir an evvel yakalamaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz Türkiye olarak, şu anda bizzat yayınladığım genelgeyle Somali'ye yardım için bütün imkanlarımızı seferber ettik.
TİKA,
Sağlık Bakanlığı ve
Kızılay tarafından uçaklarla Somali'ye
gıda, sağlık ve diğer ihtiyaç malzemelerinden oluşan yardım paketleri ulaşmış durumda ve devam ediyor. Kızılay tarafından orada kurduğumuz çadır
kent, 2 bin çadırdan oluşacak şekilde çalışmalar devam ediyor. Şu anda sanırım bugün itibariyle 250-300 çadır kurulmuş vaziyette.
Sağlık Bakanlığımız tam teşekküllü bir sahra hastanesi kurdu, bunu 6'ya tamamlayacağız.''
(SÜRECEK)
(ŞNG-SBE-MVA)22.08.2011 10:15:00