Akbank Başekonomisti Dr. Fatma Melek, "Makro
ekonomik istikrar korunduğu takdirde,
kredi notunun 2011'de 'yatırım yapılabilir' seviyeye çıkmasını bekliyoruz." dedi.
DOSABSİAD ve Akbank ortaklığında '
İhracat Riskleri ve Korunma Yöntemleri, İhracat Faktoringi ve Alacak Sigortası' konularını kapsayan bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Seminerin konuşmacılarından Akbank Başekonomisti Dr. Fatma Melek, 'Dünya ve
Türkiye'de ekonomik
görünüm' konulu sunumunda, makro ekonomik gelişmeler,
ülke riskleri ve
Bursa ihracatına ilişkin bilgiler verdi. Günümüzde dünyada bir
eksen kayması yaşandığını ve
Asya ülkelerinin ağırlıklarının giderek arttığını dile getiren Melek, "AB'deki
borç krizi ve bankacılık sektöründe yaşanan sıkıntılara rağmen, 2010 Türkiye açısından başarılı geçti. 2010'da yüzde 8, 2011 yılı içinse yüzde 4,5-5 oranında
büyüme bekleniyor. Bu başarıda özel sektörün yatırım ve
tüketim harcamaları önemli faktörlerdir." diye konuştu.
Bazı
Avrupa ülkelerini uzun ve zorlu bir makro ekonomik uyum sürecinin beklediğine işaret eden Dr. Melek, borç sorununun yüksek borçlu AB ülkelerine yayılma riski olduğunu ve ekonomik görünüme ilişkin belirsizliklerin arttığını ileri sürdü. Bu durumdan Türkiye'nin nasıl etkileneceğine ilişkin tespitlerde de bulunan Melek, şunları söyledi: "Benzer
ürün gruplarında rekabetçilik zorlaşacak. İhracat pazarlarında çeşitlenme daha önem kazanacak ve Türk ihracatının yüzde 10'unu alan
Almanya yüzde 2 büyüyerek (IMF tahmini) ihracatı destekleyecek. Yakın ve
Ortadoğu'ya olan
ihracat artışı 2002-2010 arası yıllık ortalama yüzde 27, AB bölgesine de aynı dönemde yüzde 13 artış gösterdi. Bu trendin devam edeceği varsayımı ile Ortadoğu pazarının toplam ihracatımız içindeki payı 2013'de yüzde 24'e ulaşabilecek."
ORTADOĞU'DAKİ İSTİKRARSIZLIK ENFLASYONA BASKI YAPABİLİR
Dr. Melek, Türkiye ekonomisini etkileyebilecek mevcut riskleri de değerlendirdi. Ortadoğu'daki istikrarsızlığın
Mısır ve Tunus'tan sonra
Bahreyn,
Libya ve Yemen'i de etkisi altına aldığını hatırlatan Melek, bu durumun petrol fiyatlarındaki yükselişi tetiklediğini ve artan petrol fiyatlarının enflasyon üzerinde ilave
baskı yapabileceğini hatırlattı.
TÜRKİYE YATIRIMLARDA BÖLGENİN CAZİBE MERKEZİ OLACAK
2015 yılında
Avrupa Birliği, Ortadoğu ve
Afrika ile Türk Cumhuriyetleri ve
Rusya bölgelerinin toplam milli gelirinin ortalama 26 trilyon doları bulacağının tahmin edildiğini vurgulayan Melek, coğrafi yakınlığın Türkiye'yi gerek ihracat fırsatları, gerekse de yatırımlar açısından
çekici bir üs olma avantajı sağlayacağını dile getirdi.
Dr. Melek şunları kaydetti: "Fakat gelişmiş ülkelerdeki problemler devam ederse bu durum gelişmekte olan ülkeleri etkileyecektir. Gelişmekte olan ülkelere gelen
sermaye akımları sürecek ve bu ülkelerin para birimlerinin değerlenme baskısı devam edecek. TL'nin değerinde olası dış şoklardan kaynaklanabilecek kısa vadeli oynaklıklar olsa bile, orta vadeli güçlü seyrin süreceğini düşünüyoruz. Emtia fiyatları yüksek kalacak. Bu durumda
Merkez Bankası finansal istikrarı güçlendirici politikaları uygulamakta kararlı olmalıdır. Makro ekonomik istikrar korunduğu takdirde,
kredi notunun 2011'de yatırım yapılabilir seviyeye çıkmasını bekliyoruz."