Yeşim Sert Karaaslan - Birçok uygarlığın ayak izlerini taşıyan ve dönemin izlerini taşıyan
Türkiye, Dünya Mirası
Listesi'ne her yıl bir başka ören yerini sokabilmek için çalışıyor.
Edirne'deki
Selimiye Camii ve Külliyesi'nin Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne alınmasının ardından,
Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2012'de
Alanya'nın eski
kent dokusu ve surları ile
Selçuklu Tersanesi'ni de kalıcı listeye alınması için çalışıyor.
Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Mirası Listesi'nin, kültür varlıkları açısından zenginliği ve kültür varlıklarını korumak için gösterilen başarıyı kanıtlayan bir prestij listesi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin geçtiğimiz yıllarda dünya mirası kalıcı listesinde 9 alan bulunduğunu anımsatan Günay, ''Bunlar arasında İstanbul'un tarihi yarımadası ki bunun içinde Ayasofya'da var,
Sultanahmet var, surlar var. Ayrıca
Çanakkale Troya, Denizli
Pamukkale var. Sivil mimarlık örneği olarak
Safranbolu ve Selçuklu eseri olarak Divriği Ulu Cami ve şifahanesi var. Nemrut ve
Kapadokya var'' dedi.
Günay, geçmiş dönemlerde bu konuda çalışmaların
ihmal edildiği eleştirisinde bulunarak, dünya mirası
aday ve kalıcı listesine Türkiye'den girebilecek çok yer bulunduğu için kendilerinin bu konuya ağırlık verdiğini vurguladı. ''Yılda bir ya da iki yerden fazlasını aday listeye bile almazlar'' şeklinde şehir efsanesi olduğunu anlatan Günay, şöyle devam etti:
''Çalışmalarımız sonucunda bunun gerçek olmadığı ortaya çıktı. 2008'den bu yana biz, aday listeye 9 yeni alanı aldırabildik. Türkiye'nin Dünya Mirası Aday Listesi'ndeki alanlarının sayısı 27'ye çıktı. İki üç yıllık bir süreçte 18 olan bu sayı 27'ye yükseldi. Bu, büyük bir başarı.
Bunlar içinden de bazılarını Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne aldırabilmek için yoğun çaba sarf etmeye başladık. Bu yılın Haziran ayının sonunda sevindirici sonuç aldık. 13 yıl aradan sonra Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne
Selimiye Camii ve Külliyesi girdi.''
-''ALANYA'YI DA DÜNYA MİRASI KALICI LİSTESİ'NE KABUL ETTİREBİLECEĞİZ''-
Günay, bu gelişmeden sonra Edirne'nin çok daha fazla önem kazandığını ifade ederek, şehrin bir kültür ve tarih kenti haline getirmek için yoğun bir çaba içinde olduklarını söyledi. Edirne'nin
marka şehir olarak belirlenmiş bir il olduğunu belirten Günay, şunları kaydetti:
''Edirne'yi bütünüyle
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık'ın yoğun ilgisi ve katkısıyla birlikte ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Bu, heyecan verici bir proje haline gelmeye başladı.
Marmara Bölgesi'nde başka alanlarımız var.
İznik, bunların başında geliyor. Bunun dışında Alanya bizim
dosya hazırlayarak kalıcı listeye kabul ettirmeye çalıştığımız yerlerden biri. Dosya ile ilgili bazı tereddütler ortaya çıktı ve bir yıl içinde de birden fazla alanı dünya mirası kalıcı listesine kabul ettirmenin zorluğunu bildiğimiz için Alanya dosyasını gelecek yıla erteledik. Zannediyorum, 2012'de Alanya'yı da Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne kabul ettirebileceğiz.
Hemen arkasından Efes'i çalışıyoruz. Ben,
Diyarbakır surlarının, Hatay'da Saint Pierre Kilisesi'nin, Demre'de Noel Baba ören yerinin Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne girebileceğini düşünüyorum.''
Türkiye'nin bu konuya ilgili tüm
Bakanlıklar ve birimleriyle itina ile eğildiğini vurgulayan Günay, ''Aday listeyi 18'den 27'ye çıkarmıştık. Bu listeden biri kalıcı listeye geçti ve 9 olan kalıcı listedeki yerlerin sayısı 10 oldu ve aday listedeki yerlerin sayısı da 26 oldu'' diye konuştu.
Günay, gelecekte daha çok yerin listeye girmesi için çalıştıklarına dikkati çekerek, geçmiş yıllarda da bu konunun çok ihmal edildiğini söyledi.
Bergama'nın aday listeye geçen yıl girdiğini belirten Günay, ''Türkiye'de bu konuda çalışanlar, maalesef Bergama gibi önemli bir ören yerini aday listeye önermek ihtiyacı hissetmemişler'' dedi.
Ertuğrul Günay, aday liste sayısını iki yıl içinde 40'lı rakamlara, kalıcı listedeki yerlerin sayısını ise 20'lere çıkartmaya çalışacaklarını dile getirerek, ''Kalıcı listeye birkaç yeri bir yıl içinde kabul ettirmek zor. Onun için her yıl bir yeri kabul ettirmek temposu içinde gidersek, tüm bu alanları kalıcı listeye sokmak için belki bir çeyrek yüz yıla ihtiyacım var'' diye konuştu.
Ülkeye gelen bir turist için orada Dünya Mirası Listesi'nde bulanan yer sayısının çok olmasının oldukça önemli olduğunu belirten Günay, ''Türkiye gibi birçok uygarlığın ayak izlerinin bulunduğu bir
ülkenin 9 kalıcı yerle yetinmesi mümkün değil. Bunu telafi etmeye çalışıyoruz'' dedi.
-''KRİTERLER ARTTI''-
Günay, Dünya Mirası Listesi'nde diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'nin ön sıralarda olmadığını ifade ederek,
Avrupa ülkelerinin ülkelerinin bu konuda açık ara önde gittiklerini söyledi.
Şimdi bir bölgenin kalıcı listeye girebilmesi için aranan koşulların da ağırlaştığını anlatan Günay, ''Eskiden ören yerinin varlığı yeterken, şimdi alan yönetimi, koruma önlemleri isteniyor. Dünya bu konuda daha talepkar olduğundan aranan kriterler arttı'' diye konuştu.
Günay, bir ülkede Dünya Mirası Listesi'nde yer alan yerlerin bulunmasının o ülke için önemli bir prestij olduğunu belirterek, ''Bu ülkenin tarihsel zenginliğinin kanıtıdır. Ayrıca, kendi ülkenizde tarihi koruma bilincini geliştiriyorsanız. Dünyaya ülkenizi tanıtırken, sadece
ekonomik büyüklüğünüzü değil, aynı zamanda tarih varlığınızla da da kendinizi gösterebiliyorsunuz. Halkın kültür düzeyi geliştiriliyor. Daha nitelikli, yüksek gelir ve kültür gruplarından da turistlerin ülkeye olan ilgisini artırıyorsunuz'' değerlendirmesinde bulundu.
(YŞM-EHK)13.09.2011 11:30:52