Arife Yıldız
Ünal -
Almanya ile 31
Ekim 1961'de
imzalanan Türk İşgücü Anlaşması ile ilk olarak 2 bin 500 Türkün göç ettiği
Almanya'da, bugün 2 milyon 700 bin Türk bulunuyor.
1960'lı yıllarda Almanya'ya göç eden Türklerde Almanca dil sorunu yaşanırken, 2. ve 3. nesil Türk göçlerinde ise
Türkçe dil sorunu yaşanıyor.
Türk Alman Dayanışma ve Entegrasyon Derneği (TANDEM) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Nail Alkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Türkiye ile Almanya arasında imzalanan Türk İşgücü Anlaşması ile 31 Ekim 1961'de Almanya'ya Türk
işçi göçünün başladığını belirterek, 1961 yılında
Berlin Duvarı'nın örülmeye başlanması ve Doğu Almanya'dan kaçak girişlerin engellenmesi nedeniyle, Batı Almanya'nın, işçi açığını iş gücü anlaşmalarıyla kapatmaya çalıştığını söyledi.
Türk İş gücü Anlaşması kapsamında ilk olarak 2 bin 500 Türk işçinin Almanya'ya gittiğini ifade eden Alkan, ''Almanya'ya çalışmak için giden Türk işçiler, Almanya'da birkaç sene kalıp, o süre içinde çalışıp, biriktirdikleri parayla memleketlerinde ev alıp, iş kurmak istiyordu.
Göçmenler, Almanya'da kalmayı veya yerleşmeyi düşünmüyordu. Almanlar da
Türk işçilerin geçici olduklarını düşünüp onları
misafir işçi olarak nitelendirmişti. Ancak düşünüldüğü gibi olmadı. Bugün Almanya'da 4 nesildir yaşayan yaklaşık 2.7 milyon Türk var. Bu Türklerin yaklaşık 1 milyonu Türk asıllı Alman'' diye konuştu.
İsviçreli yazar Max Frisch'in ''(Almanya'ya) İşçi çağırdık, insan geldi'' sözünü anımsatan Alkan, Almanya'nın ilk etapta göçün insani boyutuyla ilgilenmediğini, Türkler Alman ekonomisine katkı sağlayıp geri döneceklerini düşündükleri için Türklere yönelik ciddi bir entegrasyon politikası uygulanmadığını kaydetti.
Göçmen politikalarına çok geç başlayan Almanya'nın kendisinin göçmen ülkesi olduğunu 2005 yılında kabul ettiğini anlatan Alkan, Türkiye'ye geri dönmeme kararı alan Türklerin, Alman hükümetlerini Türklere yönelik ciddi ve kalıcı politikalar uygulamaya zorladığını söyledi.
-1983-85 ARASINDA 374 BİN TÜRK GERİ DÖNDÜ-
1961-73 yılları arasında sayısı 655 bin olan Almanya'ya giden işçilerin, 1973 yılında ailelerini de bu ülkeye getirmeleriyle 775 bin kişiye yükseldiğini belirten Alkan,
Kasım 1973'te Almanya'nın dünyadaki petrol krizi nedeniyle
Avrupa Topluluğu'na üye olmayan ülkelerden işçi alımını durdurmasıyla göç sürecinin de donduğunu kaydetti. Alkan, 1975'te ise Almanya'daki toplam Türk sayısının 1 milyon 77 bin 100 kişiye çıktığını söyledi.
Alkan, Almanya'nın 1983'te çıkarılan ve 1985'e kadar yürürlükte kalan ''Geri Dönüşü Teşvik Yasası'' ile ülkelerine dönen yabancılara, belirli koşulların yerine getirilmesi halinde 10 bin 500 Mark, ayrıca çocuk başına bin 500 Mark
yardım ödenmesiyle, bu dönemde 374 bin Türk göçmenin Türkiye'ye geri döndüğünü bildirdi.
1985 yılında 1 milyon 400 bine gerileyen Almanya'daki Türklerin sayısının, 1990 yılının sonuna doğru yaklaşık 1 milyon 700 bine çıktığını ifade eden Alkan, 1991-2004 yılları arasında Almanya'daki Türk
göçmenlerin sayısının her yıl artan bir seyir izlediğini, ancak Alman vatandaşlığına geçen Türklerin artık bu istatistiklerde yer almadığını kaydetti.
Bugün 1 milyonu Alman vatandaşı olan 2.7 milyon Türkün Almanya'da bulunduğunu anlatan Alkan, şunları bildirdi:
''Alman istatistiklerine göre, Türk sayısında yaşanan azalma aslında gerçek bir azalma değildir, Alman vatandaşlığına geçen Türkler dikkate alınmadığından rakamlar düşük gösterilmektedir. Bunun yanında son dönemde yeni bir olgu olarak 'transmigration' (çift yönlü göç), 2009 yılında Almanya'dan Türkiye'ye dönenlerin sayısı 40 bin civarındayken Türkiye'den Almanya'ya gidenlerin sayısı 30 bin civarında olmuştur. Yani ilk defa Almanya'dan gelenlerin sayısı Almanya'ya gidenlerin sayısından fazla olmuştur.''
-DİL BİLMEYEN TÜRKLER, TEDAVİ OLAMADI-
1960'lı yıllarda Almanya'ya göç eden Türklerde Almanca dil sorunu yaşanırken, 2. e 3. nesil Türk göçlerinde ise Türkçe dil sorunu yaşandığını ifade eden Alkan, ''2. ve 3. nesil, Almanya'da daha iyi bir eğitim
öğretim sürecinden geçerek Alman toplumuyla daha y
akın ilişkiler kurup daha iyi entegre olmuşlardır. 1. nesil, kültürel, siyasal, sosyal yapısını bilmedikleri bir ülkeye göç etmiş ve burada birtakım toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Özellikle sağlık problemleri dolayısıyla Almancayı bilmediklerinden dolayı uzun süre
tedavi olamamışlardır.
Emeklilik yaşında olan bu kişiler, artık Türkiye ile Almanya arasında gidiş geliş yapmaları güç olduğu için birtakım
psikolojik problemler ortaya çıktı. Bu nedenle Türk-Alman huzurevleriyle yaşanan sorunlara çözüm bulunmaya çalışılıyor'' diye konuştu.
2. ve 3. nesil Türklerin, Almanya'da daha iyi iş imkanlarına sahip olduğunu ve Almanlara karşı haklarını savunduklarını bildiren Alkan, bugün Almanya'nın ve Alman toplumunun bir parçası olan bu Türklerin, Almanya'da siyasetten, spora, sanattan ticarete her alanda başarılı kariyerlere sahip olarak Almanya'nın gelişimine katkı sağladıklarını söyledi.
-ALMANLAR, TÜRKLERİN ÖNEMİNİ KEŞFETMEYE BAŞLADI-
Eskiden ''işçi'' olan Türklerin bugün artık işveren, akademisyen,
sanatçı, sporcu, yazar, yönetmen ve siyasetçi olduğunu bildiren Alkan, ''Bugün Almanya'da özellikle
siyasi partiler yavaş yavaş ülkede yaşayan Türklerin önemini keşfetmeye başladı. Örneğin seçimlerde Almanya'nın Kreuzberg semtinde dört büyük parti Türk asıllı Almanları
aday olarak gösterdi.
Yeşiller Partisi'nin eş başkanı Cem Özdemir'dir. Almanya'da bugün federal parlamentoda, eyalet parlamentolarında bir çok Türk asıllı Alman görev almaktadır. Bunun yanında iki eyalette iki tane Türk asıllı bakanımız vardır. Bunlar Bilkay Öney ve Aygül Özkan'dır. Berlin'de yapılan son seçimlerde Dilek Kolat üçüncü kez, İlkin Özışık ve
Erol Özkaraca ise ilk kez eyalet milletvekili seçildi. Yeşiller Partisi'nden Canan
Bayram, Turgut Altuğ ve Özcan Mutlu meclise girmeyi başardı. Görünen o ki Türkler atık Alman siyasetinin bir parçası. Yine bugün Fatih Akın, Almanya için neredeyse dünyadaki tüm film ödüllerini toplamakta,
Mesut Özil, Alman milli takımı için goller atmaktadır.''
50 yıllık göç sürecinden sonra Türklerin Almanya'da daha bilinçli hale geldiklerini bildiren Alkan, entegrasyon konusunda her iki tarafın da çaba göstermesi gerektiğini söyledi.
Alman toplumun bir parçası haline gelen Türklerin, Alman şehirlerinin özelliklerini teşkil ettiğini belirten Alkan, ''Hatta Almanya'da birçok şehirde Türk mahalleleri vardır. Örneğin Kreuzberg, Neuköln, Wedding gibi. Bu bölgelerde Alman marketlerden çok Türk marketler, Alman iş yerlerinden çok Türk iş yerleri bulmak mümkündür'' dedi.
-ÇİFT TARAFLI GÖÇ DEVAM EDİYOR-
1991-2008 yılları arasında Almanya'ya göç edenlerin sayısının Almanya'dan göç edenlerin sayısından fazla olmasına rağmen ilk defa 2009'da Almanya'ya göç edenlerin sayısı 27 bin iken, Almanya'dan Türkiye'ye geri dönenlerin sayısının ise 35 bin olduğuna işaret eden Alkan, ''Yani Almanya'dan Türkiye'ye dönenlerin sayısı artmıştır. Ancak geri dönenler arasında Türk asıllı Alman vatandaşları da olduğu için ve bunlar Türk-Alman göç istatistiğine dahil olmadıkları için geri dönenlerin sayısının çok daha yüksek olduğu söylenebilir. Çift yönlü göçmenlerin geri dönüş nedenleri memleket özlemi, mesleki nedenler, Türkiye'de daha iyi iş fırsatları olduğu düşüncesi, ayrımcılık, ailevi nedenler ve olumsuz tecrübeler gösterilebilir'' diye konuştu.
Türkiye ile Almanya arasında yaşanan göç sürecinin çift taraflı devam ettiğini bildiren Alkan, şunları kaydetti:
''Almanya'daki Türk işçilerinin sayısı arttıkça, bu göçmenlerin memleketlerinde kalan yakınlarına gönderdikleri paralar, aldıkları
arsa ve mülkler, yaptıkları yatırımlar Türkiye ekonomisi için yeni bir soluk yaratmıştır diyebiliriz. Örneğin Almanya'nın en büyük tur operatörleri arasında yer alan Öger Tours'un sahibi
Vural Öger, Türkiye'de turizm sektöründe oldukça başarılı işlere imza atmıştır. Bunun yanında Türkiye'de yatırım yapan, çoğu üst düzey yöneticilerinin Türk olduğu Türk-Alman ortak işletmelerinin (joint ventures) sayısı da oldukça fazladır.''
(ARF-NİF)22.09.2011 11:37:52