Amasya Barosu'ndan üçü
yönetim kurulu üyesi 20
avukat, ''24 Barodan Çok Geç Olmadan'' başlığıyla kamuoyuna yansıyan ve aralarında Amasya Barosu'nun da bulunduğu haberlerle ilgili bir açıklama yaptı.
Grup adına açıklamayı yapan Amasya Barosu Başkan Yardımcısı Sadettin
Şahin, Amasya Barosu mensupları ve Yönetim Kurulu'nda bulunan avukatlar olarak, Amasya
Baro Başkanı Adnan Hasip Yalçın'ın
imza koyduğu metnin hiçbir toplantıda ve Yönetim Kurulu'nda gündeme gelmediğini söyledi.
Amasya Barosu'nun da katıldığı şeklinde açıklanan bu basın bildirisinin, Amasya Barosu avukatlarının ortak görüşünü yansıtmadığını kaydeden Şahin, ''Amasya Barosu'nun katkısı ve katılımı diye anılan, Yalçın'ın kişisel görüşüdür. Amasya Barosu kurumsal kimliğinin görüşü olmayıp baromuzu da bağlamamaktadır. Kamuoyuna sunulan ilgili haberde, baro başkanının kişisel görüşü, sanki Amasya Barosu'nun ortak görüşüymüş gibi yansıtılarak haber yapılmıştır. Yapılan
basın açıklaması içeriğini, katılımcı
demokrasiye inanan biz Amasya Barosu avukatları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz." dedi.
24 baronun ortak açıklaması diye sunulan basın açıklamasının incelenmesi halinde hukuk eksenli olmadığının alenen görüleceğine vurgu yan Şahin, "Metindeki 'Çok geç olmadan' başlığı dahi, önümüzde yapılacak genel
seçim nazara alındığında, siyasi yönlendirme içeren bir yaklaşım olduğunu göstermektedir. Biz hukukun üstünlüğüne inanmış avukatlar olarak, Amasya Barosu'nun ve tüm baroların, yapılan reformlara siyasi ön yargılarla değil,
hukukçu kimliğiyle, evrensel hukuku göz önüne alarak eleştiriler yapmasını ve reformlara pozitif katkıda bulunmalarını dilemekteyiz.'' ifadelerini kullandı.
BÜLTENDE GEÇEN AÇIKLAMALARA KATILMIYORUZ
Eleştirilerin temelini
referandum ile yapısı değiştirilen ve üyelerinin büyük çoğunluğu kürsü hâkimleri tarafından seçilen
HSYK ile
yetki ve yapısında değişiklik yapılan
Anayasa Mahkemesi'nin 'siyasal iktidara bağımlı hale geldiği' iddiasının yer aldığını aktaran Şahin, hukukun üstünlüğüne inanan herkesin, demokratik
halk oylamasıyla yapılan anayasa değişikliklerini kişisel olarak kabul etmese dahi, anayasal metne ve halk iradesine saygı duyarak buna uygun hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yüksek yargının işlemez hale geldiği ve acilen yargı reformuna gerek duyulduğu tüm kamuoyunca kabul edilen bir gerçek olduğunu vurgulayan Şahin, "Bu husus
yüksek yargı başkanları tarafından da kamuoyu önünde çok kez dile getirilmiştir. Kamuoyunda, acilen ihtiyaç duyulan yargı reformuna Baroların pozitif katkıda bulunması beklenirken, söz konusu basın açıklamasındaki, 'Anayasal kurumlar siyasallaştı ön kabulü ile acımasızca eleştiren, eleştirilerin odağı ve gerekçeleri evrensel hukukla bağdaşmayan ve alternatif çözüm yolları ortaya koymayan yapıcılıktan uzak görüş ve açıklamalara' Amasya Barosu'nun katılması söz konusu değildir."
"Daha düne kadar yüksek yargı başkanları ve mensuplarınca,
iş yükü sebebiyle
Yargıtay ve
Danıştay daire sayılarının artırılması defaten dile getirilip Adalet Bakanlığı'ndan talep edilmiş olmasına rağmen, bugün bu görüşten sarfınazar edilmesi ne kadar inandırıcıdır?" diye soran Şahin, "Acilen ihtiyaç duyulan yargı reformuna, temelsiz niyet
okuma usulü ile ve tüm yargı mensuplarının zan altında bırakılarak direnilmesi bu ülkeye ve hukuk sistemine yapılacak en büyük kötülüktür. Hukuk hiçbir surette ön kabul ve niyet okumaları kabul etmez. Hukuk, açık, aleni somut deliller ister. Biz Amasya Barosu avukatları, acilen ihtiyaç duyulan yargı reformuna, demokrasi,
insan hakları, evrensel hukuk çerçevesi içerisinde ön yargısız olarak
destek vermekteyiz. İçerisinde Amasya Barosu'nun da adının geçtiği yargı reformuna yapıcı katkıda bulunmayan basın bülteninde belirtilen görüşlere katılmıyoruz. Bültende geçen açıklamaların, Amasya Barosu'nun kurumsal görüşü olmadığı ve bu görüşlere katılmadığımızın altını önemle çizerek kamuoyuna saygıyla sunarız." açıklamasında bulundu.