Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç, devlette hiçbir zaman küslük olmayacağını belirterek, alınma ve gücenmenin devlet gelenekleriyle uyuşmadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşunun 49. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törenin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıç, törene
Yargıtay Başkanı Hasan
Gerçeker ile
Danıştay Başkanı Mustafa Birden'in katılmamasına ilişkin bir soruya "Gerekli davetleri yaptık ama takdir kendilerinindir. Ama şunu söylüyorum; devlette hiçbir zaman küslük olmaz, dargınlık olmaz. Tabii ki eleştireceğiz, tabii ki konuşacağız ama sonuçta doğruyu bulacağız. Bu ülkenin hukuk devleti olması için ne gerekiyorsa hiçbir şeye kapılmadan bütün gerçekleri ortaya koyacağız. Onun için bunlardan alınmak, gücenmek benc
e devlet gelenekleriyle çok da uyuşmuyor. Ama tabii ki Danıştay ve diğer yargı organlarımızın üyelerinin bu tercihlerini de saygıyla karşılıyorum." dedi.
Yeni Anayasa için toplumsal mutabakat çağrısının hatırlatılması üzerine ise Kılıç, demokrasinin uzlaşma ve
diyalog kurma niteliklerini ve özelliklerinin hayata geçirebilmesi gerektiğini ifade etti. Bunun hayata geçirilememesiyle toplumun bir bölümünün Anayasa yapımında bunun dışında kaldığını anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
"Bu da tabii ki toplumsal
sözleşme olarak nitelendirdiğimiz bir
belge için ciddi bir eksikliktir. O nedenle herkesi uzlaşmaya çekmeye çalışıyorum. Ama bu uzlaşmadan kasıt da tabii çok
küçük bir
azınlık gruba sahip olan bir siyasi partimizin, ona ihtiyaç duyuyorsa, büyük bir bölümü büyük bir siyasi grubu bloke etme, onu etkisiz, çalışamaz hale getirme gibi bir anlayışı da asla kabul etmiyorum. Benim söylediğim tamamen siyasilerimizin bir araya gelerek bu işi müzakere etme imkanının sağlamalarıdır. Biz bu konuda umutluyuz. Son gelişmeler bunun sinyallerini de veriyor. Anayasa konusunda
seçimden sonra yeni bir süreç başlayacaksa bu konuda önceki dönemlere göre daha olumlu ve daha şanslı bir davranış içerisine girecekleri sinyallerini de alıyoruz."
"SEÇİM BARAJI NEDENİYLE BÜYÜK BİR KİTLE MECLİS DIŞINDA KALIYOR"
Yüzde 10
seçim barajına yönelik bir soruya da Kılıç, "Yüzde 10 barajı nedeniyle çok büyük bir kitlenin
Meclis'in dışında kaldığını görüyoruz. 2007 yılındaki rakamlara bakacak olursanız çok büyük bir kitlenin Meclis'te temsil edilmediğini görüyorsunuz. Anayasa bir toplumsal mutabakat, sözleşmeyse bunların da bu sürece dahil edilmesi gerekir. O nedenle de hiç olmazsa yüzde 10 barajı kalkmıyorsa veya azaltılmıyorsa en azından Meclis dışında kalan siyasi partilerimizle de iyi bir diyalog kurularak onların da düşünceleri ve önerileri dikkate alınmalıdır diye düşünüyorum." karşılığını verdi.
Parti
kapatmalar konusunda ise Kılıç, son yapılan Anayasa değişikliklerinde de siyasi parti kapatmanın oldukça zorlaştırıldığını hatırlattı. Ancak kendisinin üzerinde durduğu konunun siyasi partilerin kapatılma sebepleriyle ilgili özellikle 68. maddenin 4. fıkrasında sayılan kapatma süreçlerinin çok daha net, anlaşılabilir ve yargı organlarının yorumuna da çok fazla ihtiyaç duyulmayacak şekilde bir netlikte ve açıklıkta açılımlar yapılması gerektiği olduğunu dile getiren Kılıç, "Bu yönüyle anayasada belki bu konu düşünülebilir. Seçimde hak ve özgürlüklerle ilgili yapılan sınırlamalarla ilgili çok muğlak, açık olmayan ve her tarafa çekilebilecek nitelikte hükümler var. Bunların da açıklığa kavuşturulması lazım. Bu sebeple her zaman arkadaşlarımızın ifade ettiği çok açık, net, anlaşılabilir bir anayasa yerine belki bu önemli konuları çok daha ayrıntılı açıklayacak bir anayasanın uygun olacağını kanaatindeyim." diye konuştu.
Yeni anayasayla ilgili siyasi girişimleri dikkatle izlediğini anlatan Kılıç, bundan çok mutlu olduğunu belirtti. Kılıç, siyasi partilerin Anayasa değişim sürecinde bir araya gelerek müzakere imkanını sağlayacakları kanaatinde olduğunu vurguladı.