Arap Kökenli Vatandaşların ''Arap Baharı''na Bakışı

Arap Kökenli Vatandaşların ''Arap Baharı''na Bakışı

Arap kökenli vatandaşlar, Ortadoğu ülkelerinde demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin yaşatabileceği yeni bir sistemin inşa edilmesini istediler. Suriye ile en uzun sınıra sahip ve sınırın iki tarafında yoğun akrabalık bağlarının bulunduğu bölgede, Ortadoğu'daki gelişmeler yakından takip ediliyor. Özellikle Suriye'de yaşanan iç karışıklık, Şanlıurfa'daki vatandaşları yakından ilgilendiriyor. Bölgedeki insanlar, komşu ülkedeki iç karışıklığın biran önce son bulmasını istiyor. Merkezi Şanlıurfa'da bulunan Araplar Yardımlaşma ve Kültür Derneği (ARAPDER) Başkanı Şükrü Kırboğa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ortadoğu'da teknoloji, bilgi ve özgürlüklerin geliştiği ve nihayetinde demokrasinin galip geldiği bir sürecin yaşandığını ifade etti. Bunun örneklerinin bazı Arap ülkelerinde görüldüğünü ve dünyanın artık yeni bir döneme girdiğini aktaran Kırboğa, eski anlayışlarla özgürlüğe susamış halkları artık yönetmenin mümkün olmadığını sevinç ve ümitle seyrettiklerini dile getirdi. Mısır, Tunus ve diğer Arap ülkelerinde yaşanan gelişmelerin hala eski alışkanlıkları sürdürmek isteyen baskıcı diktatörlere en güzel cevap olduğunu ifade eden Kırboğa, ''Fakat özellikle Suriye'de yaşananlar ve dökülen kanlar bizleri derinden üzmektedir'' dedi. Suriye yönetiminin artık önüne geçemeyeceği demokratikleşme isteklerine olumlu cevap verme zamanın geldiğini vurgulayan Kırboğa, ''Suriye'deki kardeşlerimiz de demokratik ve özgürlükçü bir yönetimi hak etmektedir. Dökülen kanların daha da artmaması, telafisi mümkün olmayan acıların yaşanmaması için Suriye yönetimi bir an önce halkın isteklerine cevap vermeli ve akan kanları durdurmalıdır'' diye konuştu. -''BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN BM'DEKİ KONUŞMASI BİZLERİ MUTLU ETTİ''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmaya da değinen Kırboğa, şunları kaydetti: ''Diktatörlüklerin birer birer yıkıldığı Ortadoğu ülkelerinin çağın yükselen değeri olan insan hak ve özgürlüklerine, dini ve farklı etnik gruplara kendilerini ifade edebilecekleri, kültürlerini özgürce yaşatabilecekleri yeni bir sistem inşa edebilmelidir. Bunun için tüm kesimleri kapsayan özgürlükçü anayasalarla eski tek adam yönetimlerine bir daha dönüşün önü engellenmelidir. Sayın Başbakanımızın gerek Ortadoğu seyahatinde, gerekse Birleşmiş Milletler Genel Kurlunda değindiği ve dünyaya adeta insanlık dersi verdiği tarihi konuşması bizleri son derece mutlu etmiştir. Konuşmasında İsrail ve Filistin meselelerine de değinen sayın Başbakan artık bu bölgenin eskisi gibi olamayacağını ifade etmiştir. Gerçekte dünyada ve Ortadoğu'da yaşanan özgürlükçü sürecin Filistin'i etkilememesi düşünülemezdi. Nitekim Filistin'in de devlet olarak tanınması zamanının geldiğini ve İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilerek Ortadoğu barışına katkı sunması gerekir. Aslında barışa en çok muhtaç olan da İsrail'in kendisidir. Sürdürdüğü saldırgan politikalar, dünyayı hiçe sayan kararlar İsrail halkının güvenliğinin de en büyük düşmanıdır. İsrail bir an önce Birleşmiş Milletlerce tanınan sınırlarına dönmeli Gazze ve Filistin'de uyguladığı tüm ambargoları ve tecrit uygulamalarını sonlandırmalıdır. Birleşmiş Milletler de İsrail'e özel uygulamalarından vazgeçmelidir.'' (İSM-DAŞ-SA)29.09.2011 11:31:15
<< Önceki Haber Arap Kökenli Vatandaşların ''Arap Baharı''na Bakışı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER