Sedat Gök - Doğada çalışkanlıklarıyla ün yapan arılar, 42 günlük ömürlerinde, ''mucizevi
besin'' balı üretirken kat ettikleri mesafeler,
iletişim becerileri,
savunma mekanizmaları ve örnek yardımlaşmalarıyla dikkati çekiyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, bal arılarının, ''bal'', ''bal mumu'', ''arı sütü'', ''arı
zehiri'', ''polen'' ve ''propolis'' gibi insan sağlığı ve beslenmesi yönünden son derece değerli ürünleri üretmesi ve toplaması yanında
doğal ve tarımı yapılan bitkilerde sağladığı tozlaşma
hizmetleriyle de doğal denge ve tarımsal üretimde hayati önemi bulunuyor.
Bal arıları, herhangi bir yuvada koloni oluşturarak yaşamlarını sürdürür. Aile yaşamında iş bölümü, yardımlaşma ve çalışkanlık temel kurallarıdır. Bir bal arısı
ailesi, ''ana arı'', ''
işçi arı'' ve ''erkek arı'' olmak üzere, birinin görevini diğerinin yapamadığı üç farklı bireyi içerir.
''Bey'' ya da ''
kraliçe'' olarak bilinen ana arı, ana arı hücresine bırakılan döllü bir yumurtanın larva döneminde, işçi arı olacak larvaya göre daha sık ve daha zengin
gıda (arı sütü) ile özel beslenmesi sonucu yumurtadan yetişkine toplam 16 günde oluşur. Ana arı kolonideki en önemli birey olup, koloni verimliliği ve arıcının gelir düzeyi üzerinde doğrudan etkide bulunur. Tek görevi olan yumurtlaması sayesinde koloninin sürekliliğini devam ettirir.
Yumurtadan yetişkine toplam 21 günde oluşan işçi arılar, koloni için gerekli olan tüm işlerin yerine getirilmesinden sorumludur. İlkbahar ile sonbahar arısındaki aktif dönemde ömürleri 42 gün olan işçi arılar, ilk 21 günde kovan içinde iç hizmet arısı olarak
temizlik, yavrunun ve ana arının beslenmesi, arı sütü salgılama, balın olgunlaştırılması, mum salgılayarak petek örme ve kovan girişinde bekçilik gibi görevleri üstlenir. Çıkıştan sonraki ikinci 21 günde ise dış hizmet arısı olarak nektar (bal özü), salgı, polen, su ve propolis toplarlar.
Yeni yetiştirilen ana arılarla çiftleşmeleri dışında herhangi bir görevi olmayan erkek arılar ise hazır
tüketici konumundadır. Bu yüzden görevleri gereği ilkbaharda, özellikle oğul döneminde ana arı ve işçi arıların aksine, ana arının dölsüz yumurtlaması sonucu yumurtadan yetişkine 24 günde oluşur. Oğul mevsiminin bitmesine müteakip görevleri de bitmiş olacağından, yazın ve
erken sonbaharda işçi arılar tarafından kovan dışına atılarak ölüme terk edilir.
Erkek arılar, zehir bezi ve
iğne gibi organlara sahip olmadığından kendilerini savunamaz.
-SAATTEKİ HIZLARI 50 KİLOMETREYE YAKLAŞIYOR-
Arıların başlarında gözleri, duyargaları ve beslenme organları bulunur. Baş, vücudun ikinci kısmı olan göğüse ince oynak bir boyunla bağlıdır. Göğüs ve karın, segment denilen halkalardan oluşur.
Arının petek şeklinde bir çift bileşik ve üç adet basit gözü vardır. Basit gözlerin her biri binlerce
küçük üniteden oluşur. Bileşik göz, ana arıda 3 bin, işçi arıda 4 bin, erkek arıda 8 binden fazla basit gözün birleşmesinden meydana gelir.
Başta bir çift duyarga bulunur. Bunlar
koku, tat ve dokunma hissetme duyularını sağlar. Duyargalar içerisindeki sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak
rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilirler. Arıların duyargaları o kadar hassastır ki, iki kilometre mesafeden balın kokusunu alırlar.
Göğüs, arının hareket merkezidir. Orta bacakları üzerinde polen fırçası denilen sert tüyler bulunur. Bunlar çiçeklerde bulunan polenin göğüsten ve ön bacaklardan arka bacaklara aktarılmasını ve arka bacaklarda bulunan polen sepetine toplanmasını sağlar. Bu polen sepetçikleri, polenin kovana taşınması görevini görür.
Kanatlar çok ince zar şeklinde olup iki çifttir. Uçuşta arka kanatlardaki kanca sayesinde ikisi birlikte çalışır, uçuşu ve uçuşu yönlendirmeyi de sağlar. Arının uçuş sırasındaki hızı saatte 50 kilometreye yaklaşır.
Arılar kendi hayatını
tehlikede görmediği sürece insanı sokmaz. Arıların sokması, savunmalarının en son aşamasıdır. Önce sesle uyarırlar, daha sonra toplu halde
gürültü yaparlar, hala tehlike hissederlerse hızla tehlike gelen yere doğru uçup çarparak korkutmaya çalışırlar, bu da olmazsa en son sokarlar. Arının iğnesi böceklere karşı savunma olduğundan sert kabuktan çıkabilir, insan ve
hayvan etinden çıkmaz. İğnesi bağırsaklara bağlı olduğundan iç organları parçalanır ve telef olurlar.
-DAKİKADA 11 BİN 400 KEZ KANAT ÇIRPABİLİYORLAR-
Arıları diğer bazı hayvanlardan üstün kılan özelliklerinden bazıları şöyle:
- Bir kilo bal için 40 bin arının 6 milyon kez çiçeğe konması gerekir.
- Dünyanın en hızlı bilgisayarlarından biri saniyede 16 milyar aritmetik işlem yapabilir. Bal arısı ise aynı sürede daha az enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yapma kapasitesine sahiptir.
- 10 mikrovattan daha az enerji tüketen
bal arısının beyni, günümüzde üretilen en verimli bilgisayardan 100 milyon kat daha üstündür.
- Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını toplayabilir ve 100 bin kilometre boyunca kanat çırpabilir.
- Bir koloninin bir kilogram bal üretebilmesi için dünyanın etrafını 6 kez dönmeye eşdeğer bir uçuş yapması, bir arının dünyanın çevresini dönmesi için yaklaşık 25 kilogram bal tüketmesi gerekir.
- Uçan bir arının her kilometrede, enerji için yarım miligram (gramın 2 binde biri) bala ihtiyacı bulunur. Bir arı bir litre balla 25 kilometre hızla ve saniyede 200-250 kez kanat çırparak 3 milyon kilometre kat edebilir.
- Kraliçe arının bir günde yumurtladığı yumurta ağırlığı, kendi ağırlığının 20 katına erişebilir.
- Arı,
vücut ağırlığının 330 katı yük çekebilir.
- Bir petek gözünün derinliği 12 milimetre, duvarlarının kalınlığı ise milimetrenin 20'de biri kadardır. Buna rağmen bal ile doldurulduğunda petek hiçbir zarar görmez.
- Bir işçi arı, 42 günlük hayatı boyunca çay kaşığının 12'de biri kadar bal yapabilir.
- Bir bal arısı, bir seferlik polen toplama gezisinde 50-100 çiçeği ziyaret eder.
- Arılar, birbirleriyle dans ederek iletişim kurar. Bal arası dans ederek diğer bal arısına nektar ve polenin nerede olduğunu işaret eder.
- Arılar
mavi rengi ayırt edebilir, ancak kırmızıyı, koyu gri ve
siyah olarak algılar.
- Bal arıları dakikada 11 bin 400 kez kanat çırpar, bu da vızıltı sesinin nedenidir.
(SDT-OSM)23.07.2011 12:27:51