Arınç: Milli birlik ve kardeşlik projesi yüzyılın en iddialı projesidir

Arınç:  Milli birlik ve kardeşlik projesi yüzyılın en iddialı projesidir

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, milli birlik ve kardeşlik projesinin yüzyılın en iddialı projesi olduğunu belirtip; "Türkiye'nin her yerinde huzur hakim olacak. Barış, kardeşlik hakim olacak." dedi. Bülent Arınç, Buca Esnaf ve Sanayici İş Adamları Derneği'nin (BESİAD) 9. kuruluş yıl dönümü nedeniyle Hilton Oteli'nde düzenlenen dayanışma ve tanışma yemeğine katıldı. Burada yaptığı konuşmada Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini anlatan Arınç, çok yakında Türkiye'nin terör belasından kurtulacağını söyledi. Yatırımcının güven ve cebindeki paranın emniyetini istediğini ifade eden Arınç, "Niye Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Hakkari'de yatırım yapmıyorsunuz diye kahramanlık taslamaya gerek yok. İş adamının yatırım yapmasını istiyorsanız, kendinizi onun yerine koyun bakalım. 'Gittim Şırnak'ta, Cizre'de fabrika kurdum. Ya yakılırsa bunlar? Ekipmanların, aletlerim bombalarla tahrip edilirse?' Bunu düşünmez mi sanıyorsunuz? Onun için Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi. Artık terör ve örgüt silahlı eylem yapamaz hale gelmeli. Bu proje bu yüzyılın en iddialı projesidir. Zaman zaman başarısız görebilirsiniz ama çok yakın zamanda Türkiye inşallah terör belasından kurtulacak, mücadeleyi kazanacağız ve artık Türkiye'nin her yerinde huzur hakim olacak. Barış, kardeşlik hakim olacak.'' dedi. "TÜRKİYE UÇUYOR" Arınç, gittiği yerlerde sanayici ve iş adamlarının ülkedeki gelişmelerle ilgili 'Türkiye uçuyor' benzetmesini yaptığını, Türkiye'de istikrarın olduğunu, iş adamlarının gelecek 10 yıl sonrasını görebildiklerini söylediğini anlattı. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Başbakanlık yaptığı dönemde iş adamlarını toplayarak uçakla yurt dışına götürdüğünü, bu durumu kendisinin de aralarında olduğu kişilerin muhalefet ettiğini anlatan Arınç, daha sonra yapılanın ne kadar doğru bir şey olduğunu anlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da yurt dışı seyahatlerinde yüzlerce iş adamını yanında götürerek iş bağlantılarının yapılmasına aracı olduğunu, bunu Sarkozy, Merkel gibi liderlerin de yaptığını kaydeden Arınç, "Her yere gideceğiz, her yerden istifade etmeye çalışacağız. İhalelerden Türkiye kazanacak.'' dedi. Türkiye'nin AK Parti iktidarında büyümede çok iyi neticeler aldığını, bunun rakamlara yansıdığını dile getiren Arınç, "Bütün bunların bence bir sebebi var. Benim siyasetçi olarak görebildiğim Türkiye siyasi istikrara susamıştır. Siyasi ve ekonomik istikrar siyam ikizleri gibidir. Birbirlerinden ayıramazsınız. İkisi birbirini mutlaka etkiler ve tetikler. Siyasi istikrar bozulursa ekonomide güzellik beklemeyin. İkisi birlikte gidecek. Tek başına iktidar olmak önemli, çabuk kararlar alabilirsiniz, daha cesur davranabilirsiniz ama bu da tek başına yeterli değil. Daha başka unsurların da siyasi istikrara katılması lazım. O da toplumsal barış, toplumda ayrımcılığın kalkması, karanlık güçlerin defolup gitmesi, Türkiye'de adaletin varlığını, devletin çetelerle mücadele ettiğini görmesi, yarın endişesinin ortadan kalkması, sokakta mafyanın hakimiyetinin değil kanunun hakimiyetinin sağlanması, bunlar istikrarı destekleyen diğer unsurlar.'' şeklinde konuştu. GÜBRE FABRİKASINDAN SORUMLU BAKAN VARDI Türkiye'nin son 60 senesinin 30 yılının darbelerle 30 senesinin de koalisyonlarla geçtiğini, Bakanlar Kurulu toplantılarının yapılamadığı, hükümetin ortada olmadığı dönemlerin yaşandığını, birinci partinin yüzde 20'ler seviyesinde oy alıp da 38 bakanlıktan pay almaya çalıştığını, 20 Devlet Bakanlığının olduğunu anlatan Arınç, ''Ben koalisyon pazarlıklarına katılanların yalancısıyım. 3 partinin genel başkanı bir araya geliyor. Biri hesabını iyi yapmış. 'Ben Sağlık, Bayındırlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı istiyorum' diyor. Neden beyefendi diye soruyorsunuz. 'Oralarda çalışanlar çok, benim iş bulma konusunda, yatırım ve ihale konusunda elim güçlü olsun' diyor. Niye 'Ben istiyorum' diyor. Ona, 'Buna razı ol. Biraz da Devlet Bakanlığı vereyim' diyorlardı. Gübre fabrikasından sorumlu, Vakıfbank'tan, Ziraat Bankası'ndan sorumlu bakan vardı. 'Bir kırmızı plaka, bir Mercedes araba, bir müdür bana bakan desinler' anlayışı vardı.'' dedi. 2002 seçimlerine gittiklerinde parlamentoda 7 siyasi partinin olduğunu, hepsinin de seçim sonrasında dışarıda kaldığını ifade eden Arınç, ''Bereket CHP o dönemde parlamentoda yoktu. Yoksa o da dışarıda kalacaktı. 1999 seçimlerinde CHP barajı aşamamış, parlamentoya girememişti. O gün kim varsa dışarıda kaldı. Millet AK Parti'yi teveccüh etti ve siyasette yeni bir restorasyon dönemi başladı'' diye konuştu. Ekonomide aldıkları tedbirler sayesinde Türkiye'nin global ekonomik krizden kurtulduğunu, İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerin düştüğü durama düşmediğini kaydeden Arınç, memurun, emeklinin maaşını her ay tıkır tıkır aldığını söyledi. Bütün yapılanların 'Muhtar bile olamaz' denilen kişinin Başbakanlığında ve 'Çıkrıkçılar yokuşunda babasının mağazasında çalışan Ali Babacan mı bu işi yapacak ?' denen kişilerin başardığını vurgulayan Arınç, esnaflıktan gelen, belediye başkanlığı döneminde 14 gün çeşmelerinden su akmayan İstanbul'a 200 kilometre mesafeden su getiren Başbakanın başarısı olduğuna dikkat çekti. Arınç, Türkiye'nin havalandığını, uçtuğunu gösteren göstergelerin olduğunu, bunların sebebinin siyasi istikrar olduğunu, halkın da siyasi istikrara destek olduğunu vurguladı. GENÇLERİ ALKOL BAĞIMLILIĞINDAN KORUMAK ANAYASAL BİR GÖREVDİR AK Parti'nin muhafazakar demokrat bir parti olduğunu, gençliğin, ailenin korunmasına mutlaka önem vereceklerini vurgulayan Arınç, ''Toplumun temeli ailedir. Huzurlu ailelerden huzurlu topluma gidilecektir. Aileyi ayakta tutacak payandalara ihtiyaç var. Aileyi havaya uçuracak, nikahsız beraberlikleri teşvik edecek anlayış muhafazakar anlayış değil. Gençliğin ailenin korunmasına önem vereceğiz. Gençlerimizi uyuşturucudan, alkol bağımlılığından korumak hem insani, hem de Anayasa'nın bize yüklediği bir görevdir. Bunu yapmak zorundayız. Bazı ülkelerin içinde bulunduğu şartları Türkiye'ye aynen getirmek bizim işimiz değil. Dolayısıyla tarihimize, kültürümüze bağlıyız. Muhafazakarlık ve demokratlık bir çelişki değil. Özel hayat mukaddestir.'' dedi. TÜRK OKULLARINA ÖVGÜ Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasında Türk okullarına da övgüler yağdırdı. Uganda'nın Karma Ekonomik Kurul Başkanı olduğunu ve 3-4 ay önce bu ülkeye gittiğini anlatan Arınç, buraya Türk Büyükelçisi'nin ancak 6 ay önce gittiğini belirtti. Arınç, ''Oraya 10 sene önce gidenler var. Onlar Türk okullarını açan öğretmenlerimiz ve iş adamlarımız hamiyetli, gayretli ahlaklı güzel insanlarımız. 1998'de onlar okullarını açıyorlar. Biz 2010'da büyükelçiliğimizi açıyoruz. Büyükelçimiz uçaktan inince okul öğretmenleri karşılıyor. Bu ne kadar güzel bir şey." diyerek yapılanların takdire şayan olduğunun altını çizdi. Yemeğin sonunda BESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Sağıl, Başbakan Yardımcısı Arınç'a plaket takdim etti.
<< Önceki Haber Arınç: Milli birlik ve kardeşlik projesi yüzyılın... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER