Şenay
Ünal -
Ankara Üniversitesi (AÜ)
öğretim üyeleri, bilimsel araştırmalarla kontrollü koşullarda en az ilaç ve
gübre kullanarak domatesi Ayaş'ta,
üzümü Kalecik'te ve Keçiören'de,
buğdayı, et ve sütü Haymana'da
doğal ortamlarda yetiştirerek Ankaralıların beğenisine sunuyor.
AÜ
Ziraat Fakültesi Dekanı Ahmet Çolak, üniversiteye ait çiftliklerde bilimsel araştırmalarla ürettikleri doğal
ürünlerin başkentliler tarafından yoğun ilgi gördüğünü söyledi.
Çolak, AÜ Ziraat Fakültesi'nin Türkiye'nin ilk, Ankara'nın ise tek Ziraat Fakültesi olduğunu anımsatarak, yaptıkları çalışmaların tüm
ülkedeki çiftçilere ve diğer üniversitelere örnek oluşturduğunu kaydetti.
Fakülteye ait çiftliklerde ve tesislerde sayısız ürün yetiştirdiklerini, bu sayede hem bilimsel çalışmalar yaparak ürünün ihtiyaçlarını ve yapılabilecek
uygulamaları keşfederek öğrencilerini yetkin birer bilim insanı olarak yetiştirmeye çalıştıklarını hem de fakülte için gelir elde ettiklerini ifade etti.
Çalışmalara, 1983 yılında Haymana'da
tarla tarımı yaptıkları ve hayvansal ürünleri ürettikleri bir çiftlikle başladıklarını anlatan Çolak, ''Yetiştiği yörenin adını taşıyan gıdalar ancak oradaki şartlarda yetiştiğinde aynı lezzeti ve aromayı veriyor. Biz de bunu göz önünde bulundurarak Ayaş domatesini Ayaş'ta, Kalecik Karası üzümünü Kalecik'te, eti ve tahılları da Haymana'da yetiştirerek gözlemliyor, araştırıyor ve vatandaşa sunuyoruz'' dedi.
Haymana'da
meyve üretmenin iklim koşullarından dolayı zor olduğuna dikkati çeken Çolak, ancak amaçlarının ve misyonlarının bilim aracılığıyla bu zorlukları aşarak üreticiye örnek ve yol gösterici olmak olduğunu söyledi.
Çolak, ürünlerin Ankara genelinde 7 farklı
satış yerinde halkın beğenisine sunulduğunu bildirerek, şöyle konuştu:
''Fakültemize ait arazilerde yetiştirdiğimiz buğday,
kiraz, vişne,
sakız ve balkabağı, hıyar, mısır, sivri ve dolmalık biber, salçalık ve sofralık domates, kıvırcık,
marul,
karpuz, kavun,
patlıcan,
enginar, kuru
adaçayı ve melisa, beyaz
lahana,
brokoli,
karnabahar, yonca,
elma, armut, dut, erik, üzüm, ayva,
ceviz, et ve süt ürünlerini işleyerek satıyoruz. Bu yıl Haymana'da 1200 dönüm alanda 352 ton buğday hasadı yaptık. Bir kısmını
Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla tüm Türkiye'ye tohumluk olarak sattık.
Ayaş'ta 500 dönümlük bahçe bitkileri araştırma istasyonu var. Orada
sebze ve meyve tarımı yapıyoruz. Bir miktar alanda da yonca yetiştiriyoruz. Sulama imkanları daha iyi çünkü. Süt ürünlerinden de kefir, yoğurt ve
peynir çeşitleri hazırlıyoruz. Arzu eden vatandaşlar üniversitemiz kampüsünde ve diğer merkezlerde açtığımız satış yerlerinden diledikleri ürünleri satın alabilir.''
Çolak, kapılarının vatandaşlara açık olduğunu ve dileyen kimselerin çocuklarıyla gelerek bağları ve tarlaları gezebileceğini, isteyen çiftçilerin de sorunlarıyla ilgili kendilerine her zaman danışabileceğini dile getirdi.
-Geleceğin gen bankalarından birisi olmak hedefleniyor-
AÜ Ziraat Fakültesi
Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu da Bahçe Bitkileri Bölümü olarak 4 alanda Bağ Yetiştirme ve Islahı, Sebze Yetiştirme ve Islahı, Meyve Yetiştirme ve Islahı, Süs Bitkileri Yetiştirme ve Islahı konularında
eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri yürüttüklerini belirtti.
Söylemezoğlu bu alanlarda, meyve ve sebze türleri ile süs bitkilerinin çoğaltılması, ıslahı, yetiştirilmesi ve muhafazasıyla ilgili bilimsel araştırmalar yapıldığını bildirdi.
Fakülte içinde 25 dönüm sebze bahçesi, 40 dönüm meyve bahçesi, Kalecik'te ise 170 dönüm alanda bağcılık araştırma ve uygulama istasyonu olduğunu kaydeden Söylemezoğlu, burada ülke bağcılığına
hizmet edebilecek araştırmalar yaptıklarını ifade etti.
Yürüttükleri çalışmalarla ilgili bilgi veren Söylemezoğlu, şunları kaydetti:
''
Karadeniz bölgesindeki tüm elmalar gen kaynağı olarak toplandı. Onların hastalıklara maruz kalanlarını inceleyerek yeni çalışmalarda kullanılmak üzere bilgiler topluyoruz. Bunlardan çeşit adayı ve ticari kaliteye sahip olanları tespit etmek istiyoruz. Meyvelerin içinde sayısız elma ve armut ağacının yanı sıra Kalecik Karası üzümün dışında,
Yalova İncisi, Ata Sarısı,
Hamburg Misketi, Alfons,
İtalya, Red Globe gibi neredeyse ülkemiz asma gen kaynaklarının yüzde 15'i araştırmalarımıza konu oluyor. Fakülte olarak gelecekte üzüm de ve diğer
sebze-meyve türlerinde bölgesel gen bankası olmayı hedefliyoruz.''
Bilimsel çalışmaların dışında
üretim fazlasını sattıklarını ifade eden Söylemezoğlu, Kalecik'teki 170 dönüm bağdan yılda 70-80 ton üzüm elde ettiklerini bildirdi.
Söylemezoğlu, tüm ürünlerin devamlı olarak
analiz edildiğini işaret ederek, fakültenin otoyol kenarında olması nedeniyle yoğun bir
egzoz gazı ortaya çıktığını ancak kullandıkları metodlarla bu ağır metallerin bitkileri ve toprağı hiçbir şekilde etkilemesine izin vermediklerini vurguladı.
(ŞNY-TNÇ)02.10.2011 12:59:56