Aylin Kürkcü -
Avrupa'nın gelecekte
rekabetçiliğini artırmayı hedefleyen ''Geleceğin
İnterneti
Kamu-Özel Sektör Ortaklığı'', kısa adıyla ''Future Internet PPP'' AB girişimi kapsamında yürütülen 8 projeden biri de olan
lojistik sektörüne yönelik ''FInest'' projesinde
Türkiye'den KoçSistem ve
Arçelik de yer alıyor.
Future Internet PPP başlığında açılan projelerden Türkiye'nin yer aldığı tek proje olan FInest'in İstanbul'da düzenlenen ilk genel değerlendirme toplantısı dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, Avrupa'nın yaşlanan nüfus ve rekabet sorununu aşmak için interneti daha iyi kullanmak üzere 600 milyon
avroluk Future İnternet Public Private Partnership bütçesi oluşturulduğunu belirtti.
Nalbantoğlu, Türkiye'den KoçSistem ve Arçelik'in, bu fon kapsamında yer alan ve AB'nin geleceğine yön verecek 8 projeden biri olan FInest'te iş ortağı olduğunu ifade ederek, ''Böyle bir projede
teknik kabiliyetlerimizle beraber yer aldığımızda, bundan 10 yıl sonrasının teknolojik altyapısının tasarlanma sürecinde de rol almış oluyoruz'' dedi.
Bir
firma ya da
ülkenin uluslararası alanda başarı öyküleri yaratması için mutlaka büyük bir şeyi keşfetmesi ya da yeni baştan bir Facebook'u tasarlaması gerekmediğini vurgulayan Nalbantoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şu anda internetle beraber bütün hayat biçimimiz, şirketlerin iş yapış şekli, kamunun verdiği
hizmetlerin doğası değişmeye başladı. Bunun arkasında da genişbant internet ile
bulut bilgi işlem hizmetleri yer alıyor. Doğuya ve batıya 3'er bin kilometre gittiğinizde, KoçSistem bu konuda uzmanlaşmış ve birikimi olan nadir şirketlerden biri. Biz inanıyoruz ki, internetin getirdiği yeni iş modellerini hizmet modeliyle sunarak, aslında ülkemize yeni bir değer yaratabiliriz. Bütün AB'nin lojistik altyapısını taşıyan bulut bilgi işlem hizmetlerini vermek dev bir proje. Bunun gibi aslında birçok projenin tohumlarını atıyoruz biz. Bulut bilgi işlem hizmetlerini AB ve yakın coğrafyamızda sağlayan nadir ülkelerden biri olabiliriz. Zaten yatırımlarımızı bu doğrultuda yapıyoruz. Bu projeyi de bu yolculukta çok büyük bir değer olarak görüyoruz.''
Projede KoçSistem'in
sistem mimarisi ve teknoloji altyapısının tasarlanmasına yönelik doğrudan rol oynadığına dikkat çeken Nalbantoğlu, lojistik sektörünün Türkiye için büyük önem taşıdığını vurguladı. Nalbantoğlu, projenin kaynağından varacağı noktaya kadar bir
ürünün en
ekonomik şekilde nasıl ulaştırılacağı konusuna odaklandığını belirterek, bu projede sağlanacak başarı ile Türkiye lojistik sektörünün dünyayla entegre hale geleceğini söyledi.
-''PROJENİN İLK AŞAMASI İÇİN AB'DEN 5 MİLYON AVROLUK FON SAĞLANDI''-
FInest Proje Koordinatörü,
taşımacılık ve lojistik şirketi Kuhne Nagel'in Ürün ve Servislerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı J. Rod Franklin de projenin, tedarik zinciri
yönetimini kolaylaştırmayı amaçladığını belirterek, mevcut sistemlerin yüksek
maliyet ve dinamizm eksikliği gibi sorunları bulunduğunu kaydetti.
Franklin, şu bilgileri paylaştı:
''Proje 1
Nisan 2011'de başladı, 2 yıl sürecek. Bu ilk aşamada sistem gereksinimlerini tanımlamaya çalışıyoruz. Sonrasında üç yıllık bir proje ile tasarlanan sistemlerin fiziksel olarak geliştirilmesi süreci olacak. Projenin ilk aşaması için AB komisyonunca 5 milyon avroluk bir fon sağlandı. Proje sonucunda beklenen somut sonuç, ticari kullanıma uygun internet ve bulut
bilişim temelli bir lojistik sistemi oluşturulması... İkinci aşamada sistemin kabiliyetlerini göstermek istiyoruz. Sonuçta da birilerinin 'bu teknolojiyi ticarileştireceğiz' demesini bekliyoruz.''
Proje sonucunda oluşturulacak sistemin uluslararası tedarik zinciri yönetimini kolaylaştıracağını, özellikle
küçük oyuncuların da sisteme dahil edilmesiyle yeni imkanlar yaratacağını ifade eden Franklin, maliyetlerin azalmasının da son kullanıcıların yararına olacağını söyledi.
Lojistik sektörünün, uluslararası işlerin önemli bir bileşeni olduğuna dikkati çeken Franklin, ''Ülkelerin GSYH'sının yüzde 7-14'ü arasında bir bölümünü lojistik operasyonlarının oluşturduğu hesaplanıyor. Bu yeni teknoloji ile herkesin fayda sağlamasına imkan tanıyacağız. Sera etkisi yaratan emisyonların azaltılmasıyla sadece işimize değil dünyaya da hizmette bulunmuş olacağız'' diye konuştu.
-ARÇELİK.-
Arçelik A.Ş'den verilen bilgiye göre; yılda
dış ticaret amaçlı 65 bin, Türkiye içi dağıtımlar için ise 200 bin
araç hareketini yöneten, yüzde 65'i Avrupa olmak üzere 100'den fazla ülkeye
satış yapan şirket, ''sürdürülebilir
gelişim'' prensibinden hareketle mümkün olan tüm destinasyonlarda çevreye duyarlı olan
deniz yolu,
demir yolu ve
nehir yolu taşımalarını
tercih ediyor.
Müşteri ve iş ortaklarının beklentilerini takip ederek, tedarik zinciri süreçlerini etkin ve verimli bir şekilde yöneten Arçelik, lojistik, tedarik zinciri ve
üretim yönetim sistemlerine sürdürülebilir bir nitelik kazandırmayı hedefleyen ''FInest Projesi''ne yön veren firmalardan birini oluşturuyor.
Projenin çıktılarının ve
uygulama alanındaki deneyimlerin lojistik ve tedarik zinciri süreçleri yöneten tüm firmalara da örnek teşkil etmesi planlanıyor.
-İKİNCİ AŞAMADA TİCARİ OLARAK KULLANILABİLİR ALTYAPILAR OLUŞTURULACAK-
Verilen bilgiye göre; toplam 600 milyon avroluk bütçeye sahip FI PPP programı kapsamında 8 projeye ilk aşamada toplam 40 milyon avro kaynak aktarıldı.
Taşıma ve lojistik sektörünün verimliliğine yönelik projenin önemi, hem sektörün ülke ekonomilerinde ciddi payı olması hem de karbon emisyonlarına doğrudan katkısından kaynaklanıyor. AB genelinde karbon emisyonlarının, yüzde 25'i doğrudan ya da dolaylı olarak bu sektörün faaliyetlerinden kaynaklanıyor.
Projede koordinatör firma olarak Kuhne Nagel, KoçSistem ve Arçelik ile birlikte SAP Research, IBM Labs, University Duisburg Essen, Marintek, AirFrance-KLM Cargo, Port Alesund, Tyrholm&Farstad, NCL Shipping yer alıyor.
(AYL-ALİ-ZG)15.09.2011 10:45:40