Bayram tatili için gittikleri Balıkesir'in Marmaraadası'na bağlı Avşa Adası'nda 8 yaşındaki oğulları Tuğra Vanlıoğlu'nu trafik kazasında kaybeden Berna Vanlıoğlu, ''Görgü tanıklarının söylediklerine göre oğlum 1 saat can çekişmiş'' dedi. Ramazan Bayramı'nın 1. günü ehliyetsiz kadın bir sürücünün kullandığı otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitiren Tuğra Vanlıoğlu'nun Bursa'daki evinde büyük hüzün yaşanıyor. Anne Berna Vanlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğulları Tuğra'nın bayramın ilk günü ellerini öpüp bayramlaştıktan sonra bisikletle gezmek için sokağa çıktığını söyledi. Üzüntülü olduğu için konuşmakta güçlük çeken Berna Vanlıoğlu, dışarı çıkan oğullarının uzun süre eve gelmemesi üzerine aramaya çıktıklarını belirterek, ''Yarım saat aradık ama Tuğra'yı bulamadık. Sonra belediye hoparlörlerinden '5-6 yaşlarında bisikletli bir çocuk bulunu, jandarmaya gelin' anonsunu duyduk. Hemen jandarmaya koştuk. Jandarma bizi sağlık ocağına yönlendirdi. Sağlık ocağı kapalıydı. Orada bir kişi oğlumuzun Bandırma Devlet Hastanesine gönderildiğini söylediler. Sonra acı gerçek bize açıklandı. Bir görevli bizi camiye götürdü ve oğlumuzun cenazesiyle karılaştık'' dedi. Vanlıoğlu, oğlunun trafiğe kapalı bir yolda kazaya kurban gittiğini, sürücü Sinem Taşlı'nın da (29) ehliyetsiz olduğunu öğrendiklerini belirterek, şunları söyledi: ''Ehliyeti olmayan ve aşırı süratli olduğu iddia edilen Sinem Taşlı'nın kullandığı otomobil, Tuğra'yı ezdikten sonra yol kenarındaki duvarı yıkarak durabilmiş. Kazanın ardından sürücü ve araç sahibi arkadaşı Parinaz Bozkurt olay yerinden kaçmış. Yakalandıklarında, 'şoka girdik o yüzden kaçtık' demişler. Aşırı hızlıymışlar. Kazaya neden olan otomobilin hız ibresi 100 kilometreyi gösteriyordu. Ayrıca çok sayıda yerli ve yabancı turistin geldiği Avşa'da sadece bir sağlık ocağının olması ilginç. Ben de bir sağlık görevlisiyim. Kazanın ardından hemen bir 112 Acil Servis helikopteri çağrılsaydı belki bugün benim oğlum hayatta olacaktı. Görgü tanıkları oğlumun 1 saat beklediğini ve inleyerek öldüğünü söylediler. Caminin morguna girdiğimizde oğlumun o sabah giydirdiğim pırıl pırıl elbiseleri kan içindeydi. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Anne ve babalara sesleniyorum. Çocuklarına bisiklet almasınlar. Biz yandık başka aileler yanmasın.'' Sonuna kadar bu işin peşinde olduklarını söyleyen anne Vanlıoğlu, ''Benim oğlum cinayete kurban gitti. Sonuna kadar şikayetçiyim. Kesinlikle de sonuçlanıncaya kadar da uğraşacağız. Onlar ceza almazlarsa benim oğlumun kanı yerde kalacak. Onların dışarıda kalması beni ve ailemi perişan ediyor. Canımız acıyor'' diye konuştu. -OĞLUNUN GÖRDÜĞÜ RÜYA- Acılı anne Berna Vanlıoğlu, arefe gecesi oğlunun korkulu bir rüya gördüğü için ağlayarak uyandığını anlattı. Arefe gecesi oğluyla birlikte yattıklarını dile getiren Vanlıoğlu, şöyle devam etti: ''Arefe gecesi saat 02.00 sularında oğlumla birlikte yattık. Oğlum sıçrayarak uyandı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. 'Oğlum ne oldu sana diye' sordum; 'annecim çok kötü bir rüya gördüm' dedi ve anlatmaya başladı; 'Ben sahilde, denizin kenarından bisikletimi kullanıyordum. Denizden elektrikli balık çıktı, bana çarptı. Ben onu ezmeyeyim diye direksiyonu kırdım, düştüm' dedi. Ben de ona 'güzel bir rüya görmüşsün oğlum' dedim. Çok ağlıyordu, ağlarken bana sarılıp uyudu. Ertesi gün maalesef oğlumuzu kaybettik.'' (CEM-DAT-SA)04.09.2011 20:41:56