Aydın'da geçen yılın mayıs ayında
terör örgütü PKK'nın yönlendirmesiyle sözde ''
kent meclisi'' oluşumuna giderek ilde
yasa dışı çeşitli faaliyetler yürüttükleri,
gençleri ve çocukları
sokak eylemlerinde kullandıkları ileri sürülen gruba yönelik operasyonda yakalanan ve haklarında
dava açılan 29 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sıkı güvenlik tedbirlerinin alındığı
İzmir 10. Ağır
Ceza Mahkemesindeki
duruşmaya 8'i
tutuklu 10
sanık ile
avukatları katıldı.
Duruşmada, tutuklu sanıklardan Gülizar Öz
demir, kimlik tespiti yapılırken,
Türkçe başladığı konuşmasını
Kürtçe sürdürmek isteyince
mahkeme başkanı, sanığı
savunmasını Türkçe yapabileceği, bunun aksi halinde savunma yapmamış kabul edileceği konusunda uyardı.
Özdemir, Kürtçe konuşmaya devam etti.
Mahkeme başkanının bu durumu tutanağa aktarırken Özdemir'in ''bilinmeyen bir dil kullandığını'' belirtmesine sanıklardan Kemal Eroğlu tepki göstererek, bunun
hakaret olduğunu söyledi. Mahkeme başkanı, bunun üzerine sanık Eroğlu'nun
jandarma eşliğinde salondan çıkarılmasını istedi.
Eroğlu'nun avukatı Eylem Yıldız, ''bilinmeyen bir dil'' ibaresine kendisinin de karşı çıktığını ifade ederek, müvekkilinin salona geri getirilmesini talep etti.
Gülizar Özdemir'in avukatı
Servet Demir de duruma tepki gösterince mahkeme başkanı tarafından uyarıldı.
Mahkeme başkanı, iddia makamına bu konudaki görüşünü sordu.
Cumhuriyet savcısı, yargılamada
İngilizce, Rusça veya Fransızca gibi dillerin kullanılması halinde yine ''bilinmeyen bir dil'' ibaresinin kullanılacağını, bunda hakaret unsuru olmadığını kaydederek, sanık avukatının talebinin reddini istedi.
Mahkeme heyeti, avukat Eylem Yıldız'ın, müvekkili Kemal Eroğlu'nun duruşma salonuna tekrar getirilmesi talebini oy birliğiyle reddetti.
Duruşmada söz alan avukat Servet Demir, ''
Kürtçe savunmanın engellenmesinin yasal olmadığını'', Diyarbakır'daki mahkemelerde Kürtçe savunma yapıldığını söyleyerek, ''Oradakiler
Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimi, savcısı değil mi?'' dedi.
Mahkeme başkanının tekrar savunmasını sorduğu sanık Gülizar Özdemir, yeniden Kürtçe konuşmaya başladı ve daha sonra Türkçe yazılmış dilekçeyi mahkemeye sundu.
Dilekçede, ''sanıkların siyasi bir
komplo içinde oldukları,
siyaset yapma haklarının engellendiği'' görüşünün ifade edildiği belirtildi.
Diğer sanıklar da suçlamaları reddederek
tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanık Gülizar Özdemir'e, bu celsede savunmasının alınmamış olması nedeniyle gelecek celse savunma yapması için süre verdi.
Mevcut
delil durumu göz önüne alınarak sanıklardan Halil Turhan'ın tahliyesini kararlaştıran mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
-İDDİANAME-
Özel yetkili cumhuriyet savcısı Fatih Genç tarafından hazırlanan
iddianamede, zanlıların,
terör örgütü PKK'nın cezaevindeki elebaşısının, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamalar ve
yurt dışındaki kadrosunun yönlendirmeleri doğrultusunda, illerde sözde KCK'nın ''kent meclisi'' adı altında yapılanma çalışmaları yürüttükleri belirtiliyor.
Zanlıların, oluşturulmaya çalışılan kent meclisleri için örgüte yakın ya da sempati duyan kişilerden sokak, mahalle, semt,
belde, ilçe ve ilde yapılanma çalışmaları yürüttükleri kaydedilen iddianamede, zanlıların belirli dönemlerde düzenledikleri ev ve kahvehane toplantılarında yapılanma ve uygulamalar, seçimlerde takınılması gereken tavırlar,
taraftar kazandırma faaliyetleri, sokak eylemleri gibi birçok konuda da terör örgütünün gönderdiği talimatlar doğrultusunda kitleleri yönlendirme çalışması yürüttükleri ifade ediliyor.
İddianamede, yapılanmadaki kişilerin özellikle gençleri, çocukları sokak eylemlerinde kullandıklarına dair polise ihbarlar geldiği, izlemelerde de örgüt adına faaliyet yürüttüklerine dair birçok
belge ele geçirildiği yer alıyor.
Zanlıların, terör örgütünce önem taşıyan günler öncesi, başta çocuklar olmak üzere taraftar kitleyi ''
sivil itaatsizlik'' tarzı
izinsiz gösteri,
molotofkokteyli veya taş atma,
lastik yakma,
basın açıklaması ve oturma eylemi yapma gibi eylemlere yönlendirdikleri, bazılarına da bizzat kendilerinin katıldıkları, taban oluşturmak ve yeni
eleman kazandırmak amacıyla faaliyetler yürüttükleri, maddi durumu iyi olmayanlara terör örgütü adına
destek sağladıkları, yapılanmanın maddi ihtiyaçları için
doğu kökenli kişilerden para topladıkları, il genelinde yapılan tüm eylem ve faaliyetlerden haberdar olarak bunları terör örgütünün yayın organlarına bildirdikleri de ifade ediliyor.
Sanıklar hakkında 7 ile 15 yıl arasında değişen
hapis cezaları isteniyor.
(NAZ-AYT-BAH-HAN)09.06.2011 17:07:37