Bağcılar Belediye Başkanı
Lokman Çağırıcı, ramazan etkinliklerini
toplum olarak birlik ve beraberliğin pekişmesi adına çok önemsediğini söyledi.
Bağcılar Belediyesince Molla Gürani Parkı yanında kurulan ramazan çadırında düzenlenen şiir gecesinde AA muhabirine açıklama yapan Çağırıcı, ilçelerinde ramazan geleneğinin 16 yıl önce bir kıl çadırla başladığını ve her yıl yeni etkinliklerle ramazana
renk katmaya çalıştıklarını söyledi.
Çağırıcı, ramazanın birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının arttığı bir ay olduğunu ifade ederek, ''Bağcılarlı hemşehrilerimiz, bir ay boyunca burada hem
iftarlarını yapıyor, hem de gerçekleştirmiş olduğumuz etkinliklere katılıyor.
Ramazan etkinliklerini, toplum olarak birlik ve beraberliğimizin pekişmesi adına çok önemsiyorum'' dedi.
Her
akşam yaklaşık 2 bin 500 kişinin iftar açtığı çadırda her kesimden insanın aynı sofra etrafında bir araya geldiğini anlatan Çağırıcı, ramazan çadırındaki iftar yemeklerinin her akşam
hayırsever bir iş adamı tarafından karşılandığını söyledi.
-''İMANLI ŞAİRLERİ ÖVEN BİR KİTABIN MENSUBUYUZ''-
Şiir gecesine katılan
şair-yazar Ekrem Kaftan da Müslümanların şiiri acz içinde bırakan bir
medeniyete mensup olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Şiiri acz içinde bırakan kitap, Kur'an-ı Kerim'dir. Kur'an-ı Kerim, Arap toplumunun şiiri zirveye taşıdığı bir dönemde bütün şairleri acz içinde bırakan edebi bir metin olarak indirilmiştir. Bu metin karşısında şairler şiiri bırakma ihtiyacı duymuşlardır. Bu medeniyet bu kadar güzel bir kitaba mensup iken şiiri de reddetmemiştir. İmanlı şairleri öven bir kitabın mensubuyuz. Onun için de tarih boyunca milletimiz şiire çok değer vermiştir. Büyük şairler yetiştirmişlerdir. Bugün de eski başarılı günlere dönmek için şiire dönmek mecburiyetindeyiz. Çünkü şiir bir medeniyetin en güzel ifade vasıtasıdır. Bu ifade vasıtasını kaybettiğimiz zaman medeniyeti ayağa kaldıramadığımız gibi, kendimizi de dünyaya anlatmaktan mahrum kalırız.''
Kaftan, günlük hayatın dilinin bir medeniyeti ifade etmeye yetmeyeceğini vurgulayarak, medeniyetin asıl dilinin şiir dili olduğunu söyledi.
Eski şairlerin, eski edebiyatçıların kullandığı dili ayağa kaldırmanın, bugünün şairlerinin birinci görevi olması gerektiğine vurgu yapan Kaftan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sokaktaki insan da kendinde bir gelişme görmek istiyorsa, medeniyete bir katkıda bulunmak istiyorsa şiir okumak zorundadır. Bu da çok fazla kitap okumak ve araştırmaya açık olmakla mümkündür. Eğitim hayatımıza şiir yeniden sokulmalıdır, aruz vezniyle, hece vezniyle eski şairlerimizin şiirleri bugüne taşınmalıdır. Bugünkü şairler de klasik üslupla şiirler yazarak, eski şairlerimizin bir
nehir olarak akıta geldikleri şiir nehrini geleceğe taşımalıdır. Şiir okuyan insanın günah işleme, hata yapma gibi kötü özellikleri ortadan kalkar. Çünkü ruhu inceldikçe, kendini tanıdıkça yaptığı hataların farkına varır, hata yaptığını fark eden insan hatadan vazgeçer. Ancak şiir okumayan bir insan duygularına ve nefsine yenilir. Hata yapmak ona gurur verir. Oysa sanatla, özellikle şiirle meşgul olan insan, kendini tanır, kendini tanıyan insan da yaratanı tanımaya çalışır.''
Kaftan, şiirin, Kur'an-ı Kerim'den sonra toplumun en çok değer verdiği sanat olduğunu belirterek, ''Mezar taşımızdan tutun da bütün kitabelerimiz, söz vasıtamız şiirdir. Onun için basit söz bizim edebiyatımızda yer bulmamıştır. Medeniyetimiz 600 yıl şiirle yükselmiştir. Ne zaman ki şiiri terk ettik, dili terk ettik, o zaman medeniyeti de dünyadaki itibarımızı da kaybettik. Küçücük bir coğrafyaya sıkışıp kaldık. Bu coğrafyanın ruhen dışına taşımak istiyorsak, önce millet olarak topyekun
büyüme hamlesi yapmak zorundayız'' diye konuştu.
Şair ve yazar Kaftan, gecede ''
Osmanlı Hasreti'', ''Tuna Nehrine Ağıt'', ''
Deprem Destanı'' ve ''
Satranç'' adlı şiirlerini okudu.
Geceye katılan Recep Garip,
Serdar Tuncer ve İkbal
Gürpınar da şiirlerini vatandaşlarla paylaştı.
(SMR-TUR-KÖS-ZG)13.08.2011 09:38:11