Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, kamuoyunda 'Hadım Yasası' olarak bilinen cinsel istismar suçlarına yönelik yeni düzenleme ile ilgili, "Elbette çocuklara karşı işlenen cinsel suçların en ağır şekliyle cezalandırılması gerekir." dedi. Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, TV Net'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Kavaf, bakanlığının icracı bakanlığa dönüşmesi ile ilgili bir soru üzerine, "Tabi bu, bakanlığın faaliyet alanını daha etkin bir şekilde sürdürmesine destek olacaktır. Taşra teşkilatlarının kurulmasına yardımcı olacak ve sosyal politikaların daha etkin bir şekilde en ücra köşelere kadar daha sağlıklı bir şekilde işlemesini ve hayata geçmesini sağlayacaktır." dedi. Kavaf, başörtülü vekil tartışmaları ile ilgili, karar merciinin partilerin ilgili kurulları olduğunu belirtti. Bakan Kavaf, şunları dile getirdi: "Karar oradan çıkacaktır. Ancak şunu söyleyebilirim; insanların bireysel tercihlerinden, inançlarından, dinlerinden, dillerinden, renklerinden dolayı en temel hak olan temel insanlık haklarından faydalanamaması düşünülemez. Bu insanlar, yıllardır sadece seçen konumunda. Seçilen konumuna geçemediler. Bu, demokrasiyi gölgeleyen bir şey. Dolayısıyla seçen insanların aynı zamanda seçilebilen insanlar olması gerekir." Kamuoyunda hadım yasası olarak bilinen cinsel istismar suçlarına yönelik yeni düzenleme ile ilgili bir soru üzerine Kavaf, "Elbette çocuklara karşı işlenen cinsel suçların en ağır şekliyle cezalandırılması gerekir." ifadesini kullandı. Yaşanan olayların, bu konuda cezaların daha caydırıcı olması gerektiğini gösterdiğini söyleyen Kavaf, şöyle devam etti: "Bu ceza değil, belki tedavi demek daha doğru olabilir, insanların bu konudaki güdülerinin, dürtülerinin kontrol edilebilmesi açısından belki ilaçla tedavi yöntemine de başvurulabilir şeklinde bir hüküm de getirildi. Perşembe günü yasa gündeme gelmişti. Daha sonra bazı noktalarda netleştirmek ve ortak bir kanaatin oluşması için alt komisyona havale edildi. Alt komisyon, çalışmasını tamamladı. Bugün şimdi, birazdan komisyonda son haliyle çıkacak. En son çıkan metinde isteğe bağlı ifadesi yok. Yani zorunlu olabilecek. Şimdi Kayseri'de adam belki ilk defa bu suçu işlemiş. Ama hem işlemiş hem öldürmüş. Yani birilerinin hayatını sonlandırmış. Bunu ikinci defa işleyip işlemeyeceğine bakmak ya da beklemek bence fazla iyimserlik olur." Bu konuda idam cezasının geri getirilmesi önerilerinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı görüşünü belirten Kavaf, "Şu ana kadar Türkiye'nin gündeminde idam cezası diye bir şey yok. Ama verilebilecek en ağır cezalar verilir tabi." dedi. ALO 183 HATTINI 1 YILDA 100 BİN KİŞİ ARADI Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında yapılan faaliyetleri anlatan Bakan Kavaf, bu çerçevede SHÇEK'in ALO 183 Hattı'nı bir yılda 100 bin kişinin aradığını söyledi. 2002 yılında 8 olan kadın konukevi sayısının bugün 67'ye yükseldiğine dikkat çeken Kavaf, "Biz önleyici tedbir olarak bu konuda kamu personelinde bir duyarlılık oluşturmak istedik. Bugüne kadar 40 bin 500 polis, 59 bin sağlık personeli, 326 aile mahkemesi hakimine eğitim verdik. Diyanetle yaptığımız protokolle 2015 yılına kadar 100 bin din görevlisine eğitim verecek çalışma başlattık." diye konuştu. "ŞİDDET ÖZENDİRİLİYOR, KANIKSATILIYOR, OLAĞANLAŞTIRILIYOR" Şiddet konusunda medyanın diline de dikkat çeken Kavaf, "Bakın çizgi filmlerde kahramanların dili korkunç şiddet içeriyor. En masum olanı kahretsin ifadesi. Onun dışında kahramanlar hep birbirlerini yok etmek üzere mücadele ediyorlar. İnternet oyunları hep öldürmek üzerine, şiddet üzerine kurgulanmış. Yerli ve yabancı televizyon dizilerinde kadın öldüresiye dövülüyor. Öldürme eylemi çok kolay, kanıksanmış olarak lanse ediliyor." diye konuştu. Küçük yaştan itibaren böyle bir zihinsel altyapı oluşturulduğunu belirten Kavaf, "Şiddet özendiriliyor, kanıksatılıyor, olağanlaştırılıyor. Başka sebepler de var. Ama şiddet bir sonuçtur bu sonuçları ortaya çıkararak sebeplerin kaldırılması noktasında da kamuoyunun ortak bir mücadele yürütmesi gerekir." şeklinde konuştu.