Kadın ve aileden sorumlu
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, kadınların medyada çoğunlukla bir
tüketim nesnesi olarak görüldüğünü, çeşitli alanlarda istihdam edilirken de bir eğlence aracı olarak algılandığını söyledi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'na bağlı
Medyalog Platformu ve Kadın Palatformu tarafından düzenlenen "Medya'da Kadın Algısı ve
İstihdam ve İstismar" konulu Kadın Çalıştayı, Bolu'nun Karacusu Beldesi'ndeki Gazelle Otel'de başladı. Çalıştay'a katılan ve burada bir konuşma yapan Devlet Bakanı Kavaf, medyanın algıların oluşmasındaki etkisine değindi. Özellikle Türkiye'de televizyon
izleme oranlarının çok yüksek olduğuna işaret eden Kavaf, "İçinde yaşadığımız
iletişim çağında medya ve özellikle televizyon güçlü söylemi ve etki alanının genişliğiyle sosyal olgular üzerindeki etkisini giderek arttırmaktadır. Çağımız insanı neredeyse gözünü dünyaya açmasıyla beraber
televizyon izlemeye başlıyor. Türkiye'de televizyon izlenme oranı yüzde 94'e ulaşırken,
gazete okuma oranı yüzde 22, kitap okuma oranı ise yüzde 5'te kalıyor. Bu güçlü etkileşim alanıyla medya,
toplumdaki güç ilişkilerini, değer yapılarını ve yeni ahlaki olguları yansıtmakta, ama aynı zamanda bunları yeniden üretmekte, değiştirmekte ve başka biçimlerde kurmaktadır." diye konuştu.
KADIN VE MEDYA
Bakan Kavaf, kadın konusunun medyada büyük çoğunlukla bir tüketim aracı olarak yer aldığını söyledi. Kadının medyada belirleyici konumdan çok belirlenen konumunda olduğuna dikkat çeken Kavaf şunları ifade etti: "Kadınların medyada çoğunlukla özne değil, bir tüketim nesnesi olarak yer aldığı görülmektedir. Kadının medyada görmezden gelinmesi, eksik temsili ya da belirli roller içinde sunulması küresel bir sorundur ve bütün dünyada üzerinde tartışılan bir konudur. Gazetelerde kadınların temsil ediliş biçimleri incelendiğinde ilk dikkat
çekici durum, gazetelerin birinci sayfalarında magazin haberleri dışında kadınların pek sık yer alamamasıdır. Çünkü birinci sayfa ağırlıklı olarak iç ve dış
politika, ekonomi gibi genellikle erkeklerin ilgi alanına girdiği varsayılan konulara ayrılmıştır. Dolayısıyla
siyaset, ekonomi, hukuk gibi konularda haber kaynağı ya da fikir alınacak uzman olarak genelde erkekler
tercih edilmektedir."
"KADINLAR ÜÇÜNCÜ SAYFA HABERLERİNE KONU OLUYOR"
Kavaf, kadınların yaşadığı en büyük sorunlardan birinin de şiddete maruz kalanların "
kurban" olarak sunulması olduğunu kaydetti. Kavaf, özellikle bu tür haberlerin gazetelerin 3. sayfalarında yoğunlaştığını hatırlatarak, "Kadına medyada yer verilmesi durumunda da şiddet gören, ihanete uğrayan,
mağdur bireyler olarak gösterilmektedir. Söz konusu araştırmaya göre haberlerde kadınlar erkeklere oranla iki kat daha fazla mağdur olarak gösterilmektedir." dedi.
Kavaf, bütün olumsuzluklara rağmen son dönemde bunun değişmeye başladığını da belirtti.
SİYET KADIN VE MEDYA
Kavaf, kadının siyasette de kadınlık özelliği ile öne çıktığını kaydetti. "Her alanda olduğu gibi kadınların siyasal hayatta temsilinde de toplumun gören ve görünen yüzü olan medyada yer alma biçimi son derece önemli rol oynamaktadır." diyen Bakan Kavaf sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadın siyasetçilere medyada yer verirken "kadın baş
bakan" ya da "kadın milletvekili" gibi "kadın" vurgusunun yapılması oldukça sık rastlanan bir durumdur. Bu noktada önce tarihimizden siyasetçi adayı ve medya ilişkisine birkaç örnek vermek, sonra da bu yıl bizim yaptığımız bir çalışmayı aktarmak istiyorum. Kurucu
Meclis seçime gitme kararı verdiğinde kadınlar seçilme hakkına sahip olmadıklarından Nezihe Muhittin'in önderliğinde "Kadınlar Halk Fırkası"nı kuruyorlar. Ve dönemin gazetelerinde "Kadınlar mebus olmak istiyor. Tek gayeleri mebus olmak" şeklinde haber oluyorlar. Bir başka haberde ise şöyle deniyor: "Hanımların mebusluğu hiç fena olmaz. Meclis'te sık sık moda etrafında münakaşalar cereyan eder. Mesela
İstanbul mebusesi ile
İzmir mebusesi arasındaki hararetli mücadeleyi bütün erkek mebusların merak ve tebessümle dinleyeceğine şüphe yoktur. Gazetelerden biri de kadınlar için şu ifadeyi kullanıyor: "Bu asabi tabiatlı cinsi latifler kırmızı rujlarıyla Meclise girseler seyretmek ne kadar da hoş olurdu..."
Kavaf, medyanın kadın siyasetçileri yaptıkları işlerle gündeme getirmesini isterken, bunun kadınları güçlendireceğini ve siyasete girmeleri konusunda cesaretlendireceğini vurguladı.
Kavaf, kadınların özellikle medyada daha etkin yer almalarına yönelik çalışmalarının olduğunu söyledi. Kavaf, bu durumun bir taraftan kadınların medyada daha etkin olarak yer almasına, diğer yandan kadınlarla ilgili haberlerin veriliş biçimini önemli ölçüde etkileyeceğini kaydetti.
YEŞİL: MEDYA SORUMLUKLARINI GÖZDEN GEÇİRMELİ
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Yeşil ise kadının hayatın merkezi, hayatın esası olduğunu söyledi. Yeşil, toplumların geleneklerini, kültürlerini kadın üzerinden bir sonraki nesle intikal ettirdiğin dikkat çekti. Medyanın özellikle kadınlarla ilgili yaptığı bazı haberlerle, toplumsal değerlerde erozyona yol açtığını vurgularken, şunları söyledi: "Kadının şiddet meselsi söz konusu olduğu zaman, belki medyaya düşecek, medyanın sorumluluk altında nazara alacağı konu, belki var olan toplumdaki problemlerin veriliş ve sunuş tarsındaki üslup açısından medyaya ciddi bir sorumluluk düştüğü kanaatindeyiz. Özellikle görsel medyada
sanal dünyada reel ve gerçek hayatta olmayan hadise ve olayları veya rol modelleri toplum nazarına sunulması toplumda bir taraftan değerler erozyonuna, bir taraftan toplumun kendi kişilik ve kültür kaymaları dağılmalarına vesile olduğu bir gerçektir."