Bakaya ve yoklama kaçağı suçlarına idari para cezası verilecek

Bakaya ve yoklama kaçağı suçlarına idari para cezası verilecek

Adalet Bakanlığı'nın yargının hızlandırılması ve iş yükünün azaltılması amacıyla hazırladığı kanun tasarısına göre bakaya ve yoklama kaçağı suçlarına idari para cezası verilecek. 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle bakaya ve yoklama kaçağı suçları, kabahate çevrilerek, idari yaptırıma bağlanıyor ve bu tür davalar mahkemelerin görev alanı dışına çıkarılıyor. Bu kabahatlerle ilgili olarak öngörülen idari para cezası, ilgilinin nüfus kaydı itibariyle bağlı olduğu askerlik şubesi başkanlığınca verilecek. Bu şekilde 100 bini aşkın dosyanın adliyelere gelişinin önlenmesi hedefleniyor. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan değişiklikle ise disiplin ve tazyik hapsi gerektiren eylemlerde parasal bir sınır öngörülerek, bu sınırın altında kalan icra suçlarının mahkeme önüne gelmesi engelleniyor. Toplam alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 16 yaşından büyükler için belirlenen brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde disiplin ve tazyik hapsi uygulanmayacak. 2010 yılında mahkemelere bu türden 300 bini aşkın dosya geldi. Yapılan değişiklikle bu dosyaların büyük kısmının mahkeme önüne gelmesi önlenecek. Ancak nafakadan doğan takiplerde bu hüküm uygulanmayacak. Tasarıya göre; pasaportsuz yurda giriş ve yurttan çıkış, idarece belirlenen giriş kapıları dışındaki yerlerden yurda giriş ve yurttan çıkış gibi suçlar da kabahate çevrilerek idari para cezasına bağlanıyor. 5682 Sayılı Pasaport Kanunu'nda yapılan değişiklikle yargının iş yükünü artıran ve kanunun 33., 34. ve 35'inci maddelerinde yer alan suçlar, kabahate çevrilerek, mahkemelerin görev alanı dışına çıkarılıyor. Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) istatistik verilerine göre 2010 yılında cumhuriyet savcılıklarına yaklaşık 9 bin, mahkemelere ise yaklaşık 3 bin dosya geldi. Bu şekilde söz konusu dosyaların adliyelere gelişi önlenecek. CEZA DAVALARINDA HARÇ GELİYOR Düşük ve devrikten emval toplamak, izinsiz dal, çırpı toplamak gibi basit orman suçları kabahate çevriliyor. 6831 Sayılı Orman Kanunu'nda yapılan değişiklikle, 91'inci maddenin beşinci fıkrasında yer alan düşük ve devrikten emval toplamak, izinsiz dal ve çırpı toplamak gibi basit orman suçları kabahat niteliğine dönüştürülüyor ve idarî para cezası yaptırımına bağlanıyor. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında adliyelere bu suçlardan yaklaşık 4 bin dosya geldi. Tasarıda; ceza davalarında istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru için harç getiriliyor. 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nda yapılan değişiklikle, davayı uzatma amacına yönelik kanun yolu başvurularının engellenmesi amacıyla ceza mahkemeleri kararlarına karşı kanun yoluna müracaat durumunda da -göreceli olarak az miktarda- harç alınması usulü getiriliyor. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında ceza mahkemelerinden verilen yaklaşık 270 bin karar, temyizen Yargıtay'a geldi. İcra mahkemelerinden verilen yaklaşık 38 bin karar da itirazen ağır ceza mahkemelerine gitti. Yapılan bu değişiklikle, söz konusu kanun yolu başvurularının önemli bir kısmının önleneceği düşünülüyor. Mirasçılık belgesi alınması ile terk eden eşin ortak konuta davet edilmesinin mahkemeye başvurulmadan noterden de yapılabilecek. 1512 Sayılı Noterlik Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikle, çekişmesiz yargı işi niteliğinde bulunan, terk eden eşin ortak konuta davet edilmesine ve mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin işlemlerin mahkemeler yanında noterler tarafından da yapılabilmesi imkânı getiriliyor. Bu şekilde söz konusu hizmetlerin süratli ve verimli bir şekilde yürütülmesi amaçlanıyor. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında terk eden eşin ortak konuta davetiyle ilgili olarak 2 bin 570, mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili olarak ise yaklaşık 445 bin dosya mahkemelere geldi. Yapılan değişiklikle bunlar, mahkemelere gelmeye gerek kalmaksızın noterden de yapılabilecek. DANIŞTAY'IN BAKTIĞI BİR KISIM DAVALAR İDARİ MAHKEMELERE BIRAKILIYOR Adalet Bakanlığı tasarısına göre bakanlıkların ülke çapında olmayan bölgesel alanda uygulanacak düzenleyici işlemlerine karşı yapılacak başvuruların Danıştay'a gelmeden ilk derece mahkemesi olarak idare mahkemelerinde görülmesi öngörülüyor. 2575 Sayılı Danıştay Kanunu'nun 24'üncü maddesinde yapılan değişiklikle, Danıştay'ın iş yükünü azaltmak amacıyla, ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı bir kısım davalar idarî mahkemelerin görev alanına bırakılıyor. Bu kapsamda bakanlıkların ülke çapında olmayıp, bölgesel bir alanda uygulanacak düzenleyici işlemlerinden doğan davalar (örneğin imar planı uygulamaları) idarî mahkemelerce görülecek. İdare mahkemelerince verilen ve temyiz incelemesi için Danıştay'a gelen bazı davaların itiraz incelemesinin bölge idare mahkemelerinde yapılarak kesinleştirilmesi öngörülüyor. 2577 Sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 45'inci maddesine yapılan değişiklikle, halen temyiz incelemesi için Danıştay'a gelen bir kısım davaların, itirazen bölge idare mahkemelerince incelenip kesin olarak karara bağlanması öngörülüyor. Böylece Danıştay'ın iş yükünün azaltılması hedefleniyor. Bu kapsamda, idare ve vergi mahkemelerinden verilen; İlk ve orta öğretim öğrencilerinin kayıt, nakil, ilişik kesme, disiplin ve sınıf geçmeleri ile notlarının tespitine ilişkin işlemlerden; Yükseköğretim öğrencilerinin kayıt, nakil, öğrencilikle ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuranlar dışında kalan disiplin cezaları, sınıf geçme ve notlarının tespitine ilişkin işlemlerden; Kamu görevlileri hakkında tesis edilen geçici görevlendirme, vekâleten atama, ikinci görev, görevden uzaklaştırma, yolluk, lojman, izin ve il içi naklen atama işlemlerinden; Kamu görevlilerinin, görevle ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuranlar dışında kalan disiplin cezalarından; Taşınmaz mal zilyetliğine yapılan tecavüzlerden kaynaklanan işlemlere ilişkin davalar; Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mazbut ve mülhak vakıflara ait taşınmazların tahliye işlemlerinden; Kamu kurum ve kuruluşları tarafından sosyal yardım amacıyla bağlanan aylık ve yapılan sosyal yardımlarla ilgili uygulamalardan; Asker ailesine yardım ile ilgili işlemler hakkında açılacak davalardan; Karayolları Trafik Kanunu uyarınca valiliklerce, kaymakamlıklarca ve belediyelerce tesis edilecek işlemlerden; Belediyelerin ulaşım ve toplu taşımaya ilişkin işlemlerinden, İmar Kanunu ve diğer kanunlar uyarınca tesis edilen mühürleme, durdurma, yıkım kararları ile bunlara ilişkin olarak verilen para cezaları ve bu cezaların tahsili amacıyla tesis edilen işlemlerden; Tek hâkim tarafından karara bağlanan vergi ve diğer kamu alacaklarının asıllarına bağlı ceza, faiz, gecikme faizi ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un bunlar hakkında uygulanmasından; Konusu 50 bin lirayı aşmayan idari işlemler ile bu miktarı aşmayan tazminat istemlerinden, kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihai kararlar ile tek hakimle verilen nihai kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebilecek. ÇÖZÜM MERCİİ GELİYOR Cumhuriyet savcılıkları arasında çıkan yetki uyuşmazlıkları için ise çözüm mercii getiriliyor. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikle, soruşturma aşamasında cumhuriyet başsavcılıkları arasında çıkan olumsuz yetki uyuşmazlıklarının çözüm mercii belirlenerek soruşturmaların gecikmesi önlenecek ve yetkisizlik uyuşmazlığından kaynaklanan iş yükü azaltılıyor. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında yaklaşık 35 bin dosyada karşı yetkisizlik kararı verildi. Ağır ceza mahkemesi başkanlarının itirazen inceledikleri işlerin bir kısmının, ağır ceza mahkemesi üyelerince de karara bağlanabilmesi öngörülüyor. Ağır ceza mahkemesi başkanlarının iş yükünün azaltılması amacıyla, 'kovuşturmaya yer olmadığına dair karar'lara yapılan itirazlar, başkan veya görevlendireceği üye tarafından da karara bağlanabilecek. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılında yaklaşık 32 bin dosya itiraz üzerine sadece ağır ceza mahkemesi başkanları tarafından karara bağlandı. Ceza mahkemelerince verilen kararlardaki kesinlik sınırı artırılıyor. 5271 ve 5320 sayılı kanunlarda yapılan değişikliklerle, ceza mahkemelerince verilen ve kesin olan hükümlerdeki 2 bin TL kesinlik sınırı, 3 bin TL'ye çıkarılıyor. Bununla birlikte, bu konudaki Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınarak hapis cezasından çevrilen para cezalarına karşı ise kanun yolları bakımından herhangi bir sınır öngörülmüyor. UYAP istatistik verilerine göre 2010 yılının adli para cezası miktarı 3 bin TL'den az olan ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda ekim, kasım ve aralık aylarında temyiz edilen dosya sayısı 19 bin 500 civarında. Tasarıda; Kabahatler Kanunu uyarınca idari yaptırım kararlarına karşı yapılacak başvurularda son karar merciinin ağır ceza mahkemesi olması yerine asliye ceza mahkemesi olması öngörülüyor. İdarelerce verilen idari yaptırım kararlarına karşı sulh ceza mahkemelerine yapılan başvurular üzerine mahkemenin vermiş olduğu son karara karşı itiraz merciinin ağır ceza mahkemesi olması yerine asliye ceza mahkemesi olması düşünülüyor.
<< Önceki Haber Bakaya ve yoklama kaçağı suçlarına idari para cezası... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER