Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, hürriyet ve istiklalin sadece sloganla ve bağırmakla olmayacağını söyledi. "
Hürriyet ve istiklalin güçlü bir ekonomiye, itibarlı bir dış
politika ve büyük bir vizyona bağlı olduğunu" belirten Erdoğan, "Ekonomisi zayıf olan, uluslar arası itibardan, güçten söz edemez. Ekonomisi zayıf olan, demokrasiyi, insan haklarını ideal anlamda, ileri manada tesis edemez." ifadelerini kullandı.
Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yıldönümü sebebiyle
Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen şölene; Başbakan Erdoğan ve eşi
Emine Erdoğan'ın yanı sıra,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet Bakanı
Hayati Yazıcı,
Sağlık Bakanı Recep
Akdağ,
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay,
İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş,
AK Parti İstanbul İl Başkanı
Aziz Babuşcu ve binlerce Erzurumlu katıldı.
Başbakan Erdoğan, şölendeki konuşmasına deprem ve tsunami felaketiyle sarsılan Japonya'ya
başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ileterek baladı. Erzurum ve
Türkiye'nin depremin ne olduğunu çok iyi bildiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Kızılay'ın hazır bir şekilde Japonya'dan gelecek cevabı beklediğini söyledi.
Türkiye'nin bugün Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşu ve
İstiklal Marşı'nın kabulünün 90. yıldönümünü birlikte yaşadığına işaret eden Erdoğan, "Bundan 90 yıl önce, 12
Mart 1921'de,
İstiklal Marşımız Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nde okundu, ayakta dinlendi ve gözyaşları içinde, alkışlar içinde kabul edildi. Şunu söylemek istiyorum: İstiklal Marşı, bizim yüreğimize nakşolunmuştur. İstiklal Marşı, bizim zihnimize adeta kazınmıştır. İstiklal Marşı, bizim tarihimizdir, bugünümüzdür, istikbalimizdir." diye konuştu.
Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı ile ilgili "İstiklal Marşı. O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir o milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur." sözlerini hatırlatan Erdoğan, İstiklal Marşı'nın yazarı Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle andığını dile getirdi.
"MİLLETİN HÜRRİYET VE İSTİKLAL HAKKINI EBEDİYYEN KORUYACAĞIZ"
İstiklal Marşı'nın son kıtasını okuyan Erdoğan, "Hürriyet, bu ay yıldızlı bayrağın hakkıdır. İstiklal, bu milletin hakkıdır. Biz bu hakkı ebediyen koruyacak, bu hakka ebediyen halel getirmeyeceğiz." diye konuştu.
Hürriyet ve istiklalin sadece sözle, sloganla, heyecanlı nutuklar atarak ve bağırarak sağlanamayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hürriyet ve istiklal, güçlü bir ekonomiyle, itibarlı bir
dış politikayla, büyük hedeflerle, büyük vizyonla sağlanır. Ekonomisi zayıf olan,
bağımsızlıktan bahsedemez. Ekonomisi zayıf olan, uluslararası itibardan, güçten söz edemez. Ekonomisi zayıf olan, demokrasiyi, insan haklarını ideal anlamda, ileri manada tesis edemez. İşte biz bu hissiyatla, güçlü bir ekonomiyi, ileri demokrasiyi, itibarlı dış politikayı bir arada tesis ediyor, hürriyetimizi, istiklalimizi daha güçlü temeller üzerinde muhafaza ediyoruz."
Birinci Dünya
Savaşı'nda Erzurum'daki 3. Ordu'nun harekât kararı almasıyla tüm orduların Sarıkamış'a doğru hareket ettiğini hatırlatan Erdoğan, binlerce Mehmetçiğin Allahuekber Dağları, Otul,
Tortum, Marman, Pasinler, Horasan ve Köprüköy'e şehit olduğunu söyledi.
Türk askerinin elleri, ayakları gözyaşları ve tüfeklerinin mermilerini dahi donduğunu aktaran Erdoğan, "Bizim askerlerimizin elleri, ayakları donmuştu, gözyaşları donmuştu; tüfekleri, tüfeklerindeki mermileri donmuştu. Erzurum ayazında adeta Mehmet'in hayalleri donmuştu. Ama düşman askeri, tam donanımlı, tam teçhizatlı biçimde, en kalın
elbiseler içinde, Sarıkamış'a kadar olan
tren yolunu kullanarak Mehmet'in karşısına çıkmıştı. Düşman askeri, çok uzak diyarlardan trenle Sarıkamış'a kadar gelirken, bizim askerlerimiz, Haydarpaşa'dan trene biniyor, 3 gün 3 gece
yolculuk yapıyor, Niğde'nin Ulukışla ilçesine kadar trenle gelebiliyordu. Oradan Erzurum 900 kilometre… Bizim askerlerimiz, Mehmetçiğimiz, yaya olarak, 52 günde Erzurum'a ulaşabiliyordu. Ne ayağında postal kalıyor, ne üzerinde elbise kalıyordu. Savaşacak, vatanı savunacak mecali zor buluyordu." ifadelerini kullandı.
Bu acı hatıralardan çok önemli dersler çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, "Eğer yol yoksa,
zafer yoktur. Yol yoksa, istiklal yoktur, bağımsızlık, hürriyet yoktur. Yol yoksa,
medeniyet de yoktur." şeklinde konuştu.
"YOL OLMAMASININ BİR ADI DA YOLSUZLUKTUR"
Bu düşünceyle yola çıktıklarını anlatan Erdoğan,
Cumhuriyet tarihinde 79 yılda yapılan toplam bölünmüş yolun 6 bin 100 kilometre, kendi dönemlerinde ise 13 bin 600 kilometre olduğunu belirtti. Erdoğan,
hesap yapılması halinde AK Parti'nin iktidarda olması halinde 80 yılda 130 bin kilometre yol yapacaklarını vurguladı.
İktidara geldiklerinden bu yana '3Y' sloganıyla hareket ettiklerini bildiren Erdoğan, bunun 'yolsuzluk,
yoksulluk ve yasaklar' olduğunun altını çizdi.
Yol olmamasının bir adının da 'yolsuzluk' olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Öyle değil mi? Paran varsa yolu yaparsın paran yoksa adama sorarlar 'nereye gitti bu para'. İşte o para yolsuzluğa gitti. İşte bizim iktidarımız bunu aştı. Sadece bu mu? Erzurum'un güzel bir atasözü var, ne söylemişler Dadaşlar; 'Dağ ne kadar yüce olursa olsun yol onun üzerinden aşar' demiş. O yüce dağların üzerinden yolları aşırdık, inşa ettik ve Erzurum'a ulaştık işte farkımız bu." dedi.
"SAVUNMA SANAYİNDE ABD, İSRAİL VE TÜRKİYE VAR"
Sadece yol yapmadıklarını; Türkiye'yi her açıdan geleceğe hazırladıklarını belirten Erdoğan,
savunma sanayine yapılan yatırımlara da değindi.
Savunma sanayinin 8 yılda çok farklı bir yere geldiğini belirten Erdoğan, bu yıldan itibaren Türkiye'nin milli
piyade tüfeğinin
seri üretimine başladığını aktardı.
'
Altay' adında bütün alt sistemleriyle
yerli modern tankın imalatına başlandığını bildiren Erdoğan, 'Atak' adlı yerli helikopterin de
test uçuşlarının bu yıl başlayacağını belirtti.
Erdoğan, şunları söyledi: "Anka adı altında insansız hava
araçlarını biz tasarlıyor, biz imal ediyoruz. Özel
sektör de yapmaya başladı. Türkiye artık ABD ve
İsrail'den sonra dünyada insansız
hava aracı imal edebilen üçüncü
ülke oldu. Türkiye'nin ilk savaş gemisi Milgem'i tamamıyla öz kaynaklarımızla inşa ettik. Kendi imalatımız olan
Göktürk uydusunu inşallah 2012'de uzaya gönderiyoruz.
Dünyadaki 100 büyük
savunma sanayi kuruluşu içinde artık Türkiye de var. Malezya'nın zırhlı tekerlekli araçlarını, Birleşik Arap Emirlikleri'nin silahlı güvenlik botlarını, Suudi Arabistan'ın zırhlı araç modernizasyonunu, Hollanda'nın alçak irtifa savunma sistemini, Pakistan'ın F-16 modernizasyonunu,
Güney Kore'nin simülatörlerini biz üretiyoruz, Türkiye üretiyor, Türk firmaları üretiyor. Artık dünyaya teknoloji
ihraç eden bir ülke haline geldik."
Hükümet olarak aynı hız ve şevkle yatırımlara devam edeceklerini belirten Erdoğan, Cumhuriyet'in 100. yıldönümü
2023 yılında Türkiye'yi dünyanın 10. ekonomisi yapacaklarını belirtti.
Hedeflerini belirlediklerini ve bu hedefler doğrultusunda emin adımlarla ilerlediklerini belirten Erdoğan,
12 Haziran'ın bu anlamda önemli bir dönüm noktası olacağını şu sözlerle ifade etti: "12 Haziran inşallah bir dönüm noktası olacak. 12 Haziran, 2023 hedefleri için bir milat olacak. Türkiye, 12 Haziran'dan itibaren daha güçlü, daha aydınlık, daha huzur dolu bir geleceğe doğru kararlı adımlarını atmaya başlayacak."