Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
buzdolabı,
çamaşır makinesi ve kömür gibi ihtiyacı olan vatandaşlara yapılan sosyal yardımların sadaka dağıtımı olmadığını, devletin görevi olduğunu söyledi. Tüketim çılgınlığına da dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Bizim medeniyetimiz bizim kültürümüz toplumsal yapımız sınırsız
tüketime sınırsız harcamaya acımasız
rekabete özellikle de benciliğe müsamaha göstermez. Biz insanı sadece ve sadece bir
tüketici olarak gören anlayışın yanında olamayız." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Yeşilköy'deki WOW Otel'de düzenlenen
İstanbul Shopping Fest'in resmi açılışı ve "Türkiye'nin markaları Türkiye'nin çocuklarını giydiriyor" kampanyasının plaket törenine katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, İstanbul Shopping Fest Festivali'nin hazırlanmasında destekte bulunan herkese teşekkür etti.
Bu tür festivallerde sınırsız tüketime dikkat edilmesi ve yoksulun gözetilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Bizim medeniyetimiz bizim kültürümüz toplumsal yapımız sınırsız tüketime sınırsız harcamaya acımasız rekabete özellikle de benciliğe müsamaha göstermez. Biz insanı sadece ve sadece bir tüketici olarak gören anlayışın yanında olamayız. Esasen paylaşımın,
dayanışmanın ve yoksulların gözetilmediği bir sistemin sağlıklı ve sürdürülebilir olması da mümkün değildir. Son küresel
ekonomik krizin dünyaya yaydığı en önemli
mesaj da bu yönde olmuştur. Bir taraf sınırsız harcarken, diğer tarafta
yoksulluk derinleşmiş
adalet duygusu incinmiş dengesizlik küresel ölçekte bir kriz olarak tezahür etmiştir. Son küresel krizden
ders alarak sınırsız tüketim ve acımasız rekabet konusunda herkesin kendisini etraflıca sorgulaması ve vicdan muhasebesi yapması gerekiyor." diye konuştu.
Bölgedeki gelişmelere de değinen Başbakan Erdoğan, "
Kuzey Afrika'da son dönemde yaşananları incelediğinizde altında bu tespitimin yattığını göreceksiniz. Dünyadaki iletişimin artık nereleri nasıl
tahrik ettiğini göreceksiniz. Günde1 doları bile bulamayan insanların yaşadığı bir dünyadayız. Bu insanlar sağda solda bir bakıyorsunuz bir mağazanın camında vitrindeki ekrandan bazı güzellikleri görüyor ve o iç dünyasındaki sarsıntılar bir intikam hissine kine nefrete dönüşebiliyor. İşte bunu aşabilmek için paylaşımcı olmak lazım. Dayanışma içinde olmak bizim kültürümüzde ve medeniyetimizde bu var." ifadelerini kullandı.
"SOSYAL YARDIMLARA SADAKA DEMEK O VATANDAŞIN ONURUYLA OYNAMAKTIR"
Son dönemde tartışmalara sebep olan buzdolabı
çamaşır makinesi ve
kömür dağıtımı gibi sosyal yardımlar hakkında da konuşan Başbakan Erdoğan, "Eğer bizim Türkiye'miz eğer onların yaşadığı bu sıkıntıları yaşamıyorsak bilesiniz ki hani birilerinin 'sadaka kültürü' diye ifade ettiği mantık var ya aslında bizim devlet olarak yaptığımız bir sadaka dağıtımı değildir. Bizim devlet olarak yaptığımız demokratik laik sosyal bir hukuk devletinin gereği olarak sosyal devletin gereği olan o garip gurebayı fakir fukarayı bulup
arama görevini bize yüklediği için onları bulma anlayışıdır, sadaka anlayışı değildir.
Sadaka bireyseldir zenginlerin fakiri arayıp bulmak suretiyle sağ elin verdiğini sol elin görmediği bir anlayıştır. Bizim yaptığımız sizlerin devletimize verdiğiniz vergilerle fakir fukarayı arayıp bulup eğitimde sağlıkta erzak dağıtmada kömürünü sobasını ulaştırmada sosyal dayanışma vakfımızla onlara
hizmet vermektir. Buna sadaka demek o vatandaşların onuru ile oynamaktır. Bunu hiç kimse bir başka yere çekmesin. Bugüne kadar bu yapılmadıysa görev ihmalidir. Bugün yapılıyorsa bu görevin yerine gelmesidir." şeklinde konuştu.