Basında Sansürün Kaldırılışının 103. Yıl Dönümü

Basında Sansürün Kaldırılışının 103. Yıl Dönümü

Edirne Gazeteciler Derneği (EGD) Başkanı Derya Sarılarlı, ''Demokratik sistemin sağlam temellere sahip olması için basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir'' görüşünü bildirdi. Sarılarlı, Basında Sansürün Kaldırılışının 103. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, günümüzde çağdaş toplumların vazgeçilmezi olan demokrasinin en önemli unsurlarından birisinin basın ve ifade özgürlüğü olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Demokrasinin sağlıklı çalışabilmesi için basının hür olması, önüne konulan engellerin kaldırılması gerekmektedir. Günümüzde bazı kanunlarla gazeteciler ifade özgürlüğünü yeterince kullanamamakla birlikte, çok sayıda adli takiple de karşı karşıya olmaktadır. Bunların aşılması için son yıllarda yapılan çalışma ve girişimleri takdir ediyor ve destekliyoruz. Ancak daha yapacak çok şeyin olduğunu da biliyoruz. Sistemin işleyişi için gazete, gazeteci kavramlarının daha kapsamlı ele alınıp, yayımcılık konusunda bazı düzenlemelerin gerilmesi de mesleğimizin saygınlığı ve kalitesini artıracaktır.'' Edirne'de son yıllarda çok sayıda gazeteci hakkında çeşitli nedenlerden dolayı davalar bulunduğunu, bunun kendilerini üzdüğünü ifade eden Sarılarlı, ''Bizler toplumu en doğru şekilde bilgilendirme görevini üstlenmiş, kamu görevi yapan kişileriz. Birbirinin açığını arayan, birbirlerine sahip çıkmayan bir meslek grubunda olduğumuza inanmıyorum. Böyle kişiler varsa bunlar aramızdan ayıklanacaktır'' ifadelerini kullandı. -BASIN BAYRAMI- Basın Bayramı ile ilgili en güzel tanımlama şöyle yapılmış: ''1908'in yaz ayları 2. Abdülhamit için zor geçiyordu. Selanik'ten yayılan İttihatçı isyanını ne Şemsi Paşa bastırabilmişti ne Müşir Osman Paşa. Binbaşı Enver Bey ve adamları dağlardaydı. Ayaklanmanın 40. gününde Abdülhamit geri adım attı. Bir başka açıdan da ileriye doğru atılmış bir adımdı bu... 24 Temmuz 1908;de 2. Meşrutiyet ilan edildi. Osmanlı Matbuat Cemiyeti adıyla örgütlenmiş gazetecilerin büyük bölümü meşrutiyeti sevinçle karşıladılar. Sansürün karşısına dikilebileceklerdi artık. 1876'dan kalma sansür kararnamesini uygulatmayacaklardı. Yani sansür memurları yayından önce gazeteleri kontrol edemeyecekti. Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam Gazetesi'nin sahibi Ahmet Cevdet ile Sabah Gazetesi sahibi Mihran Efendiler, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını aynı sözlerle geri çevirdiler; gazeteler hürdür, sansür yasaktır. 25 Temmuz 1908 sabahı dağıtılan gazeteler farklıydı artık. Uzun yılların ardından ilk kez sansür memurlarının değil gazetecilerin tercihlerine göre basılmışlardı. Özgürce yayımlanan gazetelere halkın ilgisi de büyük oldu. Bazı gazeteler satışlarını 2 binlerden 5 binler düzeyine çıkardı. Fiyatı 10 kuruş olan İkdam karaborsada yarım liraya kadar alıcı bulabildi. Bir ay içinde 200 yeni gazete için yayın hakkı alındı. 24 Temmuz bir anlamda gerçek gazeteciliğin patlama yaptığı gündü. Bu nedenle 24 Temmuz Cumhuriyet Dönemi'nde Türk Basınından Sansürün Kaldırılması ve Basın Bayramı olarak ilan edildi. Daha sonra kutlamalar ''Geleneksel Gazeteciler Günü'' adı altında yapılmaya başlandı. Türkiye'deki basın kuruluşları zaman zaman 24 Temmuz 1908 öncesini hatırlatan dönemlerden geçtiler, ama 24 Temmuz simge olarak önemini hiç kaybetmedi.'' (GÜR-BAR-YLZ)23.07.2011 09:50:54
<< Önceki Haber Basında Sansürün Kaldırılışının 103. Yıl Dönümü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER