Eski
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım,
Kanal İstanbul'un Türkiye'de parasal olarak yapılmış en büyük proje olacağını söyledi.
Projenin genel bütçeden karşılanmayacağını ifade eden Yıldırım, "Bir bedel telaffuzu yapmak yanlış olur. '10 milyar, 15 milyar' tahmininde bulunanlar var. Bu proje kamu, özel
sektör ortaklığı olacak. Yani yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecek." dedi.
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay ise, 'Projeyi daha önce şu söyledi, bu söyledi'
tartışmasının boş bir tartışma olduğunu, bunu yapabilecek iradenin ilk defa belirdiğini aktardı.
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından
Ataköy Sheraton Otel'de verilen geleneksel yemeğe
Ertuğrul Günay ve
Binali Yıldırım katıldı. Katılımcılara hitaben konuşan Binali Yıldırım, ulaşımın ve turizmin birbiriyle çok bağlantılı olduğunu belirtti. Turizmin bu
ülkenin zenginliğine zenginlik kattığını söyleyen Yıldırım, "Bizim
2023 hedefimiz, ekonomide 10 büyük ülke arasına girmek. Aslında turizm sektörü, bunu şimdiden başarmış. Sektörün hedefleri ülke hedeflerinin çok daha önünde gidiyor." diye konuştu. Seçim bölgesi İzmir'e değinen Yıldırım, İzmir'in Türkiye'nin gelişimine paralel olarak büyümediğini dile getirdi. Yıldırım, İzmir'in
yatak kapasitesinin Belek'ten daha düşük olduğunun altını çizdi.
Konuşmaların ardından çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım ve Günay,
Kanal İstanbul projelerini değerlendirdi. Binali Yıldırım, projenin çok büyük olduğunu ve bileşenlerinin fazla olduğunu söyledi. Projenin İstanbullulara şehrin daha fazla kullanımı imkanı vereceğini aktaran Yıldırım, "Bu yeni bir
yaşam alanı oluşturma projesidir. Projenin
maliyeti şüphesiz ki yapılacak jeolojik tetkikler ve sondajlarla net olarak ortaya çıkacak. Güzergahta bununla ilgili bu çalışmaları yapmadan yer altı ve yer üstü su kaynaklarının onların korunmasına yönelik tedbirleri almak için mutlaka çalışma yapılması gerekiyor. Bir bedel telaffuzu yapmak yanlış olur. Aşağı yukarı tahminler yapılıyor. '10 milyar, 15 milyar' diyen var. Ama proje parasal olarak bu güne kadar Türkiye'de yapılmış olan en büyük proje. Onu söyleyebilirim. Tabi proje genel bütçeden karşılanmayacağı için maliyet noktasının da bu anlamda çok büyük bir şeyi yok. Esprisi yok. Bu kamu
özel sektör özel ortaklığıdır. Yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecektir." ifadesini kullandı.
'Projenin yapımı sırasında doğanın bozulacağı' yönündeki eleştirilere de değinen Yıldırım, bu konuda hassas davrandıklarını söyledi. Çevrecilerin ve mimarların 'kılı kırk yararak' hesaplar yaptıklarını ifade eden Yıldırım, İstanbul'un yeşil alanlarıyla tarihi mekanlarının korunacağını dile getirdi.
Bir gazetecinin "Montrö
Boğazlar Sözleşmesi var. Tankerler nasıl bu kanala yönlendirilecek, nasıl ikna edilecek." şeklindeki soruya Yıldırım şöyle karşılık verdi: "Bizim kimseyi ikna etme bir konumumuz yok. Bu ülkenin hükümranlık haklarını kullanmak bu ülkeye aittir. Montrö sadece boğazdan masum geçiş hakkı verir. Bunun dışında başka bir
yaptırım hakkı yok. Bizim geçişi engellemek için bir düşüncemiz de olamaz. Ticari kaygılarla bu kendiliğinden
tercih edilecek bir yol."
GÜNAY: ŞU SÖYLEDİ BU SÖYLEDİ TARTIŞMASI BOŞA
Bakan Ertuğrul Günay ise, boğazdan
tehlikeli madde taşıyan tankerlerin geçişi sırasında sürekli tehlike saçtığını aktardı. Zaman zaman burada kazalar da yaşandığını belirten Günay, "Büyük felaketlerin eşiğinden dönüldü. Projenin başka faydaları da vardır ama ben bu projenin İstanbul'u tehlikelerden arındırması acısından büyük bir ilgi duyuyorum. Bu bir hayaldi Osmanlıdan yıllardan beri konuşulan bir hayaldi. Bu hayali daha önceki yıllarda 'şu söyledi bu söyledi' tartışması boş bir tartışmadır. İlk defa bunu yapabilecek bir irade beliriyor. Gerçekçi proje olarak ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu.