Boynuz Saplı ''Sivas Bıçağı''nın, Tezgahlara Uzanan Serüveni

Boynuz Saplı ''Sivas Bıçağı''nın, Tezgahlara Uzanan Serüveni

Emine Konuk - Dünyaca ünlü ''Sivas bıçağı'', yapımında ham madde olarak kullanılan boynuz ve çelik, ustaların ellerinde işlenerek zorlu aşamalardan geçtikten sonra tezgahlardaki yerini alıyor. Kentte geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan ve köklü bir kültürü olan bıçakçılık geleneği, günümüzde sayıları 30-35 kadar bıçak ustası ile yaşatılmaya çalışılıyor. Sivas bıçağının yapımında ham madde olarak kullanılan büyük ve küçükbaş hayvanlara ait boynuz, kurutularak temizlendikten sonra ocakta kor ateşte ısıtılıyor, istenilen boyutta kesilerek, mengenede düzeltilip, şekil veriliyor. Daha sonra bıçak için kullanılan çelik, kesildikten sonra usta tarafından ocakta ısıtılıyor. Örste dövülerek inceltilen çeliğe, namlu biçimi veriliyor. İlk düzenlemeden sonra tırnak oyuğu açılan çelik, su verilerek parlatılıyor. Testereyle içi oyulan boynuz ise bıçak ustalarının ''elde resim yapma'' dedikleri son düzenlemeden geçirildikten sonra rendeleniyor ve zımparalandıktan sonra sap haline getiriliyor. Çelik, sapın uç bölümünde açılan oyuğa yerleştirilip, delinerek çivileniyor. Çivi başları birer pul konduktan sonra ezilerek, çarkta parlatılıyor. Ustaların ellerinde işlenerek zorlu aşamalarından geçtikten sonra tezgahlardaki yerini alan Sivas bıçağı, yurt içi ve yurt dışından büyük talep görüyor. Sivaslı bıçak ustası İsmail Gölebatmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bıçakçılığın ustalık ve sabır isteyen bir meslek olduğunu belirtti. Bıçağın ham madde olarak kendilerine geldiğini, işlenmiş bir vaziyette çıktığını ifade eden Gölebatmaz, boynuzu bekleme, kurutulma ve temizleme gibi aşamalardan geçtikten sonra işlediklerini söyledi. Boynuza şeklini verdikten sonra çeliğin yapımına başladıklarını anlatan Gölebatmaz, Sivas bıçağında isteğe bağlı 3-4 dört çeşit çelik kullandıklarını anlatarak, ''Bıçak bize ham madde olarak gelir, işlenmiş çıkar. Çok emekli, işçilikli bir sanat, ancak kıymeti bilinmiyor. En başta bir marka olmalıyız. Ama önce ustalarımızın marka olması, daha sonra ürünlerimizin marka olması lazım. Biz iyi, kaliteli olursak, ürünlerimiz de markalı olur, tescilli olur'' dedi. Gölebatmaz, Sivas bıçağının markalaştırılmasına çalıştıklarını belirterek, en büyük sorunlarının patent, tescil sorunu olduğunu, patentin alınmasıyla Sivas bıçağının hak ettiği değere ulaşacağını kaydetti. Sivas bıçaklarının taklitlerinin çok olduğunu belirterek, üzerindeki soğuk damgaya dikkati çeken Gölebatmaz, ustanın imzasının bıçağın üzerinde olması gerektiğini söyledi. Gölebatmaz, ''Bıçakta soğuk damgayla Sivas ismi olacak. El bıçağında hem ismimiz yazar, hem de Sivas yazısı yazar. Bu yüzde yüz Sivas markasıdır'' dedi. Gölebatmaz, kentteki küçük esnaflara, sanatkarlara yönelik el sanatları çarşısının acilen açılması gerektiğini de ifade ederek, ''Bu bizim kanayan yaramız. El sanatları çarşısı olursa değerimiz artar, sanatkarın değeri ortaya çıkar'' diye konuştu. Bıçak ustası olan kardeşi İbrahim Gölebatmaz da özelikle kredi yönünden destek beklediklerini belirterek, ''Yeni Zelanda'ya döner bıçağı yapıp satıyorum. Yılda 5-10 satıyorum niye yılda bin tane satmayayım. Daha çok emek, daha çok iş, daha çok gelir'' diye konuştu. -VALİLİK BIÇAKÇILIĞIN YAŞATILMASINA KATKIDA BULUNACAK- Sivas Valisi Ali Kolat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bıçakçılığın kentte çok eskiden beri devam eden bir sanat türü olduğunu belirtti. Kentte bıçakçıların geçmiş yıllarda kılıç yaptıklarını, kılıç devri bitip, silahlar devreye girince ustaların bıçak yapımına yöneldiğini anlatan Kolat, ''2. Abdülhamit döneminde 1808'lerden 1930'lu yıllara kadar kayıtlarda da var. Sivas, bıçakçılığın konumu merkezindeymiş. Şu an bu işi sürdüren arkadaşlarımız var ama artık eski cazibesini kaybetti gibi. Bir de pazar konusunda sorun var. Biz bıçakçılığın biraz daha canlandırılmasını, tanınmasını, kalitenin de korunmasını istiyoruz'' dedi. Vali Kolat, bıçakçılık geleneğini yaşatmak için yeni kurslar açarak yeni bıçak ustaları yetiştirmeyi amaçladıklarını, bunun çalışmasını yaptıklarını söyledi. Sivas bıçağının tanıtılmasına da katkı sağlamayı planladıklarını belirten Kolat, ''Amacımız bu ustalığın, geleneğin devam etmesi. Bu konuda ekmek yiyenlerin ekmek yemeye, kazanmaya devam etmeleri, bu güzel işçiliğin gelecek nesillere aktarılmasıdır. Bunlara yönelik çalışmalarımız olacak'' dedi. Sivas bıçağının çeliğinin çok sağlam olduğunu, sapının boynuzdan yapıldığını da anlatan Kolat, Sivas bıçağının marka olduğuna dikkati çekerek, ''Bütün Sivas bıçaklarını üzerinde bir logo şeklinde Sivas yazar. Türkiye'de de kalitesiyle, estetiğiyle ön sırada yer alıyor. Bu konudaki bıçak ustalarımızın, yeni yetişecek bıçak ustalarımızın takipçisi, destekçisi olacağız ve onlara her türlü desteği vereceğiz'' ifadelerini kullandı. Sivas bıçağının patentinin alınması konusunda da çalışmalar yapabileceklerini anlatan Kolat, ilgili bakanlıkla görüşerek, Sivas köftesi için aldıkları patenti Sivas bıçağı için de alabileceklerini kaydetti. Sahte bıçakların ve ithal ürünlerin Sivas bıçaklarını olumsuz etkilediğine de dikkati çeken Kolat, Sivas bıçağının korunması için çalışmalar yürüttüklerini bildirdi. (EMN-DOĞ-İSA)04.10.2011 10:19:04
<< Önceki Haber Boynuz Saplı ''Sivas Bıçağı''nın, Tezgahlara Uzanan... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER