İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince ''Çakar''
ailesinin 19 üyesinin de aralarında bulunduğu 43'ü
tutuklu 96 kişi hakkında ''suç
örgütü kurmak'', ''nitelikli yağma'' ve ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek'' gibi suçlardan 1 ile 317 yıl arasında değişen
hapis cezası istemiyle hazırlanan
iddianame, İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Özel Yetkili İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Çavuşoğlu tarafından hazırlanan ve mahkemece kabul edilen 328 sayfalık iddianamede, 72 kişinin ''müşteki'', 3 kişi ''
mağdur'', ''Çakar'' soyadlı 19 kişinin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 96 kişi de ''
şüpheli'' olarak yer aldı.
Ünal Yanar'ın 19 Haziran 2006 tarihinde
Bayrampaşa Cezaevi önünde tabancayla vurularak öldürüldüğü, aynı gün Bayrampaşa İlçe Emniyet Müdürlüğüne başvuran 15 yaşını tamamlamamış G. Çakar'ın olayın faili olduğunu bildirdiği ve tutuklandığı iddia edilen iddianamede, olayla ilgili yapılan incelemeler sırasında bu şüphelinin cinayeti aile büyüklerinin azmettirmesi sonucu gerçekleştirdiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Gaziosmanpaşa'da yaşayan ''Çakar'' ailesine yönelik düzenlenen operasyonda Kemal,
Eyüp, Kemal ve Salim Çakar ile Yalçın Karek'in gözaltına alındığı ve bu kişilerin üzerleri ile ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda farklı kişiler adına düzenlenen çok sayıda
senet, tapu senedi, çek,
banka hesap cüzdanı, tapu senedi fotokopileri ve tefecilikte kullanılan hesap ajandası ele geçirildiği belirtilen iddianamede, ele geçirilen tüm belgelerin incelenmesi sonucunda ''Çakarlar'' olarak bilinen aile mensuplarının tefecilik yoluyla yüksek miktarlarda
kazanç elde ettiklerinin anlaşıldığı ve Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca bu suçlamaya ilişkin ayrı bir iddianame düzenlendiği hatırlatıldı.
-SUÇ ÖRGÜTÜNÜN ÇALIŞMA YÖNTEMİ-
Yapılan
teknik ve fiziki takip çalışmaları, şüphelilerin
telefon görüşme detay dökümlerinin incelenmesi, fotoğraf teşhisleri, gizli çekim ve dinlemelerle elde edilen diğer deliller sonucunda, özellikle Gaziosmanpaşa, Eyüp, Bayrampaşa ve Fatih ilçeleri başta olmak üzere İstanbul genelinde faaliyet gösteren Kemal Çakar (66) elebaşılığında
yasa dışı yollarla haksız çıkar elde etmek amaçlı kurulan ve hiyerarşik bir düzen içerisinde hareket eden
silahlı bir
suç örgütünün varlığının ortaya çıkartıldığı anlatılan iddianamede, Kemal Çakar'ın yaşının ilerlemesiyle örgütün faaliyetlerini tek başına idare etmekte zorlanmaya başladığı, bu nedenle son yıllarda örgütün sevk ve idaresini kendi isminde 29 yaşındaki oğlu Kemal Çakar ile beraber yürüttüğü, Üzeyir
Polat, Salim Çakar, Eyüp Çakar ve
Nevzat Çakar'ın da örgütün elebaşılarından olduğunun belirlendiği iddia edildi.
Üzeyir Polat'ın örgüt ile
emniyet,
adliye ve diğer kamu kurumlarında görevli
personel arasındaki irtibatı sağlayarak örgüt üyelerinin maruz kaldığı adli
soruşturmalardan en az hasarla kurtulması görevini üstlendiği, Salim Çakar, Eyüp Çakar ve Nevzat Çakar'ın da iş dünyasında durumu kötüye giden ya da
kumar alışkanlığı olan vatandaşları örgütün ağına düşürme görevini üstlendikleri dile getirilen iddianamede, şu ifadeler kullanıldı:
''Bu şahısların suç örgütünü basit bir tefecilik için kurmadıkları, tefecilik maskesi altında şikayetçilere verdikleri paralara yine şikayetçinin maddi durumuna göre belirledikleri çok yüksek
faiz uyguladıkları, bazı şikayetçilerin
doğal olarak faiz ödemelerini geciktirdikleri, kısa süre için de olsa faiz ödemesini geciktirenlere
baskı, cebir ve şiddet uygulayarak, ölümle tehdit ederek, silah kullanarak yeni ve daha büyük meblağlarda senet imzalattırdıkları ya da vatandaşların gayrimenkullerini örgüt üyelerinin adlarına
tescil ettirdikleri, örgütün vatandaşları tuzağa düşürmek amacıyla bazı bölgelerde kumarhane işlettiği, kumar bağımlısı olan şahısları örgüte ait kumarhanelerde oyun oynamaları için tehdit ettikleri, kumarhanelerde para karşılığında
oyun oynamak zorunda kalan vatandaşları
alkol içirmek ya da masada
hile yapmak suretiyle fahiş bir şekilde borçlandırdıkları ve zorla senet imzalattıkları, kumar borcunu ödeyemeyen vatandaşları benzer yöntemlerle yağmaladıkları, örgüt üyelerinin geçimlerini söz konusu örgüt adına gerçekleştirdikleri eylemlerden elde ettikleri kazançla sürdürdükleri, bu yöntemleri sistemli olarak uygulamak suretiyle verdikleri
küçük meblağlı tefecilik parasına karşılık vatandaşların uzun yıllar çalışarak elde ettikleri birikimlerini, ev ve iş yerlerini yağmaladıkları, sonuç olarak başka şekilde elde edemeyecekleri bir servete sahip oldukları, suç örgütünün yağma, yağma amaçlı silahla
yaralama, çek-senet tahsilatı ve bunun gibi birçok asayişe müessir eylemler gerçekleştirerek faaliyetlerine bu şekilde devam ettiği tespit edilmiştir.''
-TOPLAM 67 EYLEM-
Şüphelilerin hiyerarşik bir düzen içinde yaşantılarını sürdürdükleri ve örgüt içerisindeki ilişkilerinde de bunun kıstas alındığının belirtilen iddianamede, şüphelilerin suç unsuru oluşturan 1
Aralık 2007 ile 22
Kasım 2009 tarihleri arasındaki telefon görüşmelerine de yer verildi.
Bu kişilerin gerçekleştirdikleri toplam 67 eylemin de sıralandığı iddianamede, 20 Haziran 2009 tarihinde müşteki Fehmi Güler'in Gaziosmanpaşa Küçükköy yolu üzerinden geçtiği sırada alkollü olan Serkan Çakar, Adem Koyuncu ve Erhan Uykan tarafından yolunun kesilerek gasbedilmeye çalışıldığı da anlatıldı.
Kumara zaafı olan ve 20 bin lira ile borçlandırılan bir esnaftan, 20 bin lira karşılığı alarak 200 bin lira istendiği vurgulanan iddianamede, oğul Kemal Çakar ve adamlarının, takip edip buldukları eski iş ortağı Recep Çetinkaya'nın arabasına zorla bindikleri, boğazına
bıçak dayayarak Gaziosmanpaşa'daki kumarhanelerine götürdükleri ve Çetinkaya'yı orada bıçakla darbedip şikayetçi olmaması için korkuttukları öne sürüldü.
Kumar oynamaya düşkün olan emlakçı
Sinan Sancakdaroğlu'nun arkadaşları vasıtasıyla oğul Kemal Çakar'ın Gaziosmanpaşa'daki kumarhanesinde kumar oynamaya başladığı, burada büyük paralar kaybettiği ve son olarak da borçlandığı 55 bin lira için senet imzaladığı dile getirilen iddianamede, örgüt üyelerinin ilerleyen zamanlarda borçlandığı paraları ödeyemeyen Sancakdaroğlu ve
babası Cemalettin Sancakdaroğlu'nun evlerine giderek araştırma yaptıkları, ailesini tehdit ettikleri, Sinan Sancakdaroğlu'na da hakaretlerde bulunduğu anlatıldı.
İddianamede, Sinan Sancakdaroğlu'nun, borçlarını ödeyememesi ve maruz kaldığı tehditlerden dolayı
psikolojik sıkıntılara girdiği ve 11
Mayıs 2009 tarihinde de silahla başına ateş ederek
intihar ettiği belirtildi.
-ŞARKICI TARIK MENGÜÇ ŞİKAYETÇİ OLMADI-
Örgütün kazanç elde etmek için tefecilik yapma eylemiyle ilgili 13 olaya da yer verilen iddianamede, şarkıcı Tarık Mengüç'ün de örgütten 2010 yılında faizle borç para aldığı iddia edildi.
İddianamede, Mengüç'ün 4 Kasım 2010 tarihinde verdiği ifadesinde, ''Ekonomik sıkıntılar yaşadığı için arkadaşının kendisini Çakarlara yönlendirdiğini, arkadaşıyla beraber Çakarların Gaziosmanpaşa'daki yerine gittiklerini, orada bir kişiden 2 bin 600 lira para aldığını, ancak bu şahıslara 3 bin 600 liralık senet verdiğini, 2 ay 600'er liradan bin 200 lira ödeme yaptığını, bu şahıslara toplam 1700 lira para ödediğini, ancak bu ödemeleri sırasında herhangi bir baskı tehdit görmediğini ve olayla ilgili kimseden şikayetçi olmadığını'' beyan ettiği aktarıldı.
-CEZA İSTEMLERİ-
İddianamede, örgüt elebaşılarından olan oğul Kemal Çakar'ın ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'', ''örgütün korkutucu gücünü kullanarak, örgüte yarar sağlamak maksadıyla nitelikli yağma'', ''silahla genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması'', ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek'', ''kişiyi silahla ve şiddet kullanarak hürriyetinden yoksun bırakmak'', ''nitelikli yağmaya teşebbüs etmek'', ''kasten yaralamaya azmettirmek'' ve ''örgütün gücünden yararlanarak tehdit etmek'' suçlarından toplam 192 ile 317 yıl arasında değişen
hapis cezasına çarptırılması istendi.
Örgüt elebaşılarından baba Kemal Çakar'ın da benzer suçlardan 136 ile 222,5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması öngörülen iddianamede, diğer örgüt elebaşılarından Salim Çakar'ın 103 ile 165,5 yıl, Nevzat Çakar'ın da 29,5 ile 51,5 yıl, ''Çakar'' soyadlı diğer 15 kişinin de aralarında bulunduğu 92 sanığın da benzer suçlardan 1 ile 141,5 yıl arasında çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi.
Davanın görülmesine, önümüzdeki günlerde İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.
-POLİS ŞUBE MÜDÜRÜ VE AVUKATLAR DA GÖZALTINA ALINMIŞTI-
Söz konusu suç örgütüne yönelik İstanbul'un 10 ilçesi ile
Bursa,
Tekirdağ ve Erzurum'da düzenlenen eş zamanlı operasyonda, çok sayıda suça karıştıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve aralarında bir polis şube müdürü ile 1
komiser, 2
polis memuru, 2
avukat ve 1 banka memurunun da bulunduğu 78 kişi Beşiktaş'taki İstanbul
Adliyesine sevk edilmişti.
Mahkemece sorgulanan bu kişilerden 35'i tutuklanırken, polis şube müdürü K.S'nin de aralarında olduğu 43 kişi ise serbest bırakılmıştı.
Bu arada, soruşturma aşamasında polis müdürü ve memurlarla ilgili dosyanın ayırarak görev yaptıkları yerlere gönderdiği öğrenildi.
(MK-KÖS-İU)17.06.2011 13:34:28