Cumhuriyet Halk Partisi (
CHP)
Balıkesir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi
Namık Havutça, ''
Türkiye basın özgürlüğü konusunda sınıfta kaldı'' dedi.
Bandırma Şehir Kulübünde gazetecilere
ülke gündemiyle ilgili değerlendirme yapan Havutça, parlamentoda
yemin konusunu anımsatarak şunları söyledi:
''Biz,
halkın seçtiği, haklarında mahkumiyet hükmü bulunmadığı halde aylardır
tutuklu durumda bulunan iki milletvekili arkadaşımızın durumlarına dikkati çekmek için bir süre yemin etmemeyi uygun gördük. Çünkü, uzayıp giden, ucu açık tutukluluk süreci, hukukla yönetildiğini öne süren hiçbir
Avrupa devletinde yoktur.''
Yemin ettikten sonra kendisinin, siyasi tarihimizde ilk kez, bir muhalefet partisi milletvekili olarak yazılı
soru önergesi vererek tarihe geçtiğini vurgulayan Havutça, ''İlk önergem, Bandırma Limanı'na getirilen GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) mısırlar konusundaydı. Ardından, Savaştepe ilçesinin Karacalar köyünde katledilen iki kuzen kız için yazılı araştırma önergesi verdim. Bunu, 24 Temmuz basından sansürün kaldırılışının 103. yıl dönümü nedeniyle verdiğim gazetecilerin sorunları ile ilgili önerge izledi'' diye konuştu.
Türkiye'nin çağdaş bir
Anayasaya gereksinimi bulunduğu konusunda herkesin ortak bir düşünce içinde bulunduğuna dikkati çeken Namık Havutça, şu değerlendirmede bulundu:
''Ancak bu Anayasanın çerçevesi de iyi çizilmeli. Bu Anayasa, şu andaki Anayasanın ilk üç maddesine kesinlikle dokunulmadan, üniter yapımız, ulusal birlik ve bütünlüğümüz korunarak hazırlanmalı. Her şeyden önemlisi de, Anayasa, tüm
siyasi partiler, odalar,
sivil toplum kuruluşları ve sosyal sınıfların da düşünceleri alınarak hazırlanmalı. Türkiye, yeni, çağdaş ve özgürlükçü bir Anayasaya ancak bu şekilde kavuşabilir.''
Tüm dünyada, yeni bir
ekonomik kriz ile ilgili
alarm zillerinin çaldığına işaret eden Havutça, ''Elbette ki, ülkemizde böyle bir krizin gerçekleşmesi beklentisi içinde değiliz ve felaket tellallığı da yapmak istemiyoruz ama Türkiye'nin cari açıklarının çok yüksek olduğu gerçeğini de unutmayalım'' diye konuştu.
''Türkiye, 2002 yılına,
Bülent Ecevit Hükümeti döneminin ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Kemal Derviş'in ekonomik kararlarıyla girdi'' diyen Havutça, şöyle devam etti:
''Daha sonra iktidara gelen
AK Parti Hükümeti, Derviş'in bu ekonomik kararlarını istikrarlı bir şekilde sürdürerek, enflasyonun düşmesine yol açtı. Yani, asıl mucizeyi Kemal Derviş yaptı. AK Parti Hükümeti döneminde eşe, dosta, devletin mallarının peşkeş çekildiğini unutmayalım. Bu hükümet, halen dünyanın ilk 16 büyük ekonomisi arasına girdiğimizi öne sürüyor. Peki, bu ekonomiden işçiler, köylüler, kamu çalışanları ne kadar pay alıyor? Yüzde 50 oy alarak iktidara gelmenin umursamazlığı içinde bulunan Başbakanı, cari açığımızın yüksekliği gerçeği doğrultusunda, ekonomi konusunda ciddi ve ivedi önlemler almaya çağırıyoruz.''
Başbakanın, ''Türkiye'nin, ileri
demokrasi ile yönetildiği'' şeklindeki açıklamalarını doğru bulmadığını söyleyen Havutça, ''Türkiye'de, şu anda 66 gazeteci tutuklu. 2 binin üzerindeki gazetecinin soruşturması sürüyor. Bu gazeteciler ne yaptılar,
cinayet mi işlediler,
banka mı soydular?
Basın özgürlüğü olmazsa, demokrasiden de, vicdan özgürlüğünden de söz etmeye olanak yoktur. Türkiye artık, her yönüyle eksiksiz bir demokrasiyi yaşama geçirmek zorundadır. Türkiye basın özgürlüğü konusunda sınıfta kaldı'' dedi.
(PES-MRT-HRN-BAK)07.08.2011 11:13:08